E.C.A.
COPA

Eser Yeşil Binası

Eser Yeşil Binası

26 Ağustos 2010 | PROJE
2. Sayı (Temmuz - Ağustos)

Eser Şirketler Grubu'nun merkez binası olan ve LEED standartlarına göre tasarlanan Eser Yeşil Binası, LEED Gold Sertifikası almayı hedefliyor...

Ankara Çankaya'da yer alan Eser Yeşil Binası, Eser Taahhüt ve Sanayi A.Ş. başta olmak üzere inşaattan enerjiye farklı alanlarda iştirakleri bulunan Eser Şirketler Grubu'nun tüm şirketlerini bir araya toplayan bir merkez. Bina şeması, bir ana sirkülasyon çekirdeği ile iki adet servis çekirdeği etrafında şekillenen hacimlerden oluşuyor. Giriş ve alt katlar dahil toplam 7 kat olan yapının toplam kapalı alanı ise yaklaşık 7000 metrekare. LEED Standartları çerçevesinde, tamamen Türk mühendisliği ile yapımı tamamlanan ve LEED başvurusu yapılan binanın hedefi ise LEED Gold sertifikası almak.

 

Yapı,  ilgili imar kural ve yönetmeliklerine uygun,  kullanım amaç ve ihtiyaçlarına cevap verebilen, özellikle çevre ve iklim şartları ile enerji ekonomisine duyarlı bir anlayışla tasarlanmış. Bu özellik, yapının minimum dış yüzey alanlı bir dikdörtgen prizma olmasında da görülüyor. Yapı dış kabuğunda kuzey, güney, doğu ve batı yönlerine göre farklı malzeme ve detaylarla gerekli doğal ısı ve güneş kontrolü sağlanmış. Özellikle ısı yalıtım detaylarında, mevcut yönetmelik gereklerinin üzerinde, uluslararası standartlara uygun malzeme ve kalınlıklar kullanılmış. Binanın yapı malzemelerinin seçiminde çevre, sağlık, hijyen, en yakın bölgeden temin, yerli ürün kullanımı ve geri dönüşüm gibi kriterler dikkate alınmış.

 

Binanın enerji performansının artırılması amacıyla duvarlarda 80 mm, çatıda 120 mm, döşemede 60 mm yalıtım yapılmış. U=1,8 W/m2K ve SGF=0.46 değerlerinde güneş kontrollü üçlü cam ve doğrama sistemi tercih edilmiş. Binada camlar ve opak yüzeyler dâhil ortalama ısı transfer katsayısı U=0,85 W/m2K olarak hesaplanıyor. Yazın güneş ısı kazançlarını minimize edebilmesi amacıyla ayrıca güneş kırıcılar ve içte perdeler yer alıyor. İç çevre hava kalitesinin artırılması için de yüzde 100 dış havalı, ısı geri kazanımlı, 2 yollu kontrollü serpantınli ve frekans invertörlü fanlı klima santralleri kullanılıyor. Binanın enerji performansının artırılması amacıyla, yenilenebilir enerji kaynakları ile trijenerasyon sistemi de bulunuyor.

 

Binanın ısıtma ve soğutma ihtiyacı, bir ana yük CHP ve GSHP sistemi, doğalgazla çalışan üç kazan ve TES'ler tarafından karşılanıyor. 100 kW GSHP+CHP birleşimi soğutma ve ısıtmadaki ana yük değerinde yılda 7500 saatin üzerinde çalışıyor. Kazanlar maksimum verimlerini koruyacak biçimde tandem olarak çalıştırılıyor.

 

Hibrid Üçüz-Üretim (Tri Generation) Sistemi

Eser binasında, yeni bir dengeleme düşüncesi kullanılmış. Arz ve talep taraflarındaki sıcaklıkların kaskatlanmasına dayanan bu dengeleme sisteminin gerçekleştirilmesi ile rasyonel ekserji yönetimi verimi yüzde 6'dan, en az yüzde 55'e yükselmiş. Bunun anlamı, hem kazanda hem de güç üretiminde doğalgaz kullanan geleneksel sisteme göre, karbon salımlarının azaltılma potansiyeli 2.1. Bu faktör, ısı pompası yoluyla toprağın ısıl katkısını, güneş enerjisini ve rüzgâr gücünü içermiyor. Bütün bunların ısı geri kazanım etkisi de dikkate alındığında karbon salımlarının toplam azaltım faktörünün 4'ten fazla olacağı tahmin ediliyor.

