E.C.A.
200x200 piksel Reklam Alanı

Sürdürülebilir Binalar ve REHAU

Sürdürülebilir Binalar ve REHAU

19 Nisan 2012 | SÖYLEŞİ
12. Sayı (Mart - Nisan 2012)

1948 yılında Almanya’nın Rehau ÅŸehrinde kurulan ve kurulduÄŸu günden itibaren çeÅŸitli alanlarda polimer malzemeler ve sistem çözümleri sunan REHAU, günümüzde 15 bini aÅŸkın çalışanı, 170 ülkedeki satış ofisleri ve fabrikalarıyla faaliyetlerini sürdürüyor.
Firma faaliyetlerini Endüstri, Otomotiv ve Yapı olarak bölümlendirmiş. Yapı Tekniği Bölümünde, pencere ve cephe sistemlerinin yanı sıra ağırlıklı olarak bina içi mekanik tesisatla ilgili döşemeden ısıtma, döşemeden serinletme, temiz su, sessiz atıksu ve merkezi toz emme sistemleri piyasaya sunuluyor. Bu ana ürünlerin yanında yenilebilir enerji sistemleriyle ilgili toprak kaynaklı ısı pompası borulaması, güneş enerjisi ve hava-toprak ısı değiştirici sistemler de mevcut.

Türkiye’deki faaliyetlerine 1989 yılında beyaz eşya sektörüne buzdolabı kapı contası üreterek başlayan REHAU’nun enerji verimliliği konusundaki çalışmalarını REHAU Yapı Tekniği Departmanı Kurumsal Müşteriler ve Pazarlama Müdürü Şemun Alp Biber ve Yapı Tekniği Departmanı Teknik Planlama Takım Lideri Yoni Altaras ile konuştuk...

Yeşil Bina:
REHAU binalarda enerji verimliliği ve üretimi konusunda ne tür hizmetler sunuyor?..

Yoni Altaras: REHAU olarak enerji verimliliği kavramını üç ana başlık altında ele alıyoruz. Bunlar “enerji kayıplarını azaltmak”, “enerjiyi verimli kullanmak” ve “enerjiyi verimli üretmek” şeklinde sıralanabilir. Enerji kayıplarını azaltmak için pencere ve cephe sistemleri bölümümüzün ürünleriyle faaliyet gösteriyoruz.
Enerjiyi verimli kullanmak için döşemeden, yüksek sıcaklıkta serinletme, düşük sıcaklıkta ısıtma yapan sistemlerimizi ön plana çıkarmaya çalışıyoruz. Bu sistemimiz, alışılagelen radyatör tesisatları gibi 70-80 derece sıcaklıkta değil, binanın performansına göre 30-50 derece arasındaki su sıcaklığıyla ısıtma yapabiliyor. Sistemi yerden, duvardan ve tavandan uyguladığımız için geniş bir alanda daha düşük sıcaklıklarla istenilen ısıyı yayabiliyoruz. Radyatör benzeri mahalin içinde belli bir yerde konumlandırılan konvansiyonel sistemler, ısıyı belli bir yerden yaydığı için ısı her yere eşit şekilde yayılamıyor; ayrıca ısı transferi hava hareketiyle sağlandığı için algılanan sıcaklık daha düşük oluyor. Aynı sistemlerle serinletme yapılması da mümkün. Sistemimiz için soğutma değil serinletme diyoruz, çünkü bu sistem ile bir klima cihazının yaptığı gibi ani ve hızlı bir soğutma yapılamıyor. Biz de son kullanıcı tarafında yanlış algılamaya sebep olmamak için bu tanımlamayı seçtik. Serinletmede, sistemimizi, örneğin bir fancoil tesisatındaki gibi 6-7 derece sıcaklıktaki suyla değil, asgari 15-16 derecelik sıcaklıktaki su ile çalıştırıyoruz. Fakat bu sıcaklıklarda dahi yüzeyde yoğuşma ihtimali söz konusu olduğu için sistemi nem, sıcaklık, çiğ noktası gibi önemli parametreleri ölçümleyebilecek ve gidiş suyu sıcaklığına buna göre kumanda edebilecek bir otomatik kontrol sistemi ile birlikte işletiyoruz. Bu sistem tüm soğutma sezonu boyunca işletimde kalarak mahalin soğutma yüklerini karşılıyor. Eğer yükler salt bu sistemle karşılanamayacak kadar yüksekse, kalan yük konvansiyonel sistemlerin yardımıyla karşılanıyor. Hem döşemeden ısıtma, hem de döşemeden serinletme sistemleri çalıştıkları sıcaklık aralıkları itibariyle enerji verimli ısı pompası sistemleriyle kombine edilmek için oldukça uygun. Çünkü ısı pompaları ısıtma için düşük sıcaklıkta, soğutma için yüksek sıcaklıkta su ürettikleri zaman daha verimli işletim çalışabiliyorlar.

