BASF Yapı Kimyasalları Türkiye Genel Müdürü Buğra Kavuncu: "Sürdürülebilir Çözümler Sağlıyoruz"
Yalıtım: BASF’nin sürdürülebilirlikle ilgili çalışmalarını özetleyebilir misiniz? Buğra Kavuncu: Dünyanın lider kimya şirketi olarak sadece iş ortaklarımıza değil, aynı zamanda topluma karşı büyük sorumluluk taşıdığımızın bilincinde olan bir kuruluşuz. Sürdürülebilirlik yönetimi, şirketimizin “Sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratıyoruz” amacını uygulamaya sokmamıza yardımcı olarak “Sürdürülebilir çözümler sağlıyoruz” stratejik ilkemizi destekliyor. Temelimizi sürdürülebilirliğin üzerine inşa ediyor ve sayısı artan dünya nüfusunun ihtiyaçlarını karşılama konusunda önemli bir katkıda bulunuyoruz. Şirketin karbon emisyonları raporu, tedarikçiler ve nakliyenin yanı sıra üretim ve atıkların atılmasını da içeriyor. Bu sayede BASF, karbon emisyonlarının raporlanmasında kabul gören global standart olan Sera Gazı Protokolü’ne sıkı bir şekilde bağlı kalıyor. BASF’nin 2012 yılındaki karbon ayak izi, şirketin üretimdeki karbon emisyonlarını önemli ölçüde azalttığını gösteriyor. 2002 yılından beri, satılan ürünlerin metrik tonu başına emisyonlar yaklaşık yüzde 32 azalma gösterdi. Şirketin 2020 yılı hedefi ise yüzde 40. Bu gelişmelere ek olarak, BASF sorumlu su kullanımına yönelik gönüllü bir Avrupa endüstri standardı olan European Water Stewardship (Avrupa Su Yönetimi Standardı)’ten altın seviyede belge alan ilk kimya şirketi oldu. Yalıtım: Sürdürülebilir binalara BASF’nin nasıl bir katkısı oluyor? Buğra Kavuncu: Kentsel dönüşüm, pek çok şeyin aynı anda dikkate alınması gereken zorlu bir süreç. Bunun için de çoklu kriterlere sahip değerlendirme sistemlerine ihtiyaç var. Aynı anda farklı konuları değerlendirme yöntemi olan “Yeşil Bina Sınıflandırması” bunu başarabilen bir yöntem. Tıpkı şehir yaşamının kendisi gibi bu da karışık ve kolaylıkla çözüme ulaştırılabilecek bir konu değil. İyileştirilmek için iyice ölçülüp analiz edilmeli. Bilindiği gibi, iyi mimarlar çok çeşitli malzemelerle çalışırlar ve bu malzemelerin güçlü ve zayıf yanlarını ve daha iyi bir bina yapabilmek için ne zaman kullanılmaları gerektiğini bilirler. İşte bu gerçek mimari sanatıdır. Artık bunu bir adım daha ileriye taşıyoruz ve bu malzemelerin çevre üzerindeki etkilerini tamamen ölçülebilir kılıyoruz. BASF olarak yirmi yıldır bu metodolojilerle çalışarak bu alanda lider olmaktan gurur duyuyoruz. Yeşil Binalar konusunda en büyük katkıyı yalıtım malzemeleri ve beton katkı maddeleri, faz değiştirici malzemeler gibi ürünlerimizle yapıyoruz. Bunlar, binaların çevre üzerindeki etkilerini önemli ölçüde azaltıyorlar. Buna ek olarak BASF, Türkiye başta olmak üzere dünya genelinde 11 Yeşil Bina Konseyi’ne de üye. Şirket binalarının birçoğu LEED sertifikasyonuna sahip. BASF, pek çok ürünü için Çevresel Ürün Beyanı veya LCA hesaplama araçları sunuyor. Yeşil Bina sınıflandırmalarının, önceden belirlenen kıstaslara göre bir dizi ölçümlemenin yapılması ile binaların sürdürülebilirliğinin değerlendirilmesine önemli katkı sağladığına inanıyoruz. Ayrıca, binaların yaşam döngüsü maliyetlerinin şeffaflaştırılmasına yardımcı oluyorlar. Binaların sürdürülebilirlik özelliklerini ölçen ve kanıtlayan sınıflandırma sistemlerinin geliştirilmesini ve kullanımını teşvik ediyor ve destekliyoruz. Yalıtım: Yeni ürünleriniz hakkında bilgi alabilir miyiz? Buğra Kavuncu: BASF “Green Sense Concrete” (Yeşile Duyarlı Beton) konseptini ilk kez beton üreticilerinin beğenisine sunduk. BASF olarak, kimya ve malzeme bilimindeki öncü yaklaşımımız ve uzmanlığımız sayesinde geliştirdiğimiz “Yeşile Duyarlı Beton” konseptiyle betonu optimize ederken, doğal kaynakların korunmasını sağlayan ve tüketilen malzeme miktarını düşüren ileri teknoloji yeni nesil beton katkıları da geliştirdik. Geliştirilen bu ürünler yapıların servis ömrünü uzatırken, enerji ihtiyacını düşürüyor ve yerel geri dönüşümlü malzemelerin performanstan ödün vermeksizin kullanılmasını sağlıyor. Ayrıca, yüksek performanslı teknolojik ürün grupları olan Glenium, Rheomatrix