TGÜB Yönetim Kurulu Başkanı Fethi Hinginar: "Gazbetonla 20 Milyar Dolarlık Tasarruf Sağlandı"
YEŞİL BİNA: TGÜB’ün 25 yılını kısaca özetleyebilir misiniz? Hangi amaçlarla kuruldu? Dönüm noktaları ve inşaat sektörüne katkıları nelerdi? FETHİ HİNGİNAR: TGÜB olarak Türk inşaat sektörünün yasal ve teknik altyapısına doğru katkılar sunabilmek ve Avrupa Birliği’yle olan ilişkilerde kurumsal olarak yer alabilmek amacıyla 1990 yılında kurulmuş bir organizasyonuz. AKG, BTG, Nuh ve Türk Ytong olmak üzere dört üyemiz var. Üye firmalarımıza ait Türkiye çapındaki 9 fabrikada beş milyon metreküpe yakın üretim kapasitemiz bulunuyor. Bu rakamlarla ülke olarak Avrupa’nın lider gazbeton üreticisiyiz... Türkiye gazbetonla 1960’lı yıllarda tanışmıştı. 1990’lı yıllara gelindiğinde ise gazbetonun önemi daha çok anlaşılmaya başlandı ve piyasadaki talebin artmasıyla birlikte yeni yatırımcılar devreye girdi. Türkiye’de gazbeton üretiminin yapıldığı ilk yıllardan itibaren en büyük hedeflerimizden birisi, Avrupa Gazbeton Üreticileri Birliği (EAACA)’ne üye olmaktı. Fakat önümüzde iki engel vardı. İlk engel, Avrupa Gazbeton Üreticileri Birliği’ne sadece ilgili ülkelerdeki gazbeton üretici birliklerinin üye olabilmeleriydi. Diğer engel de, ülke olarak Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üye olmamasıydı. Fakat yıllar geçip Türkiye’deki üretici sayısı artmaya başlayınca, ilk engel olan Birlik olma engelini 1990 yılında Türkiye Gazbeton Üreticileri Birliği’ni kurarak aşmış olduk. İkinci engeli de, sadece AB’ye üye ülkelerin değil, aday ülkelerin de bu Birliğe üye olabileceği maddesini EAACA’nın yönetmeliklerine sokarak aştık ve kurulduğumuz yıl olan 1990’da Avrupa Gazbeton Üreticileri Birliği’ne üye olduk. O zamanlarda Türkiye’de üretilen toplam gazbeton miktarı 600 bin metreküp civarındaydı. Yıllar içindeyse ısı yalıtım bilincinin artmasıyla gazbeton kullanımı da giderek yaygınlaştı, üretici sayısı ve üretim hacmi arttı. Enerjinin verimli kullanılması gerektiğinin anlaşılmasının ardından gazbetonun da bu kapsamda ciddi bir fayda oluşturduğu görüldü ve talep her geçen yükseldi. Türkiye’de gazbeton üretiminin başlamasından bugüne toplam 50 milyon metreküp gazbeton üretilerek, yaklaşık dört milyon sağlıklı ve çağdaş yapının inşasında kullanıldı. Bu da 20 milyar dolarlık bir tasarruf anlamına geliyor. Avrupa ülkeleri yapı yönetmeliklerini tümüyle revize ediyorlar. Enerji tüketimini mevcut ve yeni yapılacak binalarda çok ciddi şekilde kısıtlıyorlar. Hedefleri, sıfıra yakın enerji tüketecek konutlar üretilmesi. Türkiye’de ise mevcut yapı stoğumuz Avrupa’daki mevcut binalara göre yüzde elliye yakın fazla enerji tüketiyor. Yani aramızda uçurum var. TGÜB olarak bu standartların Türkiye’ye adaptasyonu konusunda da çalışmalar yürütüyoruz. Özelikle gazbeton ve yapı malzemelerini ilgilendiren standart ve yönetmeliklerin hazırlanma süreçlerinde kamu kurumları nezdinde TGÜB’ün ciddi ve kabul edilir bir kurum olmasını sağladık. Nitekim şu anda yapı malzemeleriyle ilgili çıkan her türlü yönetmelik veya standart değişikliklerinde mutlaka TGÜB’den görüş alınıyor. Yangın Yönetmeliği ve Deprem Yönetmeliği çalışmalarının içinde olduk ve katkı sağlamaya çalıştık. YEŞİL BİNA: TGÜB’ün gündeminde neler var? FETHİ HİNGİNAR: Türkiye Gazbeton Üreticileri Birliği üyeleri Türkiye’ye yeni ve teknik ürünler kazandırmayı hedefliyor ve bu konuda çok ciddi çalışmalar yapılıyor. Bu çalışmalarla ısı yalıtım değeri çok daha yüksek gazbeton üretmeyi amaçlıyoruz. Halihazırda gazbeton sektöründe, taşyününün ısı yalıtım değerlerine yakın gazbeton malzemeler üretiliyor. Bu malzemelerin Türkiye’de üstün özellikleriyle inşaat sektörüne ciddi bir katkı sağlayacağını düşünüyoruz. TGÜB olarak Ortadoğu Teknik Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi ile çok ciddi ortak bir araştırma yürütüyoruz. Bu kapsamda, gazbeton malzemelerinin deprem karşısındaki davranışlarının bilimsel olarak ortaya konulması için bir çalışma içinde yer alıyoruz. İki yıldır devam eden çalışmanın yılsonunda tamamlanması planlanıyor. Bu çalışmaya gerek bizim açımızdan gerekse Türkiye’de depremlerde yapısal davranışların daha sağlam bir zemine oturması açısından çok değer veriyoruz. Çalışma Avrupa’da da takip ediliyor. Hatta İstanbul Teknik Üniversitesi bu araştırmayı Almanya’dan katkı alarak yürütüyor. 