 

Besleme (arz) sisteminin temeli, ısı talebini izleyen bir doğalgaz motoru içeren doğalgazlı CHP birimi. Üretilen elektrik enerjisi güneş ve rüzgâr enerjileri ile destekleniyor. Elektriksel güç temelde toprak kaynaklı ısı pompasını (TKIP-GSHP) tahrik etmekte kullanılıyor. TKIP (GSHP), CHP birimi tarafından üretilen ısıya bir ek ısı ekliyor. Yazın TKIP (GSHP) soğuk enerjisi üretiyor ve binayı soğuturken elde edilen enerjiyi, gelecek ısıtma mevsimi için toprakta depoluyor (Mevsimsel TES). Günlük ve saatlik TES sistemleri, binanın ısıl yükünün tıraşlanmasına yardım ediyor. Isı ve soğuk-enerjisi önce makine dairesindeki sıralı tanklara gidiyor. TKIP'nın COP'sini artırmak için, bu eleman orta sıcaklık değerlerinde çalıştırılıyor (düşük-ekserji çalışması). Bununla birlikte CHP birimi yüksek sıcaklıkta kullanım suyu sağlıyor (yüksek-ekserji). Böylece, ısıtma konumunda iki farklı TES tankı kullanılıyor. Bunlardan birisi düşük-ekserjili diğer ise yüksek-ekserjili. Soğutmada da benzeri bir yaklaşımdan yararlanılıyor; TKIP (GSHP) orta sıcaklıklarda soğutma sağlarken, küçük seçilmiş geleneksel chiller'ler buz depolama tankındaki talebi karşılıyor. Yazın, CHP biriminden gelen fazla ısı bir soğurmalı chiller?de kullanılıyor. Güneş kolektörleri de öncelikle evsel sıcak su gereksinimini (DHW) karşılamakta kullanılıyor. 

 

Yıllık Enerji Tüketimi

Havalandırma dâhil, binanın toplam yıllık enerji tüketimi yaklaşık 400.000 kWh. Metrekare başına toplam enerji ihtiyacı ise 80 kWh/yıl. Bu değer Ankara şartlarındaki benzer binalardan yüzde 50 daha düşük. Havalandırma sistemindeki ısı geri kazanım sisteminin getireceği azalma da bu hesaba dahil değil. Binanın ısıtma ve soğutma yüklerini karşılamak amacıyla verimi yüksek bir akış şeması uygulanmış. Binanın baz ısıtma veya soğutma yükünün 50 kW'lık bölümü ısı pompası tarafından, 50 kW'lık diğer bir kısmı ise kojenerasyon ünitesinin atık ısısından karşılanıyor. Isı pompasının COP değeri 2,5. Pompalar ve termal depolama dahil sistem COP değeri 1,5 kabul ediliyor. Kojenerasyon cihazından elde edilen elektrik enerjisinin 20 kW'lık kısmı yaz-kış sürekli ısı pompasının kompresörünü besliyor. Kojenerasyon cihazının atık ısısı yazın absorbsiyonlu chillerde, kışın ise klima santrallerinde ve termal depolama vasıtasıyla VRV sisteminde kullanılıyor.

 

Elektrik ihtiyacı olan, ancak ısıtma ihtiyacı olmayan saatlerde toprak kaynaklı ısı pompasından ve kojenerasyondan elde edilen ısı depolanıyor ve ihtiyaç duyulan saatlerde kullanılıyor. Soğutma ihtiyacının olmadığı saatlerde de soğuk depolama yapılıyor. Kışın fazla ısıtma enerjisi ihtiyacı olması halinde doğalgazlı yoğuşmalı kazanlar, yazın ise hava soğutmalı soğutma grubu ve buz depolama sistemi takviye için devreye giriyor.

 

Hava Kalitesi Kontrolü

Mekanlarda kirlilik olduğunda, giderilinceye kadar santraller yüzde 100 devirde çalıştırılıyor. Daha sonra CO2 sensörlerinden alınan sinyallere bağlı olarak VAV damperleri kısıldığında fanların devir sayıları frekans invertörleri ile düşürülüyor ve ısıtma veya soğutma serpantini 2 yollu vanası kısılarak maksimum düzeyde enerji ekonomisi sağlanıyor. Burada klima santrallerinin 2 yollu vanaları üfleme havası sıcaklığına göre konumlanıyor.

