E.C.A.
COPA

Fotovoltaik Paneller ile Elektrik Üretimi Neden ve Nasıl Desteklenmeli?

Fotovoltaik Paneller ile Elektrik Üretimi Neden ve Nasıl Desteklenmeli?

28 Ekim 2010 | KONUK YAZAR
3. Sayı (Eylül - Ekim 2010)

TBMM gündeminde iki senedir bekletilen, ancak bir türlü yasalaşamayan “Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”, başta güneş enerjisi olmak üzere tüm yenilenebilir enerji kaynaklarının gelişmesinin önünde büyük bir engel olarak duruyor... Can Arda Moltay / Endüstri Mühendisi / Mimta Mimarlık
Küresel iklim değişikliğinin sorumlusu olan sera gazlarının kabaca yüzde 40’ı binalar ve binaların içinde yapılan faaliyetlerden kaynaklanıyor. Bu oranın yüksekliği, yapı sektörünün iklim değişikliğini sınırlama çabaları içerisinde kaçınılmaz bir görev üstlenmesi gerektiğini gösteriyor. Çözüme, “sürdürülebilirlik” kavramını, tüm bina yapım süreçlerinde temel hedef olarak ele alarak ulaşmak mümkün.
Sürdürülebilir Bina ya da daha popüler söyleyişiyle “Yeşil Bina” tasarımındaki problemleri çözmek için, Bayındırlık Bakanlığı tarafından hazırlanan “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği” ile de hedef gösterilmiş olan çeşitli çözüm araçları mevcut. Bunlardan bir tanesi de, söz konusu yönetmelikte “mimari tasarımın yenilenebilir kaynakları da değerlendirmesi” gerektiği maddesinde işaret edilen kaynaklardan olan “Fotovoltaik Sistemler”, yani güneşten elektrik üreten paneller...
Binaların çatılarında, cephelerinde ya da bahçelerinde elektrik üretecek bir fotovoltaik panel sistemi ile ilgili karar vermeden önce, sistemi var eden mantığın ve devletlerin neden bu sistemleri desteklemekte olduğunun anlaşılmasının önemli ve gerekli olduğuna inanıyoruz.
Kendisine entegre edilmiş fotovoltaik paneller ile elektrik enerjisi üreten bir bina, düşük talep/yoğun güneş anlarında, bağlı olduğu şebekeye enerji sağlayıcısı; az güneş/yoğun talep anlarında ise şebekeden enerji alıcısı olmaktadır. Örneğin, güneş akışının en fazla olduğu yaz mevsimi gündüz saatlerinde bina üzerindeki fotovoltaik panellerin ürettiği enerji sayesinde, aynı saatlerde yüksek kapasite ile çalışması gereken bina iklimlendirme santrallerinin (veya konut binalarındaki noktasal klimaların) enerji ihtiyacı, şebekede aşırı talebe neden olmayacak, enerji tüketicisi olan binanın enerji talebinin şebekeye ilave yük getirmeden, yani ilave bir merkezi enerji üretimi yatırımı yapmak ya da şebekede mevcut olan fosil yakıtlarına dayalı bir kaynağı devreye almak zorunda kalmadan, yerinde üretim modelinin sağladığı en az iletim kaybı ile bu talebin karşılanması mümkün olacaktır. Fotovoltaik panellerin entegre edildikleri binada belli bir anda elektrik tüketimi mevcut olmadığı durumda ise şebeke yoluyla en yakın tüketici beslenecektir.
