ÇEDBİK Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Özdil: "Yüzümüzü Tek Tek Binalardan Şehre Çevireceğiz"
Selçuk Özdil: 1954, Ankara doğumluyum. 1973’te Kadıköy Maarif Koleji’ni bitirdikten sonra 1979 yılında ODTÜ Makina Mühendisliği Bölümü’nden Makina Yüksek Mühendisi olarak mezun oldum. Ardından çeşitli firmalarda görevler aldım. 1985 yılından beri de yapılarda çelik kullanımının yaygınlaşması ve yapısal çelik sektörünün geliştirilmesi için çalışıyorum. Kurucu üyelerinden olduğum Türk Yapısal Çelik Derneği’nin halen yönetim kurulunda yer alıyorum. Çalışma hayatımı ise ArcelorMittal CL Çelik Dış Ticaret A.Ş. çatısı altında sürdürüyorum. Yeşil Bina: ÇEDBİK’in gündemini öğrenebilir miyiz? Bugünlerde hangi konulara odaklanıyorsunuz? Selçuk Özdil: ÇEDBİK’te bütün çalışmalarımızı komiteler kanalıyla yürütüyoruz. Yönetime geldiğimizden bu yana komitelerimizi “Teknik Kurul” ve “Tanıtım Kurulu” olmak üzere iki kurul altında topladık ve ilk yaptığımız şey, bu komiteleri çalışır hale getirmek oldu. ÇEDBİK’in gündeminde yer alan en önemli konulardan biri, tüzüğümüzde de bulunan “Yeşil Konut Kılavuzu”... Bu konuyla ilgilenen bir komitemiz var ve çalışmalarını sürdürüyor. İlk sürümü yapılmış ve sitemizde paylaşılmış olan programın ikinci sürümü hazırlanıyor. Önümüzdeki aylarda pilot çalışmaları bitirip, programı uygulama aşamasına geçilebilecek bir noktaya getireceğiz. Bunun dışında önem verdiğimiz başlıklardan biri de eğitim faaliyetlerimiz. Profesyonellere yönelik LEED ve BREEAM gibi programların eğitimlerini veriyoruz. Bugünün profesyonellerinin yanısıra yarının profesyonellerine, yani öğrencilere ve “Geleceğimiz” olan çocuklarımıza yönelik eğitimlerimiz de planlanıyor. Öğrencilere yönelik eğitimlerimizi ücretsiz veriyoruz. Çocuklar için bir “Yeşil Okullar” projemiz var. Hem okulların sürdürülebilir yapılar olması, hem de öğrencileri sürdürülebilirlik ve çevre duyarlılığı konularında eğitmek için sürdürdüğümüz uluslararası bir proje. Bunların yanı sıra kendi teknik ihtiyaçlarımızı karşılayacak olan bir Malzeme Komitemiz var. Şu andaki kılavuzlar, basitleştirilmiş nitel değerlendirilme sistemleri. Halbuki biz tamamen nicel hale gelmesini istiyoruz. Zaten teknoloji de bu yönde ilerliyor. Mimar çizimini yapıyor, çizimi yaparken kullanılan yapı elemanlarının yaşam döngü analizleri, doğrudan programın arka tarafından eklemleniyor. Yani yapıyı tasarlarken, yaşam döngü analizinin, çevreye etkisinin hesaplanabilir hale gelmesi lazım. Tabi bunun için çok iyi bir ve veritabanı gerekiyor. Türkiye’de yapı malzemeleri sektöründe çevre etki değerlendirme raporu alan malzeme sayısı sınırlı. Bu raporlar alınacak, bunların bir veritabanı olacak, bu veritabanı da BIM sistemlerine eklemlenecek. Amacımız bu yönde ilerlemek. Bunun için Türkiye İMSAD’daki benzer komiteyle de işbirliği yapıyoruz. Türkiye’deki uzmanlar yaşam döngü analizi yaparken Avrupa rakamlarını Türkiye için “yaklaşık” kullanıyorlar. Halbuki bu analiz yapılırken, Türkiye’de enerjinin nasıl üretildiği ve ne kadarının sürdürülebilir kaynaklardan elde edildiğinin gözönünde bulundurulması gerekiyor. Malzemeyi üretirken kullanılan enerjinin, bunun arkasındaki karbon salımının hesaplanması gerekiyor. Bunun dışında da daha birçok etmeni hesaplamak şart. Böylelikle işi ölçülebilirliğe çevirmek istiyoruz. Çocuklarımıza daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için doğru hesaplar yapmak gerekiyor. Şu anki kılavuzlar biraz “tasarımı şöyle yaparsak sonucu da iyi olur” der gibi. Bunu da “Altın”, “Gümüş”, “İyi”, “Çok iyi” vs. şeklinde sınıflıyorlar. Zaten bu sınıflamalar bile bir anlamda bu işin niteliksel olduğunu gösteriyor. Halbuki sonuçların daha hesaplanabilir olması şart. Tasarımı yaparken attığımız her adımın sonucunu hesaplayabiliyor olmamız gerekiyor. Bu büyük bir hedef ama imkansız değil. Kılavuz konusunda hedefimize ulaşırsak, yani kılavuzu nitel olmaktan nicel, ölçülebilir hale getirebilirsek, dünyaya öncülük etmiş olacağız. Belki teknolojimizi de dışarı satabiliriz. Bunu yaparken