Üçüncü başlığımızda ise enerjinin verimli bir şekilde dönüşümünü sağlamayı hedefliyoruz. Geliştirdiğimiz sistem çözümleriyle, güneşten gelen ve toprakta gizli olan enerjinin bina içerisinde kullanılabilir hale getirilmesini sağlıyoruz. Toprak kaynaklı ısı pompası borulaması sistemi yapılacağı zaman sistemi uygun şekillerde planlayarak, toprağın içine döşenen borular üzerinden topraktan enerjinin çekilmesini ve bu enerjiyi kaynak olarak kullanan ısı pompası cihazına kadar getirilmesini sağlıyoruz. Bunun için en fazla boruların geniş bir alana serilmesi ya da boruların derin bir sondaj yapılarak dikey olarak yerleştirilmesi sistemleri ön plana çıkıyor. Fakat biz farklı kullanım yöntemlerinin de göz önünde bulundurulmasını sağlamaya çalışıyoruz. Buna örnek olarak “enerji kazıkları” yöntemini verebiliriz. Bu sistemde binayı statik olarak taşımak için planlanan temel kazıklarının içerisine betonlanmadan önce boruların yerleştirilmesi söz konusu oluyor. Bu konunun üzerinde olabildiğince fazla durmaya çalışıyoruz, çünkü inşaat sektörünün hızla devam ettiği ülkemizde bu kazıklar birçok projede zaten kullanılmak durumundalar ve ek bir sondaj veya kazı maliyetinin altına girmeden bunu enerji kazanımı için bir fırsata çevirmek mümkün; bu alanda büyük potansiyel görüyoruz. Bu sistem Türkiye’de şimdilik iki farklı projede kullanılmış durumda. Önümüzdeki dönemde çözüm ortaklarımız ile birlikte bu sayının arttırılmasına katkıda bulunmayı hedefliyoruz.

Hava-Toprak Isı Değiştiricisi sistemi de yine Türkiye’de tanıtarak ön plana çıkarmaya çalıştığımız sistemlerden birisi. Binalarımızda cephelerimizin, pencerelerimizin ısı kayıplarını azalttıkça, bir yandan da binaya dışarıdan istek dışı giren taze havanınn önüne geçmiş oluyoruz. Bu taze havayı cam/pencere açarak binaya almaya çalıştığımız zaman da içeride üretilmiş olan değerli ısının dışarı kaçmasına sebep olmuş oluyoruz. Bu yüzden de binalarda kontrollü havalandırma oldukça önemli bir yer tutuyor. Hava-Toprak Isı Değiştiricisi sistemi binaya alınan taze havanın toprak altında döşenen borulardan geçirilerek kışın ön ısıtılarak, yazın ise ön serinletilerek binanın klima santraline getirilmesini sağlıyor. Bu şekilde bir yandan havalandırma santralinin verimi artırılırken, diğer bir yandan santralin yapacağı ön ısıtma ve soğutma için toprak altında yer ısısı tarafından yapılmış oluyor. Sistem Avrupa’da Pasif Ev’lerde standart hale gelmiş durumda. Yeşil Binaların arttığı ülkemizde de önümüzdeki dönemde daha yoğun olarak kullanılacağına inanıyoruz.