Bu tür binalara entegre fotovoltaik panel sistemleri, ülke çapındaki enerji verimliliğinin artmasına katkıda bulunmakta, küresel ısınmaya yol açan enerji kaynaklarının daha temiz bir kaynak ile ikame edilmesini sağlamakta ve en önemlisi bina yatırımı kapsamında finanse edilmektedirler. Nitekim binaların kullanım ömürleri olarak düşünülen 25-30 sene ile fotovoltaik panellerin 20-25 senelik elektrik üretim garantileri neredeyse birebir örtüşmektedir. Ayrıca fotovoltaik panellerin ilave bakım ihtiyaçları neredeyse hiç yoktur. Bu durumda geleneksel yapı elemanlarının yerine fotovoltaik panellerin kullanılması (örneğin cephe giydirme, çatı kaplama) veya mevcut binalarda atıl çatılara fotovoltaik panellerin eklenmesi, toplum geneli için son derece doğru yatırım kararları olmaktadır. Bu yatırımı yapmış olan girişimcilere makul bir finansal geri dönüşün sağlanması için de günümüzde teşvik uygulanması şarttır.
Fotovoltaik panellerin binalarda kullanımları, aynı zamanda enerji verimliliği bilincinin bina proje müellişerinde oluşmasını da sağlayacaktır. Binaların, fotovoltaik panellerin en verimli çalışacak şekilde konumlandırılması ve dış yüzeylerin tasarlanmaları, ayrıca fotovoltaik panellerin yapı elemanları olarak görülmesi, mimarlık ve inşaat sektörlerinin bu konuda deneyime sahip olmalarını sağlayacak ve kanımızca bu, yurt dışı müteahhitler sayesinde önemli döviz girişi sağlayan ülkemiz için önemli bir kazanç olacaktır. Unutulmamalıdır ki müteahhitlerimiz, güneş kaynağının son derece bol olduğu ve bu kaynağın kullanımı konusunda önemli planların olduğu Ortadoğu ülkelerinde son derece faaller.  
Binalarda fotovoltaik panel kullanımı, ayrıca enerji verimliliği ve temiz enerji konusundaki bilincin halkta da oluşmasını sağlayacaktır. ‹nsanların her gün çalışmaya gittikleri ofis veya fabrika binalarında, ayrıca yaşamlarını sürdürdükleri konut binalarında fotovoltaik paneller ile karşılaşmaları, “yenilenebilir enerji” konusunun ayaklarına gelmesini ve bu konuda bilinçlenmelerini sağlayacaktır.
Merkezi yöntemlerle üretilen elektrik enerjisi 0,08-0,10 Euro/kWh mertebelerinde tüketiciye satılırken, fotovoltaik paneller ile elektrik enerjisi üretimi için daha yüksek satınalma bedelleri ödemenin ekonomik anlamda verimsizliğe neden olabileceği düşünülebilir. Dikkat edilmelidir ki konvansiyonel yöntemlerle üretilen enerji için ödediğimiz bedel sadece enerji üretim sürecinin görünen maliyetlerini, yani doğrudan yatırım maliyeti, yakıt bedeli, işletme maliyeti ve yatırımcı karı gibi maliyet bileşenlerini karşılıyor. Yakıt bedelindeki sübvansiyonlar, hava kirliliği nedeniyle  katlanılmak zorunda kalınan sağlık harcamaları, çevre kirliliği ve fosil ile nükleer yakıtların çıkarılması veya bertaraf edilmesi maliyetleri gibi enerji üretim sürecinden ayrılmaması gereken gizli maliyetler ise bu bedele yansıtılmamaktadır. Elektrik enerjisi üretimi için tahsis edilen su kaynakları, orman arazileri, kamuya ait arazi gibi teşvikler de parasal olarak elektrik enerjisi maliyetlerine yansımamaktadır. Kömür ya da gaz yakmayı sürdürmenin, dünya iklim dengesinin geleceğine olan etkisinin gelecek kuşaklara yüklenen bedelinin etik sorumluluğu ise hiç