Yapı Malzemelerinde ve Yeşil Bina Sektöründe Doğru Bilinen Yanlışlar...
Türkiye’de Yeşil Bina sektörü ve buna bağlı olarak yapı malzemeleri hızla gelişiyor. Yapı malzemelerinde temiz üretim ve sürdürülebilirlik çalışmaları yavaş yavaş gündeme oturuyor. “Yeşil Bina Değerlendirme-Sertifikasyon Sistemleri”, bu tür ürünlere talep yaratıyor, alımlarda öncelik sebebi yapıyor. Peki yapı malzemelerinin sürdürülebilirliği nasıl sağlanmalıdır? Bu yazı, tamamen sektördeki bilgi kirliliğinin, yanlış bilgilendirmenin önüne geçmek ve üretici firmaları geç olmadan doğru yolda zaman harcamaları ve sınırlı kaynakların doğru kullanılmasını sağlamak için kaleme alındı.Ürüne LEED Belgesi LEED, Amerika’da geliştirilen bir Yeşil Bina değerlendirme sertifika sistemidir. Yapı malzemelerini değerlendirmez, fakat sürdürülebilirliğini-çevre dostu olduğunu kanıtlayabilen ürünlere ilave puan imkanı sağlar. Türkiye’de kriterleri kolay olduğundan en yaygın olan LEED değerlendirme sisteminde ürünlerden puan almak, üreticinin inşaat sahasına olan yakınlığının bildirimi ile sağlanabiliyordu. Bu mesafe 500 mil, yani 800 km üzerinde olarak verilmiş! Zaten Türkiye’nin neresinde olursanız olun, ürünleriniz sürdürülebilir ve-veya yerel ürün oluyor! Bu, bir Amerikan sertifika sisteminin, hiçbir uyarlama yapılmadan Türkiye’de olduğu gibi kullanılmasının getirdiği eksikliklerin en basit örneğidir. Türkiye gerçeklerini yansıtan, daha doğru, sürdürülebilir yerel-ulusal bir bina değerlendirme sistemi ihtiyacı çok açıktır ve bu konuda başta ÇEDBİK ve TSE olmak üzere çalışmalar devam etmektedir. LEED, kabul edilen ve Haziran 2015’te başlayacak olan yeni versiyonunda, malzeme konusunu ISO 14040/44 standardında tanımlı; “Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (YDD)” ile yapılan “Çevresel Ürün Beyanları (EPD)” ile çözmeye çalışmıştır. Adı Çevreci ya da Yeşil Olan Bir Sitede Yayınlanan Ürün “Çevreci”dir Her konuda olduğu gibi yeşil malzeme konusunda da bazı kerameti kendinden menkul web siteleri ortaya çıkarak, belirli bir bedel karşılığı ürününüzü sitede yayınlamakta ve “yeşil” yapmaktadır. Daha da tehlikelisi, bazı internet siteleri hiç bir temele dayanmayan ve şeffaf olmayan değerlendirmeyle ürününüze “Çevre Dostu” etiketi vermektedir. Bu etiketlerin uluslararası hiçbir geçerliliği ve pazarlama değeri yoktur. Ürünlerin çevresel performansı, bilimsel verilere dayalı YDD standartları çerçevesinde yapılmalıdır. Bu tür internet sitelerinde yer almak, kısa vadede kazançlı gibi görünse de şeffaf olmadıklarından uzun vadede marka imajını zedelemektedirler. Bilimsel temellere dayanmayan ve uluslararası kabul görmeyen sistemler malzeme sektörüne zarar vermekte, evrensel-talep edilen sistemlere geçişte vakit kaybına sebep olmakta ve sektörün rekabet gücünü azaltmaktadır. Ürün, Doğal Hammaddelerden Yapılıyor; O Nedenle Sürdürülebilirdir! Piyasada doğal hammaddelerden üretilen birçok ürün var. Örneğin tuğla, seramik, cam ve benzerleri gibi birçok yapı ürünü doğal kaynaklardan üretiliyor. Durumun böyle olması, bu ürünlerin sürdürülebilir ya da çevre dostu olduklarını göstermez. Çünkü bu ürünlerin üretiminde yoğun enerji kullanımı söz konusu olabilmektedir. Bu da iklim değişikliğine sebep olan karbon emisyonlarını artırmaktadır. O nedenle yapı malzemesinin, hammaddeden üretim ve bertaraf süreçlerine kadar bütün aşamalarının