PİM Mühendislik Genel Müdürü Recep Yıldız: 'Tesisata Dokunmadan Yeşil Bina Yapamazsınız!'

9 Haziran 2011 | SÖYLEŞİ 6. Sayı (Mart - Nisan 2011)

Ä°nÅŸaat sektörünün önümüzdeki yıllarda yükseliÅŸ devri yaÅŸayacağını söyleyen PÄ°M Mühendislik Genel Müdürü Recep Yıldız, “Bu yükseliÅŸle mekanik tesisat sektörü de hak ettiÄŸi yeri kazanacak” diyor.
PİM Mühendislik’in tarihi 1995’e dayanıyor. Mekanik tesisat mühendislik ve yüklenim firması olarak yola çıkan kuruluşun amacı, tesisat sektöründe doğru mühendislik hizmeti vermek, gelişen teknolojiyi yakından takip ederek uygun çözüm üretmek ve gerçekleştirmek. Isıtma, klima, havalandırma, sıhhi tesisat, su arıtma, yangından korunma sistemleri ve bina otomasyon sistemleri konusunda projelendirme, uygulama, müşavirlik ve danışmanlık hizmetleri veren Pim Mühendislik’in bazı projeleri Yeşil Bina sertifikası almaya da hak kazandı. Bunlardan biri Bükreş’te bulunan Petrom City projesi. LEED sertifikası alan Petrom City, tesisat sektörü ve enerji verimliliğinde mekanik tesisat konularında görüşlerini aldığımız PİM Mühendislik Genel Müdürü Recep Yıldız, Petrom City projesinde Yeşil Bina sertifikası alınmasının baştan planlanmış olduğunu belirtiyor ve projeye sertifika kazandıran özellikleri şöyle anlatıyor. “Projede zaten enerji verimliliği açısından oldukça iyi değerler vardı ve bir Yeşil Bina sertifikası alınması en baştan düşünülmüştü. Tüm camların aralarında motorlu panjurlar bulunuyordu. Binanın çatısında yer alan solar antenler sayesinde güneşin pozisyonuna ve ışık şiddetine göre otomasyonla açılıp kapanan panjurlar sayesinde enerji verimliliğinde iyi değerler yakalanıyordu. Projenin en dikkat çekici unsuru ise yapılan toprak rehabilitasyonuydu. 250 dönüm bir toprağın rehabilite edilmesi dört yıl sürdü ve yaklaşık 60 milyon euro’ya maloldu. 5 MW’lık doğalgaz kojenerasyon sistemi, absorbsiyon çillerleri olan, yani enerjisini kendi üreten bir binaydı. Projenin bulunduğu bölgedeki elektrik hatlarında voltaj dalgalanmalarından dolayı bazı problemler oluyordu. Ülkemizde de ‘kirli bara’ olarak adlandırılır. Bu sebeple şebekeyle alışverişi istenmedi. Kojenerasyonla enerji üretiliyor fakat voltajın fazlasını atamadığınız için, frekans tutturmak çok özel bir hale geliyor. Binalardaki mekanik ve diğer elektrik yükleri devreye girip çıkarken özel bir sistem -AVAT- programı dahilinde devreye giriyor. Konforu yüksek bir bina oldu. Sıcak/soğuk tavanlar ve her yerde yükseltilmiş döşeme ve genel mahallerde de yükseltilmiş döşemeden ısıtma/soğutma sistemleri uygulandı. Böylece hava hızı ve sesi bina içinde hiç hissedilmiyor. Biz LEED sertifikası için ek bir şey yapmadık diyebilirim. Çünkü temel tasarımda zaten bunlar öngörülmüştü ve tüm projede altyapısı hazırdı. Bize de uygulamak kaldı. Tüm fanlar, pompalar, elektrik motorları, absorbsiyonlar, brülerler zaten maksimum enerji verimli seçilmişti. Sonuçta, metrekare başına ısı kaybı ve ısı kazancı açısından çok verimli bir bina ortaya çıktı.”

“Bir diğer enerji ve çevre dostu Yeşil Bina sertifikası hedefleyen projemizse İstanbul’da yapımı devam eden Tefken OZ Kağıthane OfisPark projesi. Bu projede maalesef tasarım ve ihale aşamalarından sonra sertifika hedeflendiğini öğrendiğimiz için bazı zorluklar yaşıyoruz. Enerji verimliliğiyle ilgili çalışmaları, ekipman seçimleri, ısı kayıp ve kazancı değerleri detaylı bir şekilde ele almak zorunda kaldık.”