 

Enerji tasarruf gelişiminin tespiti, bina baz yükünün anlaşılması, işletme masraflarının azaltılması ve yük profilinin geliştirilmesi için "enerji izleme, ölçme ve modelleme" cihazları kullanılıyor. Bu amaçla tesisat sistemlerinin belirli yerlerine enerji analizörleri, sıcaklık, basınç sensörleri, gaz ve su sayaçları, hava kalite duyar elemanları, kontrol sistemleri gibi cihazlar konularak otomasyon sistemine bağlanmış. Buralardan alınan verilerle cihazların ve sistemlerin verimlilikleri, metrekare başına enerji tüketimi ve kişi başına su tüketimi gibi değerler hesaplanabiliyor ve izlenebiliyor. İşletmede ise buralarda tasarruf potansiyeli olup olmadığı incelenerek gerekli önlemler alınabiliyor.

 

Bina İçi Isıtma ve Soğutma Sistemleri

Isıtma ve soğutma sisteminin hizmet verdiği bina içi tesisatlar, VRV sistemi, klima santralleri serpantinleri, yerden ısıtma devresi ve sıcak su kullanım sistemi. VRV sistemi, kendi kontrol sistemi ile çalışıyor. Dış ünite su devresi imalatçının önerileri doğrultusunda kışın 25ºC ila 30ºC, yazın ise 15ºC ila 20ºC'ye ayarlanmış. Kışın su sıcaklığı 25ºC'nin altına inmeye başladığında ısıtma sisteminin çeşitli kademeleri (sıra ile termal depo, ısı pompası, kojenerasyon ünitesi ve kazanlar); yazın ise su sıcaklığı 20ºC'yi geçmeye başladığında ısı pompası, termal depolama, absorbsiyonlu chiller ve hava soğutmalı chiller devreye giriyor.

 

Klima santrallerinin ısıtma serpantinleri dış hava sıcaklığına bağlı olarak VRV sistemlerine göre daha yüksek sıcaklıklara ihtiyaç duyuyor. Isıtmada bu devredeki su rejimi 80/60 ºC, ancak dış hava sıcaklığı yükseldikçe bu değer düşüyor. Soğutmada ise bu devrelerin çalışma rejimi 8/13 ºC olarak alınmış.

 

Yerden ısıtma devresindeki sıcak su rejimi 55/45 ºC civarında ve ısı pompasından beslenebiliyor. Burada her kata otomatik 2 yollu vana konularak enerji ekonomisi sağlanmış.

 

Kullanım sıcak suyu ısıtma sisteminde depoda yaz-kış yaklaşık 45 ºC sıcak su bulunuyor. Ayrıca Legionella'ya karşı zaman zaman 70 ºC'ye kadar ısıtma yapılıyor. Bu sistem öncelikle güneş kolektörlerinden besleniyor. Kışın kazanla, yazın da absorbsiyonlu chillerin atık ısısı veya yine kazanla takviye ediliyor.

 

Sıhhi Tesisat Sistemleri

Binada sıcak kullanım suyu elde edilmesinde güneş enerjisi kolektörleri kullanılıyor ve kazanlardan takviye sağlanıyor. Yağmur suyu toplanıp depolanarak bahçe sulamada kullanılıyor. Ayrıca lavabolarda kullanılan gri sular toplanıp arıtılarak rezervuarlarda değerlendiriliyor.  

 

Aydınlatma ve Elektrik Sistemleri

Binada doğal aydınlatmadan yararlanmak amacıyla gün ışığı bacaları yer alıyor. Yapay aydınlatmada ise enerji verimliliği yüksek lambalar kullanılıyor. EFF1 tipte seçilen elektrik motorları, bina otomasyon sistemi ve elektrik tesisatı iklimlendirme sistemlerinin verimli biçimde işletilmesine olanak verecek şekilde tasarlanıp uygulanmış.

