Yingli Solar Türkiye Ülke Müdürü Uğur Kılıç: "Bürokratik Süreçler Kısaltılmalı"

30 Haziran 2014 | SÖYLEŞİ 25. Sayı (Mayıs-Haziran 2014)

Yingli Solar Türkiye Ülke Müdürü Uğur Kılıç, “Çatı uygulamaları gibi lisanssız projelerde bürokratik süreçlerin kısaltılması lazım. Şu anda evinin çatısına 10 kw’lık panel kuracak kişi de, fabrikasının çatısına 1 megawatt’lık panel kuracak kişi de aynı süreçleri takip etmek zorunda. Yenilenebilir, temiz enerjiyi teşvik etmek ve kayıp-kaçak oranlarını azaltarak maliyetleri düşürmek istiyorsak özellikle küçük projelerde bürokratik engellerin kaldırılması gerekiyor” diyor. Yingli Solar, 2013 yılı sonu itibariyle 3.3 gigawatt’lık üretim kapasitesi ve 9 gigawatt’tan fazla (yaklaşık 30 milyon panel) kurulu gücüyle dünyanın en büyük fotovoltaik panel üreticilerinden birisi konumunda. Otuz ülkede 20 binin üzerinde çalışanı olan Yingli Solar’ın Türkiye ofisi 2012’nin mart ayında kurulmuştu. Firma o günden bugüne kadar da birçok projenin içinde yer aldı. Bunların başında ise Özyeğin Üniversitesi Çekmeköy Kampüsü’nde çatıya monte edilen 378 kW’lık güneş enerjisi santrali bulunuyor. Projesi ve kurulumu Cerean Enerji tarafından gerçekleştirilen proje, çatıya monte edilen güneş santralleri içinde büyüklüğü açısından Türkiye’de bir ilk olma özelliğine sahip. Özyeğin Üniversitesi’nin LEED sertifikası almasına da büyük katkı sağlayan çalışmada 1512 adet Yingli Solar güneş paneli kullanılmış. Tesisin kurulumu, kampüs içerisinde bulunan LEED Gold sertifikalı üç bina ve AB NEED4B (New Energy Efficient Designs for Buildings) projesi kapsamında yapılan ve birçok yenilikçi uygulamayı içinde barındıran ScOLa binası olmak üzere toplam dört bina üzerine dağılmış olarak gerçekleştirilmiş. Yıllık elektrik üretim kapasitesi 510 MW’ı bulan bu santral, üniversitenin ihtiyacı olan elektrik enerjisinin önemli bir bölümünü karşılıyor. Yingli Solar aynı şekilde Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde de yaklaşık 450 kw’lık bir projede yer almış. Antalya ve Dalaman havaalanlarında Yingli Solar fotovoltaik panelleri tercih edilmiş. Yingli Solar’ın, Kalkınma ajanslarının desteklediği, belediyelerin ve organize sanayi sitelerinin yaptığı birçok referans projesi de bulunuyor. Bunlar dışında özel sektörün kendi adına yaptığı projeler de mevcut. Sarphan Finans Merkezi de bunlardan birisi.
Türkiye’de genç bir firma olmasına rağmen kayda değer projelerin içinde yer alan Yingli Solar’ın Türkiye Ülke Müdürü Uğur Kılıç’tan fotovoltaik panellerde teknoloji, binalarda kullanımı ve yasal mevzuat hakkında bilgiler aldık...  



Özyeğin Üniversitesi



Antalya Havalimanı



Çin'deki bir otelin cephesi şeffaf panellerle kaplı


Yeşil Bina: Fotovoltaik panellerde teknoloji ne yönde gelişiyor?


Uğur Kılıç: Güneş panellerinde bilimsel çalışmalar, panelin büyüklüğü değiştirilmeden maksimum çıkışı almaya yönelik yapılıyor. Maksimum çıkışın alınması da hücre ve panel verimliliğiyle alakalı. Bu yönde sürdürülen teknolojik çalışmalar, laboratuvar ortamında hızlı gelişiyor. Ancak laboratuvar ortamında verimliliği artırılmış olan hücrelerin ticari anlamda üretim aşamasına geçmesi biraz zaman alıyor. Çünkü üretim tesisinin adaptasyonu ve birtakım yeni ekipman gerekiyor. Bugün bizim kullandığımız panellerde ortalama verimlilik yüzde 16 civarında. Laboratuvar ortamında ise bu verimlilik oranı yüzde 19’un üstüne çıkmış durumda. Bu gelişimin piyasaya sunduğumuz ürünlere yansıması 1-2 yıllık bir süreç. Tabii bu 1-2 yıllık süreç içinde gelişmeler de devam edecektir.