Yeşil Bina: Binalarda konfor artırıcı ve enerji verimli olarak nitelendirilebilecek yeni ürün ve çözümlerinizden bahsedebilir misiniz?

Şemun Alp Biber: Tavandan serinletme plakaları ve akustik tavandan serinletme plakalarını pazara sunuyoruz ve bu konuda pazar yaratmak istiyoruz. Türkiye için tamamen yeni olan bu ürünler, özellikle Avrupa’da çok yaygın şekilde kullanılıyor. Isı pompasıyla beraber kullandığımız bu sistemlerin verimli olarak kullanılması için yüksek sıcaklıkta serinletme yapılması gerekiyor. Tavandan uyguladığımız sistemimizdeki plakalar da bu talebi karşılıyor. Ayrıca tavandan serinletme ürünlerimizin altında, geçtiğimiz seneden beri akustik tavandan serinletme plakalarımız da bulunuyor. Alçıpan plakalardan üretilen bu ürünler serinletme işlevini yaparken, plakaların sahip oldukları delikler sayesinde mahallerin akustik yüklerini azaltmak da mümkün oluyor; yani mahalde ses emilimi sağlayarak içerideki gürültü seviyesini kısmen azaltabiliyoruz. Bu sistemimiz Viyana’da bir örneği yapılan ve katkıları yaşayarak deneyimlenebilecek ofis gibi ortak kullanıma açılmış kalabalık ortamlara uygun bir çözüm. Tabii bu sistemin de diğer sistemler gibi son kullanıcı tarafından avantajlarına bakılması gerekiyor. Bu sistemle gürültüyü engelleyerek ofis gibi ortamlarda çalışan insanların daha verimli çalışabileceği, işine konsantre olabileceği çalışma alanları yaratılabiliyor. Bu konuda yapılmış bilimsel çalışmalarla verimin yüzde 25’e kadar arttığını gösteren veriler elde edildi.

Türkiye’de yerden ısıtma sistemleri, daha önceden yapılmış hatalar ve kulaktan kulağa yayılmış kötü ün nedeniyle korkulan bir uygulama olmasına rağmen gitgide yayılan ve daha çok kabul gören sistemler haline geldi. Isı pompalarının halihazırda kullanılan yerden ısıtma sistemlerine uygulanması, kışın sıcak ve yazın soğuk su üretebilen özelliğiyle, yazın serinletme işlevi kazandırıyor. Türkiye için yeni bir kavram olan bu sistem için sistemin düzgün çalışması için çeşitli önlemler alınması gerekiyor. Düşük sıcaklık ve bölgedeki nem nedeniyle oluşabilecek yoğuşmanın önlenmesi için uygun bir kontrol sistemiyle sürekli kontrol altında tutulması şart. Bu sistemi, kendi otomasyonuyla güvenli çalışacak komple bir ürün yelpazesi olarak yerden, duvardan ve tavandan serinletme olarak uygulayabiliyoruz. Bundan sonraki amacımız, özellikle tavandan serinletme plakalarını kullanmak. Alçıpan tavanda aydınlatma geçmeyen yerlere, içinden ısıtma ve serinletme için kullanılacak suyun geçtiği borular bulunan ve alçıpanla aynı görünüme sahip plakaları kullanacağız. Alçıpanla aynı görsellikteki malzemeyle ısıtma ve serinletme ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı olabilecek.