 

Çakmanus Mühendislik Genel Müdürü İbrahim Çakmanus:

"Kullanılan sistemler fosil yakıt tüketimini ve ömür boyu maliyeti düşürüyor"

Eser Yeşil Binası'nın tesisat çözümlerinde etkin rol alan Çakmanus Mühendislik Genel Müdürü İbrahim Çakmanus, optimal bir yeşil mekanik sistemin; rüzgâr türbinleri, güneş pilleri, güneş kolektörleri, toprak kaynaklı ısı pompası, enerji depolama sistemleri ile soğurmalı soğutma makinesini içeren doğalgaz tahrikli üçüz-üretim (tri-generation) sistemi gibi yenilenebilir ve sürdürülebilir mekanik elemanların birden çoğuyla oluşması gerektiğini belirterek, Eser Yeşil Bina'nın tesisat sistemleriyle ilgili şunları söylüyor: "Birleşik ısı-güç sistemleri (CHP) binanın elektriksel yükünü izleyerek toprak kaynaklı ısı pompasıyla soğurmalı chiller'i tahrik ediyor. Bunun yararlı ısı çıktısı temelde ısıtma amaçlı olarak kullanılıyor. Isıl depolama (TES), yani buz ve soğuk-sıcak su tankları da kullanılıyor. Bunlar, pik yük zamanlarının dışında CHP birimi, soğurmalı-chiller ve toprak kaynaklı ısı pompasının atık ısısını değerlendirerek enerji depoluyor. Bu sistemlerin tümü, gece ve gündüz verimleri maksimum ve geri ödeme süresi kısalmış biçimde hemen hemen pik kapasitede çalışmak üzere seçildi ve boyutlandırıldı. Binadaki yeşil-mekanik sistem; geleneksel yoğuşma birimleri, yedek kazanlar, merkezcil (centrifugal) kompresörlü chiller ve yedek kazanlarla destekleniyor ve tamamlanıyor. Toprak kaynaklı ısı pompası, ısıtma ve soğutma temelli olarak kullanılan CHP sistemi ile tahrik ediliyor. Binada ayrıca, yağmur suyu toplama sistemi ile gri-su dönüşüm (cycling) sistemleri bulunuyor. Birkaç sistemin hibrit bir bileşimi olan bu yeşil-mekanik sistemin amacı, en yüksek verimi elde etmenin yanı sıra minimum ekserji yıpranması ve yaşam-çevrim maliyeti gibi hedefleri yakalamak. Parametrik araştırmalar bu tür bir tasarım yaklaşımının, çok düşük karbon yayınımına sahip, daha çevre dostu tasarımlara giden ikinci nesil binalar için güçlü bir adım olduğunu gösteriyor."

 

"Projede kullanılan bütün bu sistemler ilk yatırım maliyetini yüzde 15 artırdı. Buna karşın binanın cephelerinin iyileştirilmesi, ısı geri kazanım sistemleri, yenilenebilir enerji teknolojileri, birleşik ısı güç ve verimli HVAC sistemleri kullanımı, bunların otomasyon sistemleri ile verimli biçimde çalışmaları fosil yakıt tüketimini, CO2 emisyonlarını ve ömür boyu maliyetlerini düşürüyor."

 

Eser Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Can Adiloğlu:

"Hedefimiz LEED Gold"

Eser Yeşil Binası'nın, aralarında Eser Taahhüt ve Sanayi A.Ş.'nin de bulunduğu, farklı alanlarda faaliyet gösteren tüm Eser şirketlerini bir araya toplayan bir merkez olduğunu belirten Eser Taahhüt ve Sanayi A.Ş. Başkan Yardımcısı Can Adiloğlu, "Ocak ayından itibaren grup şirketlerimizi Eser Yeşil Binası'na taşıdık. İlk taşındığımızda binada bazı eksiklikler vardı. Bu eksikliklerle ilgili çalışmalar taşındıktan sonra devam ettirildi. Sistemlerimizin son parçası kojenerasyon ünitesi de geldi. Onu da işletmeye alarak sistemlerimizi tamamlamış olacağız. Tabi, bu sistemlerin ayarları ve düzenlemeleri için bir sezonun geçmesi gerekiyor." diyor.