Yeşil Bina: Yasal mevzuatla ilgili düşünceleriniz nelerdir ve kamu kurumlarından ne tür beklentileriniz var?


Uğur Kılıç: 2013 yılının dokuzuncu ayına kadar ciddi bir zaman dilimini kayıp olarak görüyorum. Bunun ardından da hareketlenen, ivme kazanan bir pazar oluştu. Burada kanun koyucuların, rüzgar ve diğer enerji kaynaklarında yaşanan sıkıntılar nedeniyle yoğurdu üfleyerek yediğini söyleyebiliriz. Bu da anlayışla karşılanabilir ama birtakım limitlerin konması da pazarın bir patlama yapmasına engel oluyor. 600 megawatt’lık bir lisans limiti var. 900 bin megawatt’lık da bir başvuru var. Yani 600 megawatt’lık limit konmasa, şu an 900 bin megawatt’lık bir pazar oluşur. 
Kamudan bir beklentimiz de küçük çatı uygulamaları gibi lisanssız projelerde bürokratik süreçlerin kısaltılması. Şu anda evinin çatısına 10 kw’lık panel kuracak olan kişi de, fabrikasının çatısına 1 megawatt’lık panel kuracak olan kişi de aynı süreçleri takip etmek zorunda. Yenilenebilir, temiz enerjiyi teşvik etmek, kayıp kaçak oranlarını azaltarak maliyetleri düşürmek istiyorsak özellikle küçük projelerde bürokratik engellerin kaldırılması gerekiyor. 


Yeşil Bina: Çatı üzeri kullanımın Türkiye’deki potansiyeli ve maliyetler konusundaki yorumlarınız neler olur?


Uğur Kılıç: Güneş enerjisiyle su ısıtmada Türkiye dünyada ikinci sırada. Bugün su ısıtmak için çatılara görüntü kirliliğine neden olan depoları koymak yerine panel konulup hem su ısıtmak hem de elektrik üretmek mümkün. Maliyette, uygulamanın çatı uygulaması mı, yer uygulaması mı olduğu çok önemli. Yer uygulamalarında devreye yerin düzenlenmesi ve beton dökümü gibi unsurlar giriyor. Bazı çatı uygulamalarında da çatının panel kurulumu için uygun hale getirilmesi gerekli. İstanbul için projenin geri dönüş süresi 8-8,5 yıl arasında. Biraz daha güneye indiğinizde 6-6,5 senede geri dönebiliyor. İlk yatırım maliyeti yüksek ama 2-3 sene öncesine kıyasladığınızda da 4’te 1’ine yapabiliyorsunuz.  İlk yatırım maliyetinin yüksek olmasına rağmen en önemli avantajı 25-30 sene kullanılabilmesi. Zaten ürünlerin 25 yıllık performans garantisi var. Dolayısıyla uzun vadede getirisi özellikle çatı tipi uygulamalarda çok yüksek.


Yeşil Bina: İlk kurulum neden bu kadar maliyetli?


Uğur Kılıç: Güneş uygulamalarında, santralleri oluşturan ekipmanların maliyetinin yanında ilk yatırım maliyetinin içerisine birçok dış etken giriyor. Arsa maliyetleri (eğer yer uygulaması ise), ölçüm maliyetleri, izin maliyetleri vs. 1 megawatt’lık bir rüzgar türbinini küçük alana dikebiliyorsunuz ama 1 megawatt’lık bir güneş enerjisi projesi yapabilmeniz için 15-20 dönüm araziye ihtiyacınız var. Dolayısıyla ilk yatırım maliyetini artıran şeyler sadece panel, inverter veya kablo değil. Öte yandan panel maliyetlerine baktığınızda, hammadde ve hücre üretim tekniği pahalı olmasına rağmen, bugünkü birim fiyatlar 3 sene öncesinin dörtte biri seviyesinde. Teknoloji ilerliyor, panel maliyeti düşüyor ancak bahsettiğim diğer etkenler ilk yatırım maliyetini yükseltiyor.

 

---

R E K L A M