
Su Sistemlerinde Oluşan Kireç ile Mücadele Yöntemleri![]()
Tabii sularda bulunan ve sertlik tabir edilen Kalsiyum (Ca) ve Magnezyum (Mg) mineralleri insan sağlığı için zararlı değildir, fakat bu minerallerin su sistemlerinde oluşturdukları kristaller, binalarda ve her tür işletmede su ile temas eden cihazların ve boruların tıkanmasına ve bozulmasına sebep olur. Su içinde bulunan Kalsiyum ve Magnezyum mineralleri, suyun taşıdığı katı maddeler ile beraber su sistemlerinde sert tabakalar oluşturur. Su sisteminde oluşan bu sert tabakaların hepsine birden “halk dilinde” Kireç veya Kireçtaşı denir. Yazımızım kolay okunabilmesi için biz de Kireç kelimesini su sisteminde oluşan kristaller için kullanacağız. Ülkemizdeki suların çoğu Kireç üretme kabiliyetinde olan yüksek sertlikte sulardır. Bu sebeple Kireç konusu evse ve ticari su sistemlerinin hepsinin önemli bir sorunudur. Su Sisteminde Katı Kireç Nasıl Oluşur?.. Suda bulunan Kalsiyum, Magnezyum maddelerinin kristal yapma mekanizmasını hatırlatalım: iyi filtrelenmiş ve katı partiküllerden arındırılmış bir su nasıl oluyor da sert taşlar oluşturuyor? Su sistemlerindeki Kireç oluşumu iki ayrı şekilde meydana gelir. Birinci KİREÇ oluşum şekli: Şeker ve tuz gibi suda çözünme kabiliyeti olan birçok maddenin, su sıcaklığı yükseldikçe suda çözünme miktarı da yükselir. Diğer bir deyişle, soğuk suya kıyasla sıcak suyun maddeleri çözme kabiliyeti (halk dilinde eritme kabiliyeti) daha yüksektir. Ancak bir istisna var: suda bulunan Kalsiyum Karbonat ve Magnezyum Karbonat maddeleri su soğukken suda çözünmüş halde kalırken, su ısındıkça bu maddelerin bir kısmı kristalleşerek katı hale dönüşür. Bu tür KİREÇ oluşumu su sıcaklığı yaklaşık 30°C - 35°C civarında başlar ve su ısındıkça hızlanır. İkinci KİREÇ Oluşum Şekli: Suyun buharlaşması sırasında yalnızca “saf H2O molekülleri” buharlaşır, suda bulunan hiçbir mineral buharlaşmaz. Su içindeki “safsızlıklar”, yani sudaki çözünmüş olan mineraller buharlaşmadığı için bunların sudaki oranı artmış olur. Oysa suyun mineralleri çözünmüş halde tutma kabiliyeti sınırlıdır. Dolayısıyla su bazı minerallere doyar ve bu sebeple içinde bulunan bu minerallerin bir kısmını katı kristal şeklinde dışarı atar. Suyun istemediği bu mineraller kristaller oluşturur (Kireç). Bu iki tür Kireç oluşum mekanizmasının ayni anda meydana geldiği yerler evimizdeki çaydanlık, buhar kazanı, buhar jeneratörü ve su soğutma kulesidir. Bu dört noktada da su önce ısınmaya başladığında Kireç oluşumu ve daha sonra su kısmen buharlaştığında Kireç oluşumu meydana gelir. Bu noktalar dışında, binalarda Kireç ile mücadele edilen daha birçok yer sayabiliriz: borulu ve plakalı ısı eşanjörleri, sıcak su üreten boylerler, şofbenler, kombiler, chiller grupları, sıcak su boruları gibi. Kireçle Mücadele Yöntemleri Su Yumuşatma Cihazı: Kireç ile mücadele için ilk akla gelen yöntem “Su Yumuşatma Cihazı” ile suların tamamını yumuşatmaktır. Ancak bu teknik Yeşil Bina anlayışına uymaz. Çünkü Su Yumuşatma Cihazı su içinde tabii olarak bulunan Kalsiyum ve Magnezyum minerallerini sudan alırken, su içine tuzun (NaCl) yarısı olan Sodyum mineralini verir ve cihazın ters yıkaması sırasında cihaz, sudan aldığı mineraller ile beraber, tuzun diğer yarısı olan Klorür (Cl) mineralini de atar. Sonuçta, binada kullanılan suyun sertliğini giderirken, tabiita dönen atıksu içine “tabiatın istemediği tuz-NaCl” girmiş olur. Arıtılmış suların büyük bir kısmını tarımsal sulamada kullanan İsrail ülkesi çok uzun yıllar önce ülkede Su Yumuşatma Cihazı kullanımını yasaklamıştır. Çünkü insanın suya ilave ettiği tuz bitkiler için zararlıdır. Kireç ile mücadele için akla gelen diğer bir yöntem Su Kimyasalı Yöntemidir. Su tesisatında Kireçi önlemek için tasarlanmış su kimyasalları vardır ve bu kimyasallar Kireç yapan minerallerin kristalleşmesini kısmen önler. Kullanılan suyun analizine bakılarak kimyasal yönteme ve suya verilecek olan kimyasalın dozuna karar verilir. Ancak, Kimyasal Yöntem de Yeşil Bina anlayışına uymaz, tabii su içine tabiatın istemediği insan yapısı kimyasalları sokmak muhakkak tabiatta bir yerlere zarar verir. Ters Ozmoz Cihazı: Ham su içinde istenmeyenler yalnızca Kalsiyum ve Magnezyum değilse, suda bulunan minerallerin miktarı yüksekse, suda insana zararlı maddeler varsa, Ters Ozmoz (T.O.) cihazı ile suyu