25. yıl kutlamalarımızla birlikte kasım ayında Avrupa Gazbeton Üreticileri Birliği’nin yönetim kurulu toplantısını da İstanbul’da yaptık. Ayrıca, ülkemizde fotoğraf sanatı ve sanatçılarına katkıda bulunmak ve yaşadığımız, çalıştığımız, her gün önünden geçtiğimiz ve fakat fark edemediğimiz hayata renk katan yapılara dikkat çekmek amacıyla “Fark Yaratan Yapılar” Fotoğraf Yarışması düzenledik. Yarışmanın sergisi ise İstanbul Deniz Müzesi’nde yapıldı. YEŞİL BİNA: Gazbeton yapıya, tasarımcıya, yükleniciye ve kullanıcıya ne tür katkılar sağlıyor? FETHİ HİNGİNAR: TGÜB üyesi gazbeton üreticileri, inşaatlara kalitesi garanti edilmiş malzemeler sunuyorlar. Enerji verimliliği açısından yüksek ısı yalıtım özelliği olan yanmaz malzemeler üretiyoruz. Yani gazbeton, yapı malzemeleri içinde yanmazlık özelliğiyle öne çıkan bir malzeme. Yine gazbeton, hafifliği dolayısıyla binaların toplam yükünü de hafifletiyor ve dolayısıyla deprem esnasında riskleri de azaltıyor. Ayrıca gazbetonun ana hammaddesi olan kum, nihai üründe hacim olarak ancak yüzde yirmilerde bir pay alıyor. Nihai ürün olan gazbetonun yüzde sekseni ise hava kabarcıklarından oluşuyor. Yani yarattığımız katma değerin yanında tabiattaki ana hammaddeleri de çok az kullanıyoruz. Az hammaddeyle hacimli ürünler üretiyoruz. Ayrıca gazbeton üreticileri olarak yapı malzemeleri üreticileri arasında ilk EPD sertifikalarını alan firmalar, üyelerimiz arasında bulunuyor. YEŞİL BİNA: Devletten ve kamu kurumlarından ne tür beklentileriniz var? FETHİ HİNGİNAR: Türkiye’de yapı mevzuatı açısından önemli boşluklar olduğunu biliyoruz. Mesela bir yapı yasamız yok. Yönetmeliklerle farklı konular düzenlenmeye çalışılıyor. Örneğin Isı Yalıtım Yönetmeliği ile Yangın Yönetmeliği arasında çelişen maddeler bulunuyor. Yönetmeliklerde ucu açık konular var. Türkiye’de ciddi bir yasal altyapının oluşması şart. TGÜB olarak yönetmelik revizyonu çalışmalarının içinde yer alıyoruz. Deprem yönetmeliğindeki bazı eksiklerin, biraz önce bahsettiğim ODTÜ ve İTÜ ile birlikte yürüttüğümüz çalışmanın sonuçlanmasının ardından giderileceğini tahmin ediyoruz. Türkiye’de Su Yalıtımı Yönetmeliği’nin olmaması da ciddi bir eksiklik olarak önümüzde duruyor. Bunun yanında ses yalıtımı ve rüzgarla ilgili yasal düzenlemelerin olmaması da büyük eksikliler olarak görülebilir. TS 825 de geçtiğimiz senelerde revize edildiği halde maalesef hala Resmi Gazete’de yayınlanmadı. Oysa önceki Isı Yalıtım Yönetmeliği’ne göre yalıtım performansını yüzde 20 civarında iyileştiren bir yönetmelikti. Türkiye’de 6.5 milyon konutun yıkılıp, yeniden yapılması lazım ve bu en geç 15 yıl içinde olmalı. Türkiye’nin bir başka dezavantajı da çok sağlıklı bir yapılaşma politikamızın olmayışı. Şu anda sürdürülen kentsel dönüşüm çalışmalarının çok sağlıklı yürümediğini de hepimiz biliyoruz. Otuz yıl sonra yeniden bir kentsel dönüşüme ihtiyaç duyabiliriz. Bu da Türkiye ekonomisini olumsuz etkiler. Dolayısıyla yeni projelerde en azından bazı unsurların gözönüne alınmasını istiyoruz. Ä°lginizi çekebilir... Form Åžirketler Grubu Yürütme Kurulu BaÅŸkanı Tunç Korun: "Her Geçen Yıl Ar-Ge Çalışmalarımız ve Yerli Ãœretimlerimizle Ãœrün Gamımızı GeniÅŸletiyoruz"Form Åžirketler Grubu Yürütme Kurulu BaÅŸkanı Tunç Korun, ÅŸirketlerinin baÅŸarılı performansını, geliÅŸtirdikleri yeni ürünleri ve hedeflerini dergimize a... Avrupa BirliÄŸi YeÅŸil Mutabakatı Sektör GörüşleriAvrupa BirliÄŸi YeÅŸil Mutabakatı konusunda, yapı malzemeleri sanayicilerine, sektörümüzün önde gelen firma temsilcilerine mutabakatın yaratacağı yeni d... Sıfır Enerjili Binalar'a UlaÅŸmak Hiç Zor DeÄŸilTürkiye'nin sadece binalarda kullanmak için her sene yaklaşık 15 milyar dolar enerji ithal ettiÄŸini dile getiren Zero Build Genel Sekreteri Özgür ... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.