 

Eser Yeşil Binası'nı gelişmiş sistemlerin kullanıldığı, Türkiye'de örnek olabilecek, iddialı bir bina olarak tanımlayan Adiloğlu, şöyle devam ediyor: "Türkiye'de daha önce yapılmış Yeşil Binalara baktığımızda yabancı kökenli yatırımcıların veya uzman firmaların çalışmalarını görüyoruz. Eser Yeşil Binası'nın farkı, yatırımının bir Türk firması tarafından yapılması ve tamamen Türk mühendisliği ile gerçekleştirilmiş olması. Bu açıdan da örnek olduğumuzu düşünüyoruz. Diğer LEED almış ya da LEED sürecinden geçmiş binalara kıyasladığımızda daha teknoloji yoğun bir bina. Bunun en önemli nedeni de bizim bir inşaat şirketi olmamız nedeniyle mühendisliği etkin olan, daha deneysel bir bina yapmak istememizdi."

 

"LEED sertifikası almak için başvurumuzu yaptık. LEED Amerika'ya özgü tasarlanmış bir sertifika sistemi. BREEAM, ülke şartlarına göre biraz daha esnek; katı bir İngiliz sertifikasyonu uygulamıyorlar. LEED'de ise, bu anlamda bazı konularda sıkıntı yaşadık. Örneğin, Amerika koşullarına göre belirlenmiş bazı standartların burada istatistik verileri yok ama yine de o standart sizden isteniyor. Bunların gerektirdiği verilere ulaşmak biraz zor oluyor. Tabi biraz Amerikan etkisiyle de olsa, LEED dünyada daha yaygın. Biz de bu nedenle LEED sertifikası istedik. Hedefimiz üst limitlerini zorlayacak bir LEED Altın. Ekim-Kasım aylarında sürecin sonuçlanmasını bekliyoruz."

 

"Yeni bir merkez binası inşa etmeye karar verdikten sonra, geçmiş tecrübelerimizden de yararlanarak nasıl bir bina istediğimiz konusunda düşünmeye başladık. Önceliğimiz çalışan sağlığı ve memnuniyetinin üst düzeyde tutulacağı, ışık ve hava kalitesi yüksek bir binaya sahip olmak şeklindeydi. Düşüncelerimize çalışanlarımızın fikirlerini ve taleplerini de katmak için, yeni bir binadan ve çalışma ortamlarından beklentilerini değerlendiren bir anket düzenledik. Bu ankette de sosyal yönü ağır basan, sağlıklı bir binada çalışma talepleri ağır basıyordu. Bütün anket sonuçlarını doğrudan proje mimarımız, ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haluk Pamir?le paylaştık. Talepler doğrultusunda, yüksek standartlı bir bina için çalışmalara başlandı. Bu süreç belli bir yere geldikten sonra baktık ki, çalışan sağlığı ve memnuniyeti açısından ilerlerken, Yeşil Bina anlamında da birçok şeyi yapıyoruz. Yönetici arkadaşlarımızdan da gelen öneriyle, bu süreci biraz da dokümantasyonla destekleyerek, bir 'Yeşil Bina' yapma fikri benimsendi."

 

İnşaat Malzemelerinde Sertifikasyon Sorunu Var

"Binanın Yeşil Bina olması sebebiyle, arsa bedeli dâhil maliyetinin yüzde 10'u gibi bir ek maliyet getirdiğini söyleyebiliriz. Maliyet konusunda zaten kabaca bir düşüncemiz vardı. Tabi, net olarak görmek mümkün değildi, çünkü birçok uygulamayı şu anda Türkiye'de üreticiler de tedarikçiler de satmıyor. Belki kataloglarında var ama hiç satmamışlar. Dolayısıyla düzgün bir rekabet ortamı yok, maliyetlerin biraz yüksek olmasının sebeplerinden biri de bu. Yeni bir alan ve bütün markaların temsil edildiği bir pazar değil. Özelikle teknolojik sistemlerde doğrudan yurt dışındaki üreticilere bağlısınız. Ama bu alan biraz gelişirse, bunların en az yarısını Türkiye'deki mevcut üreticiler, mevcut teknolojileriyle çok rahatlıkla yapabilirler. Bunun ötesinde birçok ürünün sertifikası yok. Belki hakikaten çevreci malzemeler ama böyle bir talep olmadığı için kimse bunları sertifikalandırma gibi bir sürece gitmemiş. Elektrik ve mekanik tesisat malzemelerinde ya da ekipmanlarında çok fazla sorun yok ama inşaat malzemelerinde bu tip sertifikasyon sorunları bulunuyor."