saflaştırmak doğru bir yöntemdir. T.O. cihazı su içindeki “su olmayan” maddelerin yüzde 95-99 kadarını alır, su molekülüne kıyasla çok iri olan mikropları ve birçok zararlı kimyasalları sudan tamamen alır, bu sırada suyun sertliğini de en az yüzde 95 oranında azaltır. T.O. cihazı bugüne kadar çevreci bir cihaz olarak tanındığı için su yumuşatma cihazını yasaklayan İsrail ülkesi T.O. cihazını yasaklamamıştır. Çünkü T.O. cihazı suyu iyileştirirken, kanala attığı su yine tabii mineraller içeren sudur. T.O.’nun ürettiği iyi su ile kanala attığı suyun bir süre sonra tabiatta tekrar birleşerek ayni suyu meydana getirdiği düşünüldüğünde T.O. yöntemi Yeşil Bina anlayışına uyar. Fiziksel Yöntemle Kireç Mücadelesi: Son 50 yıl içinde, suyun Kireç oluşturma kabiliyetini bozan birçok fiziksel yöntem keşfedildi. Bu konudaki en son ve en başarılı icat, uzun dalga (80-120 kHz) frekans tekniğini kullanarak Kireçi önleyen Frekans Jeneratörleridir. Bu cihazların ürettiği frekans, boru üzerine “kol saatı gibi” takılan özel bir verici anten ile boru içinden geçen suya aktarılır. Frekans jeneratörleri boru üzerine takıldıkları için suya değmezler, suyun basıncından ve korozif etkilerinden zarar görmezler. Bu cihazlar kombi, çamaşır makinesi, boyler, ısı eşanjörü, sulu soğutma sistemi, buhar kazanı gibi yerlerde Kireç önlemede çok başarılıdır. Frekans jeneratörleri daha önce oluşmuş kireçleri de yavaş yavaş çözer. İlk satınalma ücretinden sonra bu cihazların gideri çok azdır: Evsel modeller saatta 1,5 watt kadar, apartman-otel modelleri 50-100 watt kadar elektrik tüketir ve yedek parça istemezler. Kireç mücadelesi için en ekonomik yöntem fiziksel güç ile Kireç oluşumunu engellemektir. Frekans tekniği KİREÇ oluşumunu nasıl önler? Yazının başında izah ettiğimiz gibi, özellikleri değişen su minerallere doymuş hale geldiğinde, bu minerallerin bir kısmını içinde barındırmaz. Suyun istemediği bu mineraller önce mikroskopik kristaller oluşturur. Daha sonra, mikroskopik kristaller birbirleri ile birleşerek bizim istemediğimiz Kireçi meydana getirir. Frekans Jeneratörü bu mikroskopik kristallerin ortaya çıkmasını engelleyemez, fakat bu küçük kristallerin birbirini çekerek su sistemi üzerinde birleşmelerini ve Kireç oluşturmalarını engeller. Mikroskopik boyutta kaldıkları için kolayca sürüklenebilen bu kristaller, suyun hareketi ile su sistemini terk eder ve su tesisatı Kireçtenkurtulur. Su hareketinin az olduğu buhar kazanı gibi cihazlarda, mikroskopik kristaller cihaz içine çöker, ancak temizliği kolay olur. Neticede frekans tekniği sayesinde ekonomik bir şekilde amaca ulaşılır. Frekans tekniği, su sisteminde her kristalin (KİREÇ) oluşumunu önleyebilir mi? 1997 yılından bu yana Frekans Tekniğini kendimiz de kullandığımız için şu önemli bilgiyi elde ettik: Frekans Jeneratörleri yalnızca “Kalsiyum Karbonat- CaCO3” kristallerinin birleşerek irileşmesini ve Kireç yapmasını önler, çoğunlukla evlerde ve işletmelerde de zaten CaCO3 kristali sorun yaratır. Bazı suların yapısı sebebi ile “Magnezyum Sülfat” ve “Silikat” kristalleri de su sisteminde oluşur ve işletmeye zarar verir, frekans tekniği bu kristalleri etkileyemez. Kullanılan suyun kimyasal analizi yapıldıktan sonra frekans tekniğinin uygun olup olmayacağına karar vermek doğru olur. Su tesisatında kireç mücadelesi şarttır. Çünkü Kireç her tür binada, turistik ve sanayi tesisinde enerji giderini ve bakımları çoğalttığı için ekonomik zarara sebep olur. Kireç oluşmayan sistemlerin arızası az olur, az enerji harcar ve ekonomik çalışır. İlginizi çekebilir... YeÅŸil Binalar Pazarı ve Sürdürülebilir Finansman Araçlarının Dönüştürmede GücüSürdürülebilir finans, çevresel, sosyal ve yönetiÅŸim (Environmental, Social and Governance-ESG) kriterlerini iÅŸ veya yatırım kararlarına entegre eden ... YeÅŸil Binalarda Yaprak Alan Analizi (LAI) ile Bina Enerji Tüketimi Arasındaki İliÅŸkinin BelirlenmesiAr. Gör. Mehmet Furkan ÖZBEY Atılım Üniversitesi, Makine MühendisliÄŸi Bölümü
Doç. Dr. Cihan TURHAN Atılım Üniversitesi, Enerji Sistemleri Mühendisliğ... Karbon Ayak İzi Hesaplama: Şirketler için AvantajlarıGünümüzde çevresel sürdürülebilirlik uygulamaları her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. İklim değişikliği, doğal kaynakların azalması ve çevresel ... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.