Bulut Diye Bir Åžey Var...
Dünya Bankası üyesi, Uluslararası Finans Kurumu (IFC) ve Dünya Yeşil Binalar Konseyi (World GBC) 2013 yılında gelişmekte olan ülkelerde ve Yeşil Bina sektörünün geleceği olan ülkelerde Yeşil Binaların artması için birlikte çalışmaya karar verdikleri bir ortaklık anlaşması imzaladılar. İklim değişikliğinin önüne geçmek ve pazarın dönüşümüne öncelik ederek, Yeşil Bina alanında lider olma yolunda ortaya konulan bu önemli ortaklık 2016’da meyvelerini vermeye başladı. WGBC networkü altındaki ulusal Yeşil Bina konseylerini IFC’nin bu girişimine açma kararını, ÇEDBİK gibi üyelerinin onaylarıyla aldı. WGBC’nin üyeleri binaları artık EDGE kullanarak sertifikalayabilecekti. 2013’ten beri IFC’nin üzerinde çalıştığı program geçtiğimiz yıl tamamlandı. EDGE, binaların enerji, su ve malzeme tüketimini yüzde 20 azaltmayı hedefleyerek pazara sürüldü. Bu ortaklık daha çok hızla büyüyen ve artan nüfusla azalan kaynak sorunu, enerji güvenliği ve emisyon artışı sorunu olan ülkelere yoğunlaşacaktı. 2050’de inşaat sektörünün 2 katına çıkacağı öngörüldü. 2012’de Cape Town’da katıldığım WGBC Başkanlar Toplantısı bu öngörülerin tartışıldığı en önemli platformlardan biri olarak Yeşil Binaların tarihine geçti. IFC bugüne kadar doğrudan ve finansal aracı kurumlar üzerinden binalarda kaynak geliştirmeye 600 milyon doların üzerinde yatırım yaptı. Ayrıca hükümetlere de bu alanda danışmanlık hizmeti sundu. WGBC gibi global üyeleri olan bir STK ile IFC gibi global pazarlarda varlık gösteren bir kuruluşun Yeşil Bina sektörünün demokratikleşmesinin önünü açacağı kuşkusuz. USGBC iktisadi işletmesi olarak çalışan GBCI (Green Building Certification Institute), EDGE sertifikasını LEED, SITES ve benzerleri gibi vereceğini açıkladı. Los Angeles’ta bu yıl katıldığım Greenbuild2016 Konferansı’nda ise USGBC ve GBCI ortaklığında ARC adında bir şirket kurulduğu açıklandı. Yeşil olsun olmasın, tüm binaların verilerini girmeye olanak tanıyan bu online platform, istenilen her Yeşil Bina sistemi ve standardına göre performansı ölçebilecek, iyileştirmeler önerecek ve endüstri benchmark’ı oluşturabilecek. Amaç, veri toplamayı kolaylaştırarak, sadece en üst düzey Yeşil Bina verilerini değil, tüm Yeşil Bina endüstrisini daha ulaşılabilir hale getirmek. ARC platform yakında kullanıma açılacak. Böylece Amerikan Yeşil Binalar Konseyi (USGBC) olarak bünyemize aldığımız LEED, WELL, PEER, GRESB, SITES, EDGE, ParkSmart, Zero Waste ve ICP sertifika sistemleriyle sertifikalanan tüm binaların da verilerini kolayca toplayabileceğiz. ABD’de Jerry Judelson tarafından yayınlanan “2020’de Yeşil Bina Sektöründe Megatrendler Neler Olacak?” başlıklı makalede, bu sektörün “akıllanacağını” haber veriyor. Akıllanmakla kasdedilen ise, “bulut bilişim” ve “büyük veri analitiği” sayesinde güç ve uygulamaların artacağı. Bina sahipleri ve 3. parti servis şirketleri performans ölçme, veri analitiği, görüntüleme, hata tespiti ve teşhisi, portföylerin enerji yönetimi ve mesajlaşmayı bulut bilişim (cloud computing) kullanarak yapacak. “Bulut Bilişim”, internetin 3G teknolojisiyle her yeri kuşatması ve her yerde kullanılıyor olması ile gelen bir kavram. Popülerliği gittikçe artan bulut bilişim, ana kaynaktaki her türlü bilginin, diğer bilişim aygıtları aracılığıyla internet aracılığıyla kullanılmasını ifade ediyor. Geleneksel olarak bilişim sistemlerinde, işlemin yapıldığı aygıt ile saklandığı aygıt aynıydı. Ancak bulut bilişimde bilginin işlendiği aygıt ile saklandığı aygıt farklı olabiliyor. Bu durumdan hareketle, pek çok firma ücretli veya ücretsiz saklama hizmeti verebilir hale geldi. Bu nedenle aygıtlar üzerinde çok fazla disk kapasitesi gerekmiyor. Ortada fiziksel bir ürün bulunmuyor. Bulut bilişimin sağladığı en büyük avantaj, kullanıcıların belli bir ofise ya da fiziksel mekana bağlı kalmadan dünyanın her yerinden bulut bilişim hizmetlerine erişebiliyor olması. Bu gidişata, aslında ABD’de artık şehirlerin ve eyaletlerin, bina sahiplerinden binalarıyla ilgili her türlü veriyi istemesi yol açıyor. Bugün birçok belediye, ticari bina sahiplerinden kiracılara, binaları satın alanlara ve hatta halka, bina enerji performanslarını paylaşmayı şart koşuyor. Bakalım Türkiye’de belediyelerde neler oluyor... Türkiye’de aklıbaşında bir İklim Eylem Planı hazırlamış tek Büyükşehir Belediyesi “Gaziantep”. Diğerleri, yıllar önce yapmaları gerekirken henüz bu komplike çalışmaya bütçe bile ayırmamışlar. En acısı da, birçok uluslararası fona başvurmak için gereken bu kompleks planların ihale açmadan satın alma sınırları altında yaptırılmaya çalışması. Bulutların üzerine çıkabilmek, bu konuya bütçe ayırmayı gerektiriyor. “Bulut diye bir şey var... Bu bilişim... Fazla kafa yorarsan sıyırırsın” diye demeçler veren politikacılarla bırakın gelecek için planlar yapmayı, kısa vadeli stratejiler geliştirmek bile mümkün olmayabilir. Ülkede maalesef doğru yönlendirme yapanlar çarkın dışına itiliyor. Bu nedenle STK’lara, akademisyenlere bugün her zamankinden daha fazla iş düşüyor: “Devamlı öğretmek”... En hakiki mürşidin her zaman kazanacağını bilerek yetiştirilmiş bizlere... Ä°lginizi çekebilir... Mekanik Tesisatın Yeni Yüzyılı: Tesisat Sektörünün Dört BileÅŸeniGHÄ°YO'dan okuldaşım, Ä°ÅŸ ve Pazar GeliÅŸtirme Stratejileri Mentoru deÄŸerli dostum Yavuz Can Yazıcı, Four Essentials izlenimlerini yazdı.... ISO 14067 Ãœrün Karbon Ayak Ä°zi Hesaplama ve DoÄŸrulamaSon zamanlarda, iklim deÄŸiÅŸikliÄŸi konusu giderek daha önemli hale gelmektedir. Ä°klim deÄŸiÅŸikliÄŸi, dünya genelindeki birçok ülkeyi etkisi altına almakt... Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ve SKDM Sertifikası Nedir?Ä°klim deÄŸiÅŸikliÄŸi, günümüzde dünyanın karşı karşıya olduÄŸu en büyük tehditlerden biridir. Karbon emisyonlarının azaltılması ve sürdürülebilir bir gele... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.