irdelendiği, “Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi” bilimsel yaklaşımının uygulanması gerekmektedir. O zaman yapı malzemeleri üreticileri, ürünlerinin sürdürülebilirliğini nasıl ispat edecek ve güvenilirliğini nasıl sağlacaklar? Aslında bu sorunun cevabını uluslararası standartlara, Avrupa’daki yasal çerçeveye ve pazar gelişmelerine bakarak cevaplayabiliriz. Uluslararası Standardizasyon Örgütü (International Organization for Standardization, ISO) 1990’lı yıllarda çevre etiketleri ile ilgili bir dizi standartlar geliştirmiştir: • ISO 14020: Tüm çevre etiketlerini içeren rehber • ISO 14021 Tip II: Kendinden beyanlı çevre etiketleri (genellikle sadece bir nitelik içeren, bazen bir şirketin çevre amblemi gibi) • ISO 14024 Tip I: Çevresel açıdan önderlik eden, hemen hemen çoğunun üçüncü parti amblemi tarafından ifade edildiği çevresel etiketler • ISO 14025 Tip III: Detaylı ürün ve ürünle ilgili çevresel etkileri içeren çevresel beyanlar. ISO 14021 Tip II etiketleri, sadece üreticilerin kendi beyanlarını içermektedirler. Uluslararası pazarlarda sorgulandıklarından, Türkiye’de de kendinden beyanlı “Tip II” türü etiketlere olan ilgi gün geçtikçe azalmaktadır. ISO 14024 Tip I etiketleri, önceden belirlenen kıstaslara uyumluluk sağlayarak etiketleme yoluna gittiklerinden, çevresel açıdan tercih edilen ürünler için pazar avantajı yaratmaktadır. Türkiye’nin de gündeminde olan “AB Eko etiketi (EU Ecolabel)”, “İsveç Beyaz Kuğu (White Swan)” ve “Alman Mavi Melek (Blue Angel)” etiketleri; “ISO 14024 Tip I” çevre etiketleme sistemi dahilinde tanımlanırlar. ISO 14025 Tip III olarak tanımlanan “Çevresel Ürün Beyanları (EPD)”, bir ürünün veya sistemin çevresel etki değerlendirmesini; ISO 14025’te tanımlanan ve ISO 14040/44 serisi “Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi” standartlarına uygun olarak sağlayan bir etiketleme olarak bilinir. EPD’ler, hammaddenin doğadan elde edilmesi, ürünün üretimi ve yaşam sonu bertarafına kadar olan tüm süreçlerin şeffaf ve sayısal olarak bilimsel bir yaklaşımla değerlendirildiği ve ürünün çevre performansının belirli etki kategorilerine göre hesaplandığı çalışmalardır. Türkiye’de, özellikle yapı ürünleri sektöründen ilginin olduğu bu etiketleme türü; yapı ürünleri harici ürünler için de elde edilebilmektedir. Daha çok firmalar arası ticarette kullanılan bir etiketleme türü olarak bilinmektedirler. “Avrupa Komisyonu Sürdürülebilir Tüketim, Üretim ve Sürdürülebilir Sanayi Politikası (SCP/SIP) Eylem Planı ” direktifinde, üretimin yanında bir o kadar önemli olan sürdürülebilir tüketimde nihai tüketiciyi bilgilendirmek için geliştirilen etiketlerin kirliliğine (fazlalığı) atıfta bulunmuş ve bu amaçla “AB Eko etiketi” etiketini geliştirmiştir. Amacı sadece tek etiket ile müşteriye güven vermek ve sürdürülebilir satın almayı teşvik etmektir. Tüm inşaat malzemelerini kapsamasa da ahşap ve halı zemin kaplamaları, sert kaplamalar (doğal ve aglomere taşlar, mermer, mozaik, seramik karolar ve kiremitler) boya ve vernikler, ahşap mobilyalar, ısı pompaları ve ampuller gibi bazı yapı ürün grupları için “AB Eko-Etiketi” alınabilmektedir. Yapı malzemelerinin tümünde alınabilen etiketin adı, “Avrupa Yapı Malzemeleri Üreticileri Birliği (ECO Platform)”, “Avrupa Yapı Malzemeleri Direktifi”, “Avrupa Standartları Enstitüsü (CEN/TC 350)”, LEED, BREEAM ve DGNB gibi birçok önde gelen Yeşil Bina sertifikasyon