E.C.A.
200x200 piksel Reklam Alanı

Grundfos Türkiye Tesisi LEED Silver Sertifikası Aldı

Grundfos Türkiye Tesisi LEED Silver Sertifikası Aldı

21 Åžubat 2014 | PROJE
23. Sayı (Ocak-Åžubat 2014)

LEED Silver sertifikası alan Grundfos Türkiye'nin binasında enerji ve su tüketimi, Türkiye'de ilk defa uygulanan bir sistem sayesinde kablosuz dijital alt sayaçlarla elektronik olarak ölçülüp, ağ üzerinde çalışan çevrimiçi bir sistemden takip ediliyor.
Pompa sektörünün öncü firmalarından Grundfos, küresel boyutta yürüttüğü enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik hamlelerinin bir yenisini Türkiye şubesinde de hayata geçirdi. Gebze Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulu Grundfos Türkiye tesisi geçtiğimiz aylarda Altensis firmasının danışmanlığında LEED for Existing Buildings: Operation & Maintenance kategorisinde LEED Silver sertifikası aldı. 


2005’te inşa edilen ve toplam 16 bin metrekare alan üzerinde kurulu olan tesis, 7.100 metrekare kapalı alana sahip ofis ve depo binalarından oluşuyor. Grundfos, sahip olduğu ISO 9001, 14001 ve OHSAS 18001 belgeleri paralelinde oluşturulan mevcut çevre politikası ve hedeflerini LEED prensipleri ile güçlendirdi ve kapsamlarını genişletti. Yenilenen satın alma politikası ile kalıcı ve sarf malzemeleri bölgesel tedarikçilerden geri dönüşümlü, çevre dostu ve sertifikalı ürünlerden karşılanmaya başlandı. 


Binanın enerji ve su tüketimi, Türkiye’de ilk defa uygulanan bir sistem sayesinde kablosuz dijital alt sayaçlarla elektronik olarak ölçülüp, ağ üzerinde çalışan çevrimiçi bir sistemden takip ediliyor. Böylelikle sistem, enerji verimliliğini her daim belirlenen seviyede koruyarak, aşağısına düştüğü durumlarda uyarıyor. Binada dış aydınlatma için az enerji tüketen ve ışık kirliliğini azaltan LED çözümler seçilmiş. Su tüketimini azaltmak için perlatörlü ve sensörlü musluklar, çift kademeli sifon sistemleri ile susuz pisuvarlar tercih edilerek binadaki su tüketimi yüzde 30 düşürülmüş. Bitki örtüsünde biyoçeşitliliği artırmak ve sulama ihtiyacını azaltmak amacıyla 4 bin metrekarelik yeşil alanın dörtte üçündeki peyzaj yenilenerek yerel veya adapte olmuş az su isteyen bitki türleriyle değiştirilmiş. Böylece bahçe sulamada yüzde 80 daha az su tüketilmesi hedefleniyor.





Tesis çalışanlarının toplu taşımaya özendirilmesi ve imkânlar sağlanması neticesinde, çalışanların işe toplu taşımayla gidip gelme oranı yüzde 74 seviyesine çıkartılmış. Şirket araçları ise düşük karbon emisyonlu araçlardan seçiliyor. Grundfos, araç filosunda bir adet elektrikli araç bulundurarak bölgedeki firmalara örnek oluyor.





Binanın enerji harcayan ana sistemlerinin detaylı enerji verimliliği etütleri ASHRAE standartlarına göre yapılmış. Enerji tasarruf odakları belirlenmiş ve enerji verimliliğini yükseltme yol haritası çıkarılmış. Çıkarılan enerji verimliliği iyileştirme yol haritasına göre bütçesel sınırları da gözönüne alarak, ekonomik olarak geri ödeme süresi göreceli olarak daha kısa olan ve uygun bulunan yatırımların yapılması ve sonuçların enerji tüketim oranlarının izlenmesi ile takip edilmiş. Binada, ozon tabakasına zararlı olmayan ve küresel ısınmaya en az düzeyde katkıda bulunan soğutucu akışkanların kullanımı tercih edilmiş. Enerji tüketim değerlerinin sistem bazında ayrı ayrı takibine olanak sağlayacak basit sayaçlama sistemleri kurulmuş.  Elektronik ürünlerde Energy Star logolu düşük elektrik tüketim değerlerine sahip verimli cihazlar tercih edilmiş.

Grundfos Pompa’dan Çevre Yüksek Mühendisi ve Kalite Uzmanı Levent Topakoğlu:
“Mevcut binalarda öncelikle enerji etüdü yapılmalı”





Yeşil Bina: Grundfos olarak neden böyle bir sertifika almaya ihtiyaç duydunuz? Ve süreç nasıl gelişti?