 

"Bina genelinde, maliyet açısından en büyük pay mekanik sistemlerde. Ancak muadilleriyle pahalılık açısından kıyaslamak istersek halı, boya, duvar kâğıdı gibi malzemeler, LEED onaylı olarak kolay bulunamadığı için biraz daha pahalıya geldi. Bize göre olması gerektiğinden daha yüksek masraflı oldu. Ama bu bir süreç, bizim gibi birkaç bina yapıldıktan sonra bunların da fiyatları belirli oranda ucuzlayacaktır."

 

"LEED gereğince temel inşaat malzemelerini en yakın yerden taşımanız gerekiyor. Ne kadar uzaktan taşırsanız o kadar karbondioksit salacaksınız. Sertifika sisteminde bunlar da yer alıyor. Dolayısıyla, otomatik olarak yerel üreticiler de desteklenmiş oluyor. Granit, mermer gibi doğal malzemelerde yerel malzemeler çok kolaylıkla kullanılabilir. Biz de malzemeleri mümkün olduğunca yakından tedarik ettik. Doğal malzemelerin çevreye duyarlılığını belgelemeniz çok kolay."

 

Eğitim Açısından da Önemli Bir Bina

"Türkiye'de bazı sistemlerin bu ölçekte ilk defa kullanıldığı bir bina oldu. Buradaki hedeflerimizden biri de sosyal sorumluluk çerçevesi içinde, bu binadan elde edeceğimiz verileri ölçmek ve doğrudan şeffaflıkla, üniversitelerle ya da araştırma yapacak kişilerle paylaşmaktı. Şu anda da hem sektörden hem de akademik kesimden çok ilgi görüyor. Çok kişi gezip görmeye geliyor. Aslında haftada belli bir gün belli saatler arasında isteyenlerin gelip gezip görmelerini sağlamak için bir gezi planı oluşturmak gibi bir düşüncemiz de var. Kazandığımız deneyim ve elde edeceğimiz başarılı veya başarısız sonuçların tüm şeffaflığıyla herkese yol göstermesini istiyoruz."

 

Eser Genel Müdür Yardımcısı Osman Nadir Ünal:

"Enerjinin Yüzde 10'unu Kendimiz Üreteceğiz"

"Yeşil Binalarda binanın sosyal çevreyle ilişkileri de önemli" diyen Eser Taahhüt ve Sanayi A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Osman Nadir Ünal, "Bu konuda bizim yerimiz çok büyük avantaj sağladı. Bulunduğumuz bölge sosyal aktiviteler açısından da toplu taşımaya uygunluk açısından da çok zengin." diyor. Eser Yeşil Binası'nda kullanılan cihazların birçoğunu, Eser Taahhüt ve Sanayi A.Ş.'nin daha önce yaptığı sanayi tesislerinde kullandıklarını belirten Ünal, "Bu nedenle sistemlerde zorlandığımız bir konu olmadı. Ama bu bizim tecrübemizden kaynaklanan özel bir durum." şeklinde konuşuyor. Ünal, şöyle devam ediyor: "Kojen yeni geldiği için otomasyon çalışmalarımızı henüz bitiremedik. Bu sistemi de 1-2 haftaya kadar işletmeye alacağız. Ondan sonra son otomasyon uygulamaları da tamamlanmış olacak. Bu sistemler ayrı ayrı çalıştığında da bir etkileri var ama hepsi entegre çalıştığı zaman daha verimli olacak."

 

"Yeşil Bina'larda ilk amaç, binanın daha az enerji harcaması. Teorik hesaplara göre, muadil, modern bir binaya oranla yarı yarıya az enerji tüketen bir bina olması hedeflendi. Hedefimiz bu binanın en azından yüzde 10'luk bir enerjiyi kendi üretebilmesi. Ama henüz bunlar ölçülebilmiş değil. Otomasyon devreye girdikten sonra bunları da ölçmeye başlayacağız."

 

Yenilenebilir Enerji Parkı Yapıyoruz

"Binamızın yan tarafında belediyeye ait bir yeşil alan var. Biz Eser olarak, yeşil enerjiyi çocuklara, gençlere anlatabilmek amacıyla orayı yenilenebilir enerji parkı haline getireceğiz. Prensip olarak belediyeyle anlaştık ve uygulamalarını da yapmaya başladık. Rüzgar enerjisi, güneş enerjisi sistemleri kuracağız. Hatta bir hidroelektrik santralinin nasıl çalıştığını göstermek amacıyla küçük bir hidroelektrik üretim ünitesi de yer alacak."