dikkate alınmamaktadır. Dünyadaki tüm devletler, güneş enerjisinden elektrik üretimini, hem bu sorumluluk, hem de istihdam yaratıcı bir yüksek teknoloji sektörünün küresel ve ulusal ölçekte gelişimi destekleme sorumlulukları karşısında, üretilen elektriği satın alma desteği vererek desteklemektedirler. Bu desteği sağlamak için de en verimli model olarak dünyada denenmiş olan, binada üretilen enerjinin yüksek fiyattan satın alındığı, enerji ihtiyacının ise daha düşük fiyattan temin edildiği model ortaya çıkmaktadır.
Fotovoltaik panellerin entegre edildikleri bina sayısının artması, şehirlerin kendi enerjilerini fosil kaynaklarından bağımsız üretebildikleri ve karbon salımlarının azaldığı bir geleceğin ilk adımı olacaktır. Dünya bu geleceğe doğru ilerlemektedir ve Almanya, ‹spanya, Çin gibi ülkelerde gerçekleştirilen bazı “Güneş fiehri” örnekleri, bu hedefin geniş ölçekte yapılabilirliğinin kanıtıdır. Bu ülkelerin hepsinde dağıtım şebekelerinin satın alma garantileri ve yüksek teşvik fiyatları ile bina sahiplerinin fotovoltaik panel kullanımı desteklenmiş, hatta bazı ülkelerde (örneğin Fransa) binalara entegre sistemler için daha yüksek teşvikler verilmiştir. Kanımızca ülkemizde de merkezi iletim şebekelerini besleyecek güneş enerji santrallerinin yanında binalara entegre sistemlerin de desteklenmesi son derece önemlidir.
Güneş enerjisinden elektrik üretimi, bir toplumun enerji ile tüm ilişkisini değiştirecek bir olgudur. Türkiye’nin güneş enerjisi açısından eşsiz potansiyelinin, her ne kadar yakın gelecekte elektrik üretiminde kullanılan/kullanılacak olan ithal fosil ve nükleer yakıtların yerine geçmesi mümkün olmasa da, bugün uygulanan “güneşe sırtını çevirme” politikası sonucunda ülkemizin 25-30 sene sonra enerji konusunda tüm dünyanın gerisinde kalma tehlikesi vardır. Binaların net sıfır şebeke enerjisi tüketecek şekilde tasarlanmasından tutun da, şehirlerde merkezi olmayan elektrik üretiminin yaygınlaştırılması gibi geleceğin önemli enerji konuları, ancak güneş enerjisinin kullanımı ile mümkün olmaktadır. Güneş enerjisinin desteklenmemesi, ülkemizin bu konulara yabancı kalmasına yol açacaktır.
Girişte bahsedilen “Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği”, fotovoltaik panel sistemlerinin binalar çapında desteklenmesi konusunda herhangi bir madde içermemektedir; sadece belli bir inşaat alanına sahip binalar için yenilenebilir enerji sistemlerini şart koşmaktadır. Bu, yeterli bir destek olmamakla beraber fotovoltaik sektörü için pozitif bir gelişmedir ve ayrıca yapı sektörünü bu konuda bir sorumluluk almaya yöneltmek için iyi bir yoldur. Ayrıca yine bu yönetmeliğin getirdiği bina Enerji Kimlik Belgelerinin hazırlanmasında kullanılacak olan hesaplama metodolojisinde fotovoltaik enerji sistemleri de göz önüne alınmaktadır; bu da fotovoltaik panellerin binalara entegre edilmesi yoluyla yüksek bir enerji sınıfına ulaşılmasına yol açmaktadır ve yine dolaylı olarak bir destek olarak görülebilir.