Üflemeli cihazlar, bulundukları ortamın havasını kurutarak ciddi rahatsızlara sebep olduğu için insanlar yatak odalarında bu cihazları istemiyor. Bu sorunu, özellikle yatak odası tarzı yerlerde tavandan serinletme plakaları sistemimizle çözüyoruz. Geliştirdiğimiz bu sistem, herhangi üflemeli soğutma cihazı kullanmadan serinlik sağlayarak büyük bir konfor sağlıyor. Sistemimize soğutma demiyoruz serinletme diyoruz. Çünkü hava sıcaklığının yüksek olduğu yerlerde insanlara yeterli olmuyor ve ek sistemlerle takviye edilmesi gerekiyor. Ancak çoğu yerde ve özellikle akşam saatlerinde insanların konfor ihtiyacını karşılayacaktır. Bu konfor da, klima cihazı gibi hastalık yapacak bir sistem olmadan sağlanabiliyor.

Tavandan serinletme plaka sistemimizin yanında, temel olarak binayı kütle olarak ısıtıp soğutabildiğimiz Beton Isısı Kontrolü sistemimiz var. Beton ısısı kontrolünün prensibi, yapı bileşenlerinin depolayıcı kütlelerinin ısıl olarak aktive edilerek kullanılmasına dayanıyor. Beton ısısı kontrolü, masif beton parçalarının depolama davranışını, soğutma ya da ısıtma suyunun içinden geçtiği borularla destekliyor. Ekonomikliği sayesinde, beton ısı kontrolü, güncel iklimlendirme teknolojisinde en yeni eğilimlerin konusu. Beton ısısı kontrolü sisteminde, kat betonunun içine döşenen borularla, yine düşük sıcaklıkta ısıtma, yüksek sıcaklıkta soğutma yaparak bütün binayı kütle halinde ısıtıp soğutabiliyoruz. Yurtdışında yaygın olarak kullanılan sistemin, insanların fazla bilgisi olmaması ve borularda çıkabilecek sorunlar nedeniyle Türkiye’de henüz uygulaması bulunmuyor. Birkaç projede sistemimizin uygulamasına başladık ve eğer gerçekleşirse sistemin ilk defa uygulaması yapılmış olacak.
Amacımız genel olarak hem yenilebilir enerji kaynaklarıyla ortak ve verimli şekilde çalışabilecek hem de ısıtma ve soğutma için binanın temel yüklerini karşılayabilecek bir sistem oluşturmak. 15 dakikada ortamı soğutmak veya ısıtmak yerine sürekli rejimde kalmayı, binanın kütlesini o rejimde tutmayı ve sürekli ışımayla ısı almasını veya vermesini amaçlıyoruz. Böylece temel yükleri karşılayıp uç noktalara gelmeden ihtiyaçların ortaya çıkmasını engelliyoruz. Sistem sayesinde havalandırma, sadece taze hava ihtiyacını karşılamak amacıyla kullanılıyor. Bu sistem, Avrupa’daki kamusal binaların yüzde 90’ında kullanılıyor. Çünkü kamusal binaların tüm alanlarında aynı konforun olması isteniyor.

Yeşil Bina: Samsun BauMax mağazasındaki uygulamalarınızı özetleyebilir misiniz?

Yoni Altaras: Avusturya menşeli BauMax uluslararası yapı market zinciri Türkiye’deki ilk mağazasını çevre duyarlılığı anlayışına uygun olarak Mart 2010’da Samsun’da hizmete açmıştı. Projede enerjiyi ve kaynakları ekonomik ve verimli kullanmak, çevreyi kirletmemek, küresel ısınmaya neden olmamak amaçlanıyordu. Yapının ısıtma ve soğutma ihtiyacının BauMax kriterlerini yerine getirmek şartıyla optimum düzeyde karşılanması hedeflenmişti. Bina için en uygun yalıtımın belirlenmesi ve sistemlerin buna göre tasarlanması, ısıtma ve soğutma için hiçbir fosil yakıtın kullanılmaması, satış alanının sadece gerekli hacimlerinin (tabandan itibaren 2,5 metre yükseğe kadar) ısıtılması, soğutma ihtiyacının güvenle ve az maliyetle karşılanması, iç yüklerin doğal yollarla mahalden uzaklaştırılabilmesi, sistemin iç havasının kontrolsüz bir şekilde dış havaya karışmasının engellenmesi, temiz hava ihtiyacının BauMax kriterleri çerçevesinde en ekonomik şekilde karşılanması hedefleniyordu.

