İnşaat Mühendisi Dr. Sedat Özkol: 'Yeşil Mühendislik, Yeşil Yaşamın Bir Bileşeni'
Yeşil Bina: Türkiye’de “Yeşil Mühendislik”le ilgili çalışmalar yapıyorsunuz... Öncelikle bu kavramla ilgili bilgi verebilir misiniz? Dr. Sedat Özkol: Öncelikle “Yeşil”i doğru tanımlamak gerekiyor. Çünkü Yeşil Mühendislik, yeşil yaşamın, yeşil yaşam biçiminin bir alt bileşeni. Yeşili sadece yeşil teknoloji veya çevre olarak algılamak yanlış. Yeşil yaşam, büyük ölçüde Amerika’da ortaya çıkmış, giderek yayılan bir yaşam felsefesi. Bu felsefe doğum öncesinden ölümden sonrasına kadarlık süreci kapsıyor. Yani hayatın bütün süreçleri hep yeşil ürün, hizmet, sistem ve çözümlerle çevrelenmiş olacak. Böyle bir yaşam felsefesini destekleyen her çeşit ürün, hizmet, sistem, çözüm ve kuruluş yeşil oluyor. Bu felsefe artık kendini mühendislikte de dayatıyor. Klasik mühendislik disiplinlerinin yanında yeni bir mühendislik disiplini oluşmaya başladı. Bu, birçok mühendislik dalının senteziyle oluşan yepyeni bir mühendislik. İşte Yeşil Mühendislik de o bileşenlerin biraraya gelerek ve örtüşerek oluşturduğu bir mühendislik disiplini. Bu da yine Amerika’da ortaya çıktı, şimdi dünyaya yayılıyor. Amerikan üniversitelerinde Yeşil Mühendislikle ilgili ders programları var; kimileri enstitüler şeklinde, kimileri akademi şeklinde, kimileri ise yüksek lisans programında; ama giderek disiplin olmaya başlıyor. Yeşil Bina: Bu yeni disiplin hangi bileşenlerden oluşuyor? Dr. Sedat Özkol: Yeşil Mühendislik’in içindeki bileşenlerden biri, Yeşil Bina, yapı, tesis ve işletme. Bu, inşaat mühendisliğini ve mimarlığı içeriyor. Ama Yeşil Binaya akıllı bina diye baktığımızda, içinde elektronik sistemleri ve diğer bilişim sistemlerini de görüyoruz, ki o zaman işin içine bilgisayar teknolojileri, enerji otomasyonu, enerjinin korunması, yani enerji ve ısı mühendisliği de giriyor. Kısacası bina içinde kullanılan bütün sitemlerle alakalı olan tüm mühendislik dallarını içeriyor. Şu anda Türkiye’de gerek vakıf üniversitelerinde gerek kamu üniversitelerinde biraz önce bahsettiğim sentezi oluşturmuş bir Yeşil Mühendislik ana bilim dalı ya da alt bilim dalı yok. Belki önümüzdeki sene veya ondan sonraki senelerde Yeşil Mühendislik Akademisi ya da Enstitüsü gibi bir çalışma gündeme gelecek. Böyle bir mühendislikte gerek kullanılan malzemelerde, gerek tüketilen enerjide hep çevre dostu, insan dostu, gençlik, gelecek dostu, yenilenebilir enerji dostu, gerikazanım ve dönüşüm dostu sistemler gündeme getirilebilecek. Belki üniversite bünyesinde belki kendi içindeki sosyal bilimler akademisi bünyesinde veya mesleki sürekli eğitim merkezleri bünyesinde gündeme gelebilir. Konuyla ilgili kitap da yazıyoruz. Bazı kuruluşlarla da yeşil işletme boyutunda görüşeceğiz. Yeşil teknoloji ya da yeşil yaklaşımla orta, hatta kısa vadede rakiplerinin önüne geçebiliyorsun. Gerek maliyetlerinin düşürülmesi açısından, gerekse kurum içi aidiyet, ilişkilerin güçlenmesi açısından. Yeşil bir işletmede, yeşil yakalı çalışan diye bir kategori oluşuyor, eğer firmanın kendisi yeşilse, orada çalışanlar da ne iş yaparlarsa yapsınlar yeşil yakalı çalışan oluyorlar. Böyle bir firma küresel rekabet koşulları içinde hem dünya pazarında hem kendi pazarında rakiplerine kıyasla çok daha saygın, çok daha etkin ve kârlı olabiliyor. Bunun farkına varan işadamları ve kobiler “yeşil”i hayata geçirmeye çalışıyorlar. Osmanlı tarihinde bile yeşil yaşam ve yeşil ürün sistemleri vardı. Bunlar belki ileri bileşenler değil ama yaşam biçimi olarak vardı. Evler çok fonksiyonel ve manasız mobilyalarla dolu değildi. Şimdilerde elektronik bir ürünün ya da bir otomobilin reklamı yapılırken, performansı kadar enerji tüketiminden, çevre dostu oluşundan da bahsediliyor. Ve hep onu vurguluyorlar. Bir firma, televizyonu satarken, “Bununla çok daha az enerji kullanıyorsun” ya da “Buzdolabının içi eskisinden çok daha büyük ama daha az enerji kullanıyor” diyorsa bu kötü bir şey değil. Yeşil Bina: Müfredetta neler olabilir? Dr. Sedat Özkol: Müfredatta yeşilin ne olduğu tartışılacak, anlatılacak, yani yeşil yaşam üzerinde herkes fikir birliğine varacak. Ondan sonra alt bileşenler oluyor, yani yeşil bina, yeşil tesis, yeşil işletme, yeşil çevre düzenlemesi... Sonrasında doğrudan doğruya yeşil üretim, yani yeşil hammadde, yeşil danışmanlık hizmetleri, yeşil mühendislik hizmetleri, yeşil tasarım hizmetleri geliyor. Öyle bir tasarım yapacaksın ki, giderleri minimize edemesen bile kaynakları en iyi şekilde kullanacaksın. Yani mühendislik bağlamında yaklaşacaksın, malzeme, enerji ve işgücü tasarrufu gerçekleşecek ama tüm bunlar insan kaynağı işten atılmadan yapılacak. Ä°lginizi çekebilir... Form Åžirketler Grubu Yürütme Kurulu BaÅŸkanı Tunç Korun: "Her Geçen Yıl Ar-Ge Çalışmalarımız ve Yerli Ãœretimlerimizle Ãœrün Gamımızı GeniÅŸletiyoruz"Form Åžirketler Grubu Yürütme Kurulu BaÅŸkanı Tunç Korun, ÅŸirketlerinin baÅŸarılı performansını, geliÅŸtirdikleri yeni ürünleri ve hedeflerini dergimize a... Avrupa BirliÄŸi YeÅŸil Mutabakatı Sektör GörüşleriAvrupa BirliÄŸi YeÅŸil Mutabakatı konusunda, yapı malzemeleri sanayicilerine, sektörümüzün önde gelen firma temsilcilerine mutabakatın yaratacağı yeni d... Sıfır Enerjili Binalar'a UlaÅŸmak Hiç Zor DeÄŸilTürkiye'nin sadece binalarda kullanmak için her sene yaklaşık 15 milyar dolar enerji ithal ettiÄŸini dile getiren Zero Build Genel Sekreteri Özgür ... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.