ve X-Seed markalı ürünlerinin yanı sıra hazır beton, prekast ve yeraltı yapı kimyasallarını da tanıttık. Diğer yandan yukarıda belirtildiği gibi Master Builders Solutions markası altında birçok ürünümüzü biraraya getirerek yeniden markalama çalışması gerçekleştirdik. Yalıtım: BASF Yapı Kimyasalları’nın son senelerde ciddi bir yapılanma içine girdiğini ve farklı operasyonlar yapıldığını gözlemliyoruz... Bunları kısaca özetleyebilir misiniz? Buğra Kavuncu: Son dönemde inşaat sektörüne olan bağlılığımızın bir göstergesi olarak, sektöre yönelik yepyeni bir marka oluşturduk ve inşaat alanındaki zorlukları karşılayacak şekilde Master Builders Solutions markası adı altında birden çok çözümü müşterilerimize sunduk. Küresel altyapı stratejimiz gereğince Asya’da 2013’ün mart ayında duyurduğumuz markamızı Ekim ayında Rusya, Orta Doğu’da ve en son Kasım ayında ise Afrika’da sunduk. Master Builders Solutions’ı Ocak’ta Güney ve Kuzey Amerika’da lanse ettik, ardından Avrupa’da lanse edeceğiz. Master Builders Solution’ın lansmanı küresel olarak 2014’ün ilk yarısında tamamlanmış olacak. Master Builders Solutions’ı, global ölçekte teknolojiler ve işlevleri biraraya getirme yetkinliğimizin somutlaşmış hali olarak konumlandırıyoruz. Bu global marka ile Master Builders®, Glenium® ve Ucrete® gibi başarısı daha önce kanıtlanmış 30’a yakın pek çok özel markayı tek çatı altında birleştiriyoruz. Bu yeni oluşum, inşaat sektörü için yüz yılı aşkın süredir devam ettirilen yenilik geleneğine dayanıyor. Geçtiğimiz yılın özellikle olumsuz kur etkileri değerlendirildiğinde zorlayıcı bir yıl olduğunu söyleyebiliriz. Tüm şartlara rağmen BASF genel öngörülerini koruduğu başarılı bir yıl geçirdi ve yıl boyunca sağlam performansını devam ettirdi. Sektörün ve dünya ekonomisinin tüm şartlarına rağmen yılı sağlam geçirdik ve rakamlardan memnunuz. Zorlayıcı ortamın bir süre daha devam edeceğini düşündüğümüz 2014’te, gündeme ilişkin gelişmeleri yakından takip ediyor ve inşaat sektörüne etki edeceğini öngörüyoruz. Dünyanın lider kimya şirketi olarak, “Sürdürülebilir bir gelecek için kimya yaratıyoruz” stratejimiz doğrultusunda ekonomik başarıyı, sosyal ve ekolojik hedeflerle birleştirmeyi de her sene olduğu gibi bu sene de devam ettireceğiz. BASF, büyüme fırsatlarını yakalayabilmek adına sistematik olarak ürün ve teknoloji portföyünü genişletecek ve aynı zamanda Ar-Ge’ye yatırım yapmayı sürdürecektir. Yalıtım: BASF, Türkiye’yi nasıl görüyor, Türkiye ile ilgili plan ve projeleri nelerdir? Buğra Kavuncu: BASF’nin, Türkiye’de 130 yıldan uzun bir geçmişi bulunuyor ve 40 yılı aşkın bir süredir de Türkiye’de kendi üretim tesislerimizi işletiyoruz. 2006 yılında Degussa Construction Chemicals’ın satın alınması neticesinde önemli bir yapı kimyasalları üreticisi haline gelen BASF, geçtiğimiz aylarda Adana’da BASF Yapı Kimyasalları tesisini açarak toz ve beton katkı maddeleri üretmeye başladı. Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgenin ekonomisi, yüksek büyüme oranlarına ve altyapı ile diğer inşaat projelerinde yüksek yatırımlara sahip. BASF’nin Türkiye’deki üretim tesislerini genişletiyor ve sürdürüyor olması, markanın ülkeye olan bağlılığını açık bir şekilde gösteriyor. İlginizi çekebilir... Form Şirketler Grubu Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun: "Her Geçen Yıl Ar-Ge Çalışmalarımız ve Yerli Üretimlerimizle Ürün Gamımızı Genişletiyoruz"Form Şirketler Grubu Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun, şirketlerinin başarılı performansını, geliştirdikleri yeni ürünleri ve hedeflerini dergimize a... Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı Sektör GörüşleriAvrupa Birliği Yeşil Mutabakatı konusunda, yapı malzemeleri sanayicilerine, sektörümüzün önde gelen firma temsilcilerine mutabakatın yaratacağı yeni d... Sıfır Enerjili Binalar'a Ulaşmak Hiç Zor DeğilTürkiye'nin sadece binalarda kullanmak için her sene yaklaşık 15 milyar dolar enerji ithal ettiğini dile getiren Zero Build Genel Sekreteri Özgür ... |
||||
©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.