Levent Topakoğlu: Bilindiği gibi Grundfos olarak, ürünleri ve hizmetlerimizle çevreye ve enerji verimliliğine önem veren bir firmayız. Ürettiğimiz pompalarda enerji verimliliğini üst düzeyde tutuyoruz. Dolayısıyla enerji verimliliği konusunda insanları yoğun olarak bilinçlendirmeye çalışırken kendi tesislerimizde bu uygulamaların tersini yapmak, bir çelişki olurdu. Çevre ve enerji verimliliği herkes için önemli. Fakat maalesef bu iki konu parasal olarak ifade edilmediği takdirde insanların ilgisini çekmiyor. Pompalar çok enerji tüketirse, ısıtma sistemi çok enerji harcarsa para kaybedilir. Bunlar göz önüne serilmediği takdirde cebinizdeki deliğin farkına varamazsınız. 


Sürecin başında ilk olarak binadaki olumsuzlukları tespit etmeye çalıştık. Yani öncelikle enerji ve kaynak tüketimi açsından durumumuzun ortaya konulması gerekiyordu. Mevcut durum analizi için elektrik, doğalgaz ve su tüketimimizle ilgili verileri topladık. 2010 ve 2011 yıllarındaki tüketimimizi belirledik. Ayrıca bir enerji etüdü yaptırdık. Enerji etüdü, sertifikasyonda ek puan kazandırmanın yanında, nelerden enerji kaybedildiğinin somut verilerle ortaya konulması açısından çok, gerekli bir kaynak. LEED almak isteyen bir firmanın enerji etüdü yapmadan süreci başlatmasının bir anlamı olmuyor. Firmalar öncelikle, sertifikadan çok, gerçek sorunlarına odaklanmalılar. Sertifika sonuçta bir araç; amaç ise kaynakları daha verimli kullanmak olmalı.





Yaklaşık bir ayda yapılan enerji etüdü sonunda toplam 17 noktada enerji kayıpları olduğu ortaya çıktı. Geri dönüşü olan yatırım olarak gördüğümüz bu düzeltmeleri bir sıralamaya koyarak gerçekleştirmeye başladık. 2012’nin haziran ayında bir bütçe çalışması yaptık. Öncelikle, en fazla yedi-sekiz senede kendini amorti edebilecek yatırımları ön sıralara koyduk. Ve bu yatırımları kademeli olarak yapmaya başladık. Enerji etüdünde sadece enerji kayıplarını azaltacak çözümler değil, alternatif enerji üretim/geri kazanım yöntemleri de öneri olarak sunuluyor. Bunlardan biri olan güneş enerjisinden elektrik üretimi önerisini, Türkiye’deki geri dönüş süresi uzun olduğundan ve maliyetlerin yüksekliğinden dolayı gerçekleştirmedik. Fakat Almanya’daki Grundfos fabrikası benzer bir yöntem seçmiş. Enerjisini doğalgazdan kendi üretiyor ve geri kalanı da satıyor. Danimarka’daki merkez fabrikamız da kendi ürettiği ve kullanmadığı enerjiyi, bulunduğu kasabaya aktarıyor. 
Benim, mevcut binalarına sertifika almayı planlayanlara tavsiyem, ilk önce enerji etüdü yaptırmaları olur. Bu aşamada belki sertifika almaktan bile vazgeçilebilir. Mevcut binalarda sık yaşanan sorunlardan birisi bu. Yüksek çıkacak maliyetlerden dolayı binanın yıkılıp, yeniden yapılması bile düşünülebilir. 


Yeşil Bina: Sonrasında ne gibi iyileştirmeler yaptınız?


Levent Topakoğlu: LEED’in iç hava kalitesiyle ilgili şartlarını uyguladık. İç hava kalitemiz ofis kısmında yeterliydi fakat fabrika ve depo bölümlerimizde temiz hava girişini artırmaya yönelik iyileştirmeler yaptık. Sertifikasyon sürecindeki en büyük maliyetlerimizden birisi de bu oldu aslında. Öncesinde o bölümde çalışan arkadaşlarımız kapıları açıp havalandırma yapıyorlardı. Bunu kendi kontrolümüz altına alabilmek için depo ve üretim alanına bir hava sirkülasyon ünitesi kurduk. 
LEED’in kıstaslarından bir diğeri de binaya toz girişinin önlenmesiydi. İçeriye giren toz hem temizlik masraflarını ve sarf malzemelerinin tüketimini artırıyor hem de iç hava kalitesini bozuyordu. Bunun için de bir çalışma yaptık. Binanın girişine bir toz tutucu paspas koyduk. Çok büyük bir maliyeti olmamasına rağmen oldukça iyi sonuçlar elde ettik. 


Önemli bir uygulamamız da, binanın enerji ve su tüketiminin Türkiye’de ilk defa uygulanan bir sistem sayesinde kablosuz dijital alt sayaçlarla elektronik olarak ölçülüp, ağ üzerinde çalışan çevrimiçi bir sistemden takip edilmesi oldu. Böylelikle sistem, enerji verimliliğini her daim belirlenen seviyede koruyarak, aşağıya düştüğü durumlarda uyarıyor. Bu sistem için öncelikle binada en çok enerji tüketen noktaları belirledik. Bu noktaların her birine birer enerji ölçer yerleştirdik. Zaten LEED’de puan almak için binanın enerji tüketen noktalarına, en az yüzde kırk veya yüzde seksen oranında enerji ölçerlerle alt sayaçlama yapmanız gerekiyor. Pompalara, motorlara, ısıtma-soğutma sistemine, aydınlatma sistemlerinin panolarına yerleştirdik. Bu sistemler aynı zamanda pompalara yerleştirilen sensörler vasıtasıyla basınç farklarını ve sıcaklık değişimlerini de görüyorlar. Bu sayaçlar, bilgileri bir ağ vasıtasıyla hizmet aldığımız şirketin İngiltere’deki merkezine iletiyor. Şirketin merkezi de bize bir arabirim sunuyor. Ara birimde online olarak sensör takılı olan bütün cihaz ve motorların verimlerini, tüketimlerini görebiliyoruz. Karbon salımımızı da bu sistemle takip edebiliyoruz. 