 

EDSM Enerji Genel Müdürü Arif Künar:

"Sürdürülebilir Yüksek Performanslı Bir Bina Hedefledik"

Eser Yeşil Bina Projesi içinde çevre ve enerji danışmanı olarak yer alan EDSM Enerji Genel Müdürü Arif Künar, projeyle ilgili şu bilgileri veriyor: "Projenin mimarı ODTÜ Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haluk Pamir, Eser Binası'nı yeşil sertifikalı olarak birlikte yapma önerisinde bulunarak, 'Bunun altından kalkabilir misiniz?' diye sormuştu. Ben de EDSM Enerji'nin bünyesinde yer alan ve İngiltere'de 'sürdürülebilir binalar' üzerine master yapan Yüksek Makine Mühendisi Özlem Yılmazer'i de bünyemize katıp, 'Sürdürülebilir Binalar' kitabının iki yazarından birisi olan Dr. İbrahim Çakmanus, aynı zamanda MATPUM Danışmanı da olan Prof. Birol Kılkış ve diğer danışmanlarımızla birlikte 'yaparız' diye söz verdim. Yaklaşık altı ay, her hafta salı günü öğleden sonraları, bütün proje müellifleri olan  mimarlar, mekanik tesisatçılar, elektrik-otomasyon-peyzaj-çevre-inşaatçılar, sistem-cihaz satıcıları ile toplantılar yaptık. Teklifimizde normal LEED Sertifikası sağlama ve inşaat bedelinin yüzde 10'unu geçmeme taahhüdünde bulunmuştuk. Sonuçta, maliyetler yüzde 10 civarında kaldı, ancak üst seviyeden LEED Gold Sertifikasına doğru çıkıldı. Yani, LEED Gümüş aşıldı, LEED Altın'a doğru bina özellikleri ve performansı iyileştirildi. Burada, kuşkusuz, bize inanan ve bir dediğimizi iki etmeyen Eser Bina sahibi İlhan Bey, oğulları Can ve Cem Bey ile başta Genel Müdür Yardımcıları Osman Bey, Gökhan Bey, LEED koordinasyonu sağlayan Semih Bey, makine mühendisleri Ayşe Hanım, Ayhan Bey, Şantiye Şefi Vedat Bey, özverili, tecrübeli ve projeye sürekli katkıda bulunan tüm Eser personeli çok önemli rol üstlendiler. Değerli hocalarımız ve danışmanlarımızla, çok fazla çalışarak ve sürekli-hızlı-optimum çözümler üreterek, binanın sadece sertifikalı olmasını değil, aynı zamanda da gerçek 'sürdürülebilir yüksek performanslı' olmasını hedefledik. Şimdi de binanın 'commissioning' (devreye alma), 'test, ayar ve balans TAB' ve bir yıl sonra da 'measurement and verification' (ölçme ve doğrulama) işlemlerinde çalışmalara başlanacak."

 

Prof. Dr. Birol Kılkış:

"Yeşil Bina Yapmak Kadar İşletmesi de Önemli"

"Eser binasını sadece bir Yeşil Bina olarak değil, bir laboratuvar niteliğinde düşündük." diyen, projenin danışmanlarından Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi ve ASHRAE Fellow, Bina Performans Metrikleri Komite Üyesi Prof. Dr. Birol Kılkış, projeyle ilgili şu bilgileri veriyor: "Sürekli yaşayan, elde ettiği verilerden sonuçlar üretip yorumlayabilen ve bu sonuçları toplumla, uluslararası düzeyde paylaşan, geri besleme ve önerilere açık, örnek bir bina olmasını istedim. Hatta bununla ilgili, bazı deney ve Ar-Ge çalışmalarının gerçekleştirilmesi, TÜBİTAK destekli projelerin oluşturulması da gündemde. Eser binasında bir laboratuvar ve Ar-Ge altyapısı oluşturmak üzere, projede Yeşil Bina kavramının ötesinde Yüksek Performanslı Bina ile ilgili olabilecek her türlü sürdürülebilir ve yenilikçi sisteme, ekonomik kıstasları da göz önüne alarak mümkün olduğunca yer vermeye çalıştık. Yatırımcılar da bu isteğimizi olumlu karşıladılar. Rüzgar türbininden foto-gözelere, güneş toplaçlarından buz deposuna, soğuk-sıcak su enerji depolarından, döşemeden ısıtmaya, kar ve buz eritmeden absorsiyonlu soğutmaya, birlikte ısı ve güçten ısı pompasına kadar geniş bir seçenekler yelpazesi içersinde kapsamlı bir 'Yeşil Mekanik sistemler Buketi' oluşturduk."