Bunun haricinde tek tek veya birlikte yapılabilecekler şu şekilde sıralanabilir:
  • Tüm binalarda, bina enerji tüketiminin belli bir yüzdesinin fotovoltaik panellerden karşılanmasına bağlı olarak teşviklerin oluşturulması hedeşenmelidir. Bu, bina tasarımcılarının hem fotovoltaik panelleri projelerde kullanmalarını, hem de bina enerji verimliliğinin yüksek tutulmasını sağlayacaktır. Örneğin yüksek enerji verimliliğine sahip bir binada toplam senelik tüketiminin yüzde 5’ini karşılamak, düşük enerji verimliliğine sahip bir binada karşılamaktan çok daha kolay ve düşük masraşı olacaktır. Verilecek teşvikler, üretilen elektriği piyasa fiyatlarından yüksek değerden satın alma garantisi olmalıdır. Kwh başına verilecek böyle bir garanti, mal sahiplerini belli bir fotovoltaik panel kapasitesinden üretecekleri elektrik miktarını maksimize etmeye itecektir. Bu teşvik, fotovoltaik panellerin toplam enerji tüketiminin yüzde kaçını karşıladıklarına bağlı olarak farklı seviyelerde sunulabilir. Örneğin toplam enerji tüketiminin yüzde 50’sini fotovoltaik paneller ile karşılayan bir bina, yüzde 5’ini karşılayan başka bir binaya göre daha yüksek bir satın alma fiyatı ile desteklenmelidir.
  • Binaya entegre fotovoltaik paneller ile üretilecek elektriğin tamamının şebekeye satılması mümkün olmalıdır. Bu, mal sahiplerine senelik gelirleri konusunda bir güvenilirlik sağlayacaktır. Bina ihtiyacı fazlası elektriğin satılması da bir seçenek olabilmeli; ancak bu tür bir seçeneğin sadece müstakil konutlarda veya büyük çatı alanlarına sahip depo binalarında gerçekçi olabileceğinin farkına varılmalıdır. Diğer tüm yapı tiplerinde bina ihtiyacının tamamının karşılanıp şebekeye verilebilecek fazla elektrik bulunması söz konusu olmayacaktır.
  • Binaya entegre sistemlerde, güneş enerji santralleri kadar ölçek ekonomisi olamayacağı gerçeğinden hareket ederek kWh başına daha yüksek bir satın alma fiyatı getirilmelidir.
  • Yine fotovoltaik panellerin bina toplam elektrik tüketiminin % kaçını karşıladıklarına bağlı olarak gayrimenkul vergi ve harçlarında kademeli indirimler yapılması söz konusu olabilir.
  • Binalarda kullanılmak üzere üretilen veya ithal edilen fotovoltaik panellerin ve sistemin diğer aksamlarında KDV oranı düşük tutulabilir.
  • Bayındırlık Bakanlığı tarafından hazırlanan ve Bina Enerji Kimlik Belgesi düzenlenmesinde kullanılacak olan metodolojide (BEP-TR), fotovoltaik panellerin binalara entegre edilmesi durumunda bina enerji performansına belirli bir %’lik “artı puan” eklenerek, bina enerji sınıfına pozitif bir katkı vermesi sağlanabilir.
  • Kamu binalarında fotovoltaik panellerin kullanımı zorunlu tutulabilir; bina metrekaresine veya hedeşenen senelik enerji tüketimine göre minimum kurulması gereken kW kapasiteler belirlenerek, bunların tasarım ve inşaat şartnamelerinde bulunması şart koşulabilir.

 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Mekanik Tesisatın Yeni Yüzyılı: Tesisat Sektörünün Dört Bileşeni

GHİYO'dan okuldaşım, İş ve Pazar Geliştirme Stratejileri Mentoru değerli dostum Yavuz Can Yazıcı, Four Essentials izlenimlerini yazdı....
8 Mayıs 2024

ISO 14067 Ürün Karbon Ayak İzi Hesaplama ve Doğrulama

Son zamanlarda, iklim değişikliği konusu giderek daha önemli hale gelmektedir. İklim değişikliği, dünya genelindeki birçok ülkeyi etkisi altına almakt...
5 Nisan 2024

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ve SKDM Sertifikası Nedir?

İklim değişikliği, günümüzde dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biridir. Karbon emisyonlarının azaltılması ve sürdürülebilir bir gele...
13 Şubat 2024

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Doğalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.