müşavirlik satabiliriz, onunla birlikte malzemelerimizi de pazarlayabiliriz. Yeşil Bina: Geçtiğimiz dönemlerde farklı kuruluşların yeşil sertifika çalışmaları yürütülüyordu... Bu projelerle ilgili yorumlarınız nelerdir? Selçuk Özdil: Bu çalışmalar hakkında bizim de çok fazla bilgimiz yok. Programların içerikleri açık değil. Bu programların kullanılabilir olmaları için hem sektöre hem de kamuya açık olmaları gerekir. Üyelerimizden bazıları sözkonusu çalışmalara destek vermeye çalışıyorlar fakat onlar da programların tamamını biliyor değiller. Ayrıca kılavuzların kendi içlerinde hem düşünsel hem de teknolojik bütünselliklerinin olması gerekir. Bölümleri ayrı ayrı uzmanlara dağıtıp yazdırırsanız ortaya çıkan program da tutarlı olamaz. Bu arada bir gelişme daha oldu... Bakanlık, iyi niyetli ama eksikleri olan bir yaklaşımla çevre dostu yapı kılavuzları için bir yöntem belirledi. Bakanlık bu konuda bir yönetmelik yayınladı. Bakanlık ve ilgili genel müdürlükle görüşmeye başladık. Hatta içine bir de “güvenli yapı” kattılar. Yapıların güvenli olması zaten yeşil olmasının bir parçası ama o da kendi içinde başlı başına bir bölüm. Bu konuda İMSAD’ın da bir raporu var. En çok rahatsız edici bölümü “güvenli yapı”. Çünkü biz bir kere güvenli yapı yaptığımızdan emin değiliz. Bakanlıkla görüşerek hem daha etkin hem de daha az enerji sarfederek doğru olanı yapmanın yolunu birlikte bulabileceğimizi umuyoruz. Ama her hâlükârda biz kendi programımıza göre kılavuzu geliştirmeye devam ediyoruz. Ayrıca ÇEDBİK olarak geliştirdiğimiz kılavuzun sadece yeni inşa edilen konutlara yönelik bir kılavuz olduğunu da hatırlatmam gerekiyor. Bunun bir de mevcut konutlar kısmı var. Türkiye eğer karbon salımını azaltmak istiyorsa mevcut binalara yönelik de çalışmaların yoğunlaştırılması gerekiyor. Yeşil Bina: Yerleşke boyutuna hiç gelemiyoruz herhalde... Selçuk Özdil: O da işin başka bir boyutu... İstanbul’da bütün binalar yeşil sertifika alsa yine de hiçbir yeri yeşil yerleşke yapabilmeniz mümkün değil. Binaların hepsi bitişik. Hepsi yeşil de olsa bir sürü kuleden oluşan bu yerleşkenin veya bu komşuluk biriminin yeşil olması söz konusu değil. Bunun için bazı belediyelerin çalışmaları var. Bu sadece kılavuzla olmaz. Şehircilik bilime dayalıdır. Yeniden icat etmeye gerek yok. Sadece bizim bir şekilde bu konuda doğru olanı yapmaya karar vermemiz lazım. Maalesef bu kararlılığa sahip değiliz. Sık sık karar ve yön değiştirerek ortaya çıkan da en basit deyimiyle bir kakafoni yaratıyor. Onun için Yeşil Binalar Zirvesi’nde yüzümüzü artık tek tek binalardan komşuluğa, çevreye, yerleşkeye ve şehre çevireceğiz. Yeşil Bina: Yeşil Binalar Zirvesi’nde çalışmalar ne durumda? Selçuk Özdil: Daha önceki seneler şubat ayında yapılan Yeşil Binalar Zirvesi bu yıl 13-14 Mayıs tarihlerinde yapılacak. Geçmiş yıllardaki organizasyonların zaten yüksek olan çıtasını daha da yükseltmeye çalışacağız. Yakın zamanda konuşmacılarımız, panellerimiz belli olmaya başlayacak. Konuyu her bir yönüyle kavramaya çalışacağız. Bu arada bir Zirve’ye yetiştirmeyi planladığımız “Beyaz Kitap” çalışmamız var. Bu raporda, sektörün mevcut durumunu analiz edip, hedeflerimizi, yol haritamızı karar vericilerle, uygulamacılarla paylaşmayı amaçlıyoruz. Ä°lginizi çekebilir... Form Åžirketler Grubu Yürütme Kurulu BaÅŸkanı Tunç Korun: "Her Geçen Yıl Ar-Ge Çalışmalarımız ve Yerli Ãœretimlerimizle Ãœrün Gamımızı GeniÅŸletiyoruz"Form Åžirketler Grubu Yürütme Kurulu BaÅŸkanı Tunç Korun, ÅŸirketlerinin baÅŸarılı performansını, geliÅŸtirdikleri yeni ürünleri ve hedeflerini dergimize a... Avrupa BirliÄŸi YeÅŸil Mutabakatı Sektör GörüşleriAvrupa BirliÄŸi YeÅŸil Mutabakatı konusunda, yapı malzemeleri sanayicilerine, sektörümüzün önde gelen firma temsilcilerine mutabakatın yaratacağı yeni d... Sıfır Enerjili Binalar'a UlaÅŸmak Hiç Zor DeÄŸilTürkiye'nin sadece binalarda kullanmak için her sene yaklaşık 15 milyar dolar enerji ithal ettiÄŸini dile getiren Zero Build Genel Sekreteri Özgür ... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.