Öncelikli hedefimiz, 10 bin metrekarelik hangar tarzı yapı marketi olabildiğince enerji verimliliğini gözeterek ısıtmak oldu. Binanın sahip olduğu yüksek tavanların üst kısımlarının gereksiz yere ısıtılmaması ve bunun için de hava üflemeli ısıtma sisteminin ortadan kaldırılması gerekiyordu. Çünkü üst kısımdan üflemeli sistemle ısıtma yapılmaya çalışıldığında, sistemin yüksek hızda üfleme yapması gerekiyor. Fakat yüksek üfleme seviyesi yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Bunun yerine ışımayla ısı transferi yapan ve sadece zeminden insanların bulunduğu 2-2,5 metre yüksekliği ısıtan döşemeden ısıtma sistemini kullandık. Burada yapılan ve bizi rakiplerimizden ayıran sistemlerden biri 10 bin metrekarelik alanda döşemeden ısıtma sisteminin planlamasıdır. Biz sadece ürün tedarikçisi değil, aynı zamanda Türkiye’de sunduğumuz ürünlerin planlamasını ve boyutlandırmasını yapan bir firmayız. BauMax projesinde de tüm döşemeden ısıtma sisteminin boyutlandırılması tarafımızdan yapıldı ve proje müellifi Hasel Yapı’ya destek olundu.

İşverenin talep ettiği diğer bir sistemse toprak kaynaklı ısı pompası borulamasıydı. Çünkü yerin 10-12 metre altında, yıl boyunca sürekli sabit olan ve 7-12 derece aralığında salınan sıcaklık profili bulunuyordu. Bu sıcaklık profilini kışın enerji çekerek ısıtmada, yazın da bina içerisindeki fazla enerjiyi göndererek soğutma için kullanılabilirdi. Bu amaçla binanın 567 kw’lık ısıtma yükünün tamamı ısı pompaları vasıtasıyla topraktan karşılandı. Sondaj sistemi planlandı, ısı kayıpları ve kazançları proje müellifi tarafından hesaplandı ve sondaj alanının boyutlandırılması için tarafımıza iletildi. Biz de toprak simülasyonunu ve boyutlandırmasını yaptık. Kurulan sistemle, binanın ısıtılması için elektrik girdisi dışında herhangi bir yakıt kullanılmadı. Aynı şekilde, 1200 kw’lık soğutma yükünün 350 kw’lık kısmı toprağa gömülerek temel yükler karşılandı. Uç yüklerin havalandırmalı Roof Top cihazlar tarafından karşılandığı bir sistem tasarlandı. Tasarlanan sistem, kendini oldukça kabul edilebilir bir sürede amorti eden bir sistem olarak karşımıza çıkıyor. Projedeki en büyük maliyet ise 125 metre derinliğinde olan 110 tane sondajın maliyetiydi. Bu sistemin Türkiye’de yaygınlaşması, sondaj maliyetlerinin düşmesi ve devlet teşviğinin gelmesine bağlıdır.

 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Form Şirketler Grubu Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun: "Her Geçen Yıl Ar-Ge Çalışmalarımız ve Yerli Üretimlerimizle Ürün Gamımızı Genişletiyoruz"

Form Şirketler Grubu Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun, şirketlerinin başarılı performansını, geliştirdikleri yeni ürünleri ve hedeflerini dergimize a...
25 Nisan 2022

Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı Sektör Görüşleri

Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı konusunda, yapı malzemeleri sanayicilerine, sektörümüzün önde gelen firma temsilcilerine mutabakatın yaratacağı yeni d...
16 Temmuz 2021

Sıfır Enerjili Binalar'a Ulaşmak Hiç Zor Değil

Türkiye'nin sadece binalarda kullanmak için her sene yaklaşık 15 milyar dolar enerji ithal ettiğini dile getiren Zero Build Genel Sekreteri Özgür ...
24 AÄŸustos 2020

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • Ä°klimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.