Dış aydınlatma konusunda iyileştirmeler yaptık. Dış aydınlatmada dokuz adet 250 watt’lık sodyum buharlı lambalar kullanıyorduk ve aydınlatma tüketimimizin üçte birini bu lambalar oluşturuyordu. Bu lambaları 100 Watt’lık LED lambalarla değiştirince üçte bir oranında tasarruf elde ettik. 


Ofislerimizdeki su tüketimimizi susuz pisuvarlar ve sensörlü armatürler vasıtasıyla yüzde otuz azalttık. Ayda ortalama 100 metreküp su tüketiyorduk, şimdi tüketimimiz 70 metreküpe düştü. Su konusunda asıl iyileştirmeyi ise peyzaj tasarımımızda yaptık. Bahçemiz daha önce çimen ağırlıklı bir yapıdaydı. Fakat çim alanlar mevcut yağmurlama sulama sistemi ile yaz aylarında günde 40 metreküpe varan su tüketimine neden oluyordu. Peyzaj danışmalığı aldığımız firma bize LEED kriterlerine uygun yeni bir proje geliştirdi. LEED, yeşil alanların dörtte üçünün yerel ve adapte olmuş bitki türlerinden seçilerek biyolojik çeşitliliğin sağlanmasını şart koşuyor. Biz de öncelikle mevcut bitki türlerimizi ve çok su tüketen bitkileri listeledik. Neyse ki çimen dışında çok su tüketen bitkilerimiz yoktu. Bu çimlerin bir kısmı söküldü. Kalan çimleri de sürüp, aralarına yonca, kazayağı, damkoruğu gibi yer örtücü bitkiler ektik. Bölgemize özgü bitkilerle öngörülen biyolojik çeşitliliği sağladık. Bu kapsamda yaklaşık dört bin metrekarelik yeşil alanımızın üç bin metrekaresini dönüştürdük. Yeşil alanımızda su tüketimi oldukça azaldığından mevcut sprey sulamamıza gerek kalmadı ve tamamen damlama sulamaya geçtik. Şu anda her bitki ihtiyacı oranında sulanıyor. Bu çalışmalar sonucu ayda 1100 metreküp civarında olan bahçe sulama masrafımızı yüzde seksenden fazla düşürdük. Artık günde ortalama dört-beş metreküp suyla tüm sulamamızı yapabiliyoruz.


Atık konusunda ise zaten çok daha önceleri çalışmalara başlamıştık. Özellikle depo kısmında ortaya çıkan ambalaj atıklarımızı kaynağında ayrıştırıyor ve yüzde seksenini geri kazanıma gönderiyorduk. LEED sertifikası sürecinde bu çalışmalarımızı ofis kısmına da yaydık. Ofis kısmında değişik materyaller için ayrı ayrı çöp kutuları yerleştirdik. Her masada ayrı ayrı olan çöp kutularını kaldırdık. Bu önlem, hem atıkların daha fazla kaynakta ayrıştırılmasını sağlıyor hem de çalışma arkadaşlarımıza günde birkaç kez ekstra hareket etme imkânı veriyor. 
 
İleriki dönemlerde özellikle sürdürülebilir satın alma politikalarımızı geliştirmeyi planlıyoruz. Mesela temizlik malzemeleri, mobilya, halı gibi malzemelerde geri dönüşmüş hammadde kullanılan, çevre dostu ve sertifikalı ürünler kullanmaya dikkat edeceğiz.

 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Garanti Bankası Teknoloji Kampüsü'ne BTM Optigreen ile Spesifik Çatı Çözümü

Yapı malzemeleri sektörünün öncü markalarından BTM; yapımı 2018 yılında tamamlanan Garanti Bankası Teknoloji Kampüsü projesinde tercih edilen BTM Opti...
23 Kasım 2020

Kamudaki İlk Breeam Outstanding Sertifikalı Yeşil Bina: Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası

Doğa, insanın gösterdiği özene aynı itina ile cevap veren mükemmel bir organizmadır....
23 Kasım 2020

Yüksek Performanslı Bir Yeşil Bina: İzmir Ticaret Odası Yeni Hizmet Binası

Yüksek performanslı yeşil binaların yaşam döngüsü, bina duvarlarını aşan, şehir planlamasını, toplumu ve saha planlamasını içeren genis kapsamlı, bina...
24 Ekim 2018

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • Ä°klimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.