Enerjinin büyük kısmı tesisat tarafında tüketiliyor
“Türkiye’de harcanan enerjinin yarıya yakını binalarda harcanıyor. Bu enerjinin de büyük kısmı mekanik tesisat tarafında tüketiliyor. Petrol türevlerinden oluşan enerji sonucunda da dünyanın nereye gittiğini görebiliyoruz. Dolayısıyla emisyonların azaltılması ve kullanılan malzemelerin seçiminde insan sağlığına zararlı ürünlerin bertarafı gibi konular bizim de çalışma alanımıza giriyor. Fanlar, klima santralleri, soğutma grupları, kazanlar, pompalar, klimalar, motorlar vs bunlar hep enerji harcayan sistemler. Tüm bunları üst üste koyduğunuzda tesisat sektöründe enerji tasarrufunun önemi anlaşılıyor. Tesisata dokunmadan Yeşil Bina yapmanız mümkün değil. Fakat bu tasarrufu sağlamak için en önemli unsur, tüm bunların tasarım aşamasında düşünülmüş olması…”

“Mal sahibinin ve yatırımcının bilinçli olması çok önemli. Yatırımcı veya danışman tasarımcıyı iyi yönlendirir ve tasarımcı da iyi çalışırsa, bizim gibi uygulamacılara çok fazla yapacak şey kalmıyor. Ama yatırımcı istediklerini tasarıma yansıtamamışsa veya o anda düşünmemiş de konu sonradan gündeme gelmişse, mekanik tesisat müteahhitlerine çok fazla ek yük biniyor. Mekanik müteahhitler ek yük çekecek güçte olmadığından sanki enerji verimliliğiyle ilgisizmişiz gibi algılanıyor. Halbuki Petrom City projesinde olduğu gibi, mekanik müteahhitler, tasarımda ayrıntılarıyla düşünülen işler yapabilseler her şey çok daha kolay ve verimli olacak.”

Kararlar tasarım aşamasında alınmalı
“Türkiye’de bildiğim kadarıyla Yeşil Bina kriterleri çoğunlukla kontrat yapıldıktan sonra karşımıza çıkıyor. Ek bedelleri de işveren karşılamak istemiyor. Tasarımcılardan gelen projeler de bu tür detayları içermiyorsa uygulama sırasında çözümler aranıyor. Bu tür çözümler de karmaşa içinde gönülsüzce yapılıyor. Türkiye’de tasarımcı hem bedel hem zaman açısından yeterli olmadığı için hak ettiği yerde değil. Sektör olarak en büyük arzumuz, yatırımcı veya işverenlerin tüm kararlarını tasarım aşamasında vermesi. Sonrasında hedeflenen Yeşil Bina sertifikası alma isteği kaos yaratıyor.”

İnşaat sektöründe yükselme devri
“Bence önümüzdeki dönemde tesisat sektörünün en çok tartışacağı ve geliştireceği konulardan biri Yeşil Binalar olacak. İnşaat sektörü önümüzdeki beş, altı sene yükselme dönemi yaşayacak. Bu yükselme döneminde bu tür yenilikler ve iyileştirmelerde olumlu geçişler olacak ve tesisat sektörü yeniden hak ettiği kaliteyi ve yeri yakalayacak. Bu iyileştirmelerle Yeşil Binalar açısından da çok iyi bir noktaya gelineceğine inanıyorum. BEP-TR yazılımı ve uygulamasında, Bayındırlık Bakanlığı’nın dayatmasıyla kısa sürede devreye girmesi sonucunda bazı problemler olduğu aşikar. Konuyu doğrudan ilgilendiren tasarımcı, müşavir ve uygulamacıların görüşlerine itibar edilmediği gibi yazılımda da halen sorunlar olduğu, pek çok tasarımcının ilgili kurslara katılmış olmalarına rağmen buna hazır olmadıkları, sektöre yeterince anlatılamaması gibi sorunlar mevcut. Ayrıca BEP kimliği için ciddi bir çalışma ve süre gerektirdiği halde bedelini kimin ödeyeceği de belirsiz. Buna rağmen bu problem de sektörün yükseliş döneminde rayına oturacaktır.”

 

---

R E K L A M