sistemlerinin kabul ettiği EPD belgeleridir. EPD belgeleri birçok Avrupa ülkesinden alınabildiği gibi, Türkiye’de “EPD Türkiye” kanalıyla verilmektedir. “The International EPD System” ofisi olarak kurulan EPD Türkiye, sadece uluslararası geçerli EPD belgelerini ücretsiz olarak internet sitesinde yayınlamakta, mimar ve mühendislerin sürdürülebilir malzeme seçimi için tek adresi olmaktadır. “Avrupa Yapı Malzemeleri Üreticileri Birliği” tarafından kurulan “ECO Platform”un ana amacı da üyelerini EN 15804 normuna uyumlu EPD konusunda bilinçlendirmek ve EPD belgelendirmesinin bir ticari bariyer oluşturmasının önüne geçmektir. Yeni değişen “Avrupa Yapı Malzemeleri Yönetmeliği CE” işareti gerekliliklerine, “EPD Belgesi”ni de ilave etmiştir. Bütün bu gelişmeler olurken, yapı malzemeleri üreticilerinin sürdürülebilirliği başka etiket, oluşum, internet sitesi gibi yerlerde aramaları hem zaman kaybı hem de kazanç kaybı olacaktır. LEED Eğitimine Katılan LEED Associate Sertifikası Alabilir Ayrıca sektörde “Sosyal Sorumluluk Projesi” olarak kurguladıklarını iddia ederek LEED eğitimleri verenler, bunu tamamen ticari amaçlarla yapıp, kar gütmeyen ve Türkiye’de USGBC’nin yetkili kuruluşu ÇEDBİK’in LEED eğitimlerine karşı haksız rekabet yaratmaktadır. Ayrıca eğitim sonunda katılımcılar sanki LEED Associate sertifikası alıyormuş gibi bir algı yanılması yaratılmaktadır. Halbuki LEED akreditasyonları sadece USGBC’nin sınavları geçilerek alınabilir. Aynı şekilde USGBC’ye üye olmak isteyen şirketler, gereken ücreti vererek üye olabildiği halde bazı şirketler sanki kendileri USGBC tarafından seçilmiş şeklinde yanlış haber yapmaktadırlar. USGBC yalnızca Yönetim Kuruluna girecek şirketleri seçer. Kamu Binaları ve Hastanelerde LEED Sertifikası Zorunluluğu Yeni yapılanan bazı kamu binalarının teknik şartnamelerinde ve 200 yatak üzeri kamu hastane şartnamelerinde ve sözleşmelerinde yer alan sadece bir cümle ile “LEED Sertifikası alınacaktır” ibaresi yaygınlaşmaktadır. Ancak, iyi gibi görünse de maalesef şimdilik çok yanlıştır. Müteahhidin başta sertifika sürecine dair hiçbir bilgisi olmadan, bu konuda en başta proje aşamasında zorunlu olan kriterler için gerekebilecek proje-danışmanlık-ürün-sistem-sertifika bedeli vb. satın alma farkı almadan yapılan ihale sonucunda sadece LEED sertifikası alınması zorunluluğu, sonradan “traji-komik” uygulamalara, göstermelik sonuçlara sebep olabilmektedir. En azından yerli-ulusal bir sertifika sistemi oluşunca, LEED yerine yeni ulusal sertifikanın, en başta ihalenin hem teknik hem de idari şartname sürecinde belirtilmesi çok daha doğru, sürdürülebilir ve uygulanabilir olacaktır. İlginizi çekebilir... Mekanik Tesisatın Yeni Yüzyılı: Tesisat Sektörünün Dört BileşeniGHİYO'dan okuldaşım, İş ve Pazar Geliştirme Stratejileri Mentoru değerli dostum Yavuz Can Yazıcı, Four Essentials izlenimlerini yazdı.... ISO 14067 Ürün Karbon Ayak İzi Hesaplama ve DoğrulamaSon zamanlarda, iklim değişikliği konusu giderek daha önemli hale gelmektedir. İklim değişikliği, dünya genelindeki birçok ülkeyi etkisi altına almakt... Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ve SKDM Sertifikası Nedir?İklim değişikliği, günümüzde dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biridir. Karbon emisyonlarının azaltılması ve sürdürülebilir bir gele... |
||||
©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.