 

"Yaptık bitti" diyemezsiniz

"Yeşil Binalarla ilgili önemli bir nokta, 'işletmeye alma'... LEED'in yaptığı bir araştırmaya göre, Yeşil Bina sertifikası alan binaların performansı, genelde aldığı sertifika düzeyine uymuyor. Öngörülenden daha düşük bir performans sergiliyorlar ve yıllar geçtikçe daha da bozuluyor. Çünkü böyle projelerde tasarımın yüzde yüz aynı şekilde uygulamaya geçmemiş olması ya da gereken zamanda bakım ve onarım işlerinin yapılmaması gibi birçok sorun bulunuyor. Hâlbuki Yeşil Bina demek, kendi kendini kontrol eden, kendi yanlışlarını bulup düzeltebilen, yaşayan bina demek. Böyle projelerde, 'yaptık, bitti' diyemezsiniz. Ölçümlerini yapmak, ideale ne kadar yaklaştığınızı belirlemek durumundasınız. Bunun için biz, Eser binasında her şeyi ölçüp, verilerimizi kişi ve kurumlarla paylaşıp, sonuçlarını irdeleyip bir standart oluşturmayı düşünüyoruz. Dolayısıyla bu ve tasarladığım benzeri binalar hepimiz için çok önemli."

 

"İşletmeye alma" yeterince bilinmiyor

"Binayı işletmeye alma, Türkiye'de yeterince bilinmiyor. Belki dünya genelinde Yeşil Binaların beklenen performansı yakalayamamasının sebeplerinden biri de budur. Binayı hizmete almak demek, sadece şalteri indirip işletmek değildir. Birçok sorun çıkması normaldir. Ama bu Türkiye'de normal karşılanmıyor. Birtakım düzeltilebilecek ufak sorunlar büyütülüp, sistemlerin optimum olmadığı söylenebiliyor. Halbuki işletmeye alma, ince ayarların yapılması, eksikliklerin giderilmesi için en azından bir yıllık bir süreye ihtiyaç var. Çünkü bu binalar alışılagelen tarzda binalar değil. Burada o kadar çok bilinmeyen var ki! Belki de bir anda 4-5 sistem birbiriyle tümleşik hatta bazen birbiri ile çatışır tarzda işliyor. Sistemi optimum denetleme ve işletme çok önemli. Bu nedenle her yeşil ve yüksek performanslı binaya kendine özgü optimum işletim ve denetim algoritmasının baştan yazılması gerekiyor. Bir karmaşık ve tümleşik sistemi iyi denetleyip optimum koşullarda işletemezseniz o binanın performansı büyük ölçüde düşer Bir bakıma Yeşil Bina tasarlamak başka şey, inşa etek başka, işletmek ise bambaşka yeşil bir olgu. Bu bağlamda bir binayı optimum işletmek için, zamanla o binanın gerçek davranışını, fonksiyonel ve insan davranışlarını tanıyıp bir eğriye oturtmak için de zamana ihtiyaç var. Çünkü binanın, binayı etkiyen çevresel koşulların, sistemlerin performansını katalogdaki eğrilerle ve salt meteorolojik verilerle en baştan kestirip çözemiyorsunuz. Gene bu bağlamda denetim algoritmasının da yapay zekalı ve dinamik davranışlı olması, sistemi tanıması gerekiyor. Bu da zamana bağlı."
 


R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Garanti Bankası Teknoloji Kampüsü'ne BTM Optigreen ile Spesifik Çatı Çözümü

Yapı malzemeleri sektörünün öncü markalarından BTM; yapımı 2018 yılında tamamlanan Garanti Bankası Teknoloji Kampüsü projesinde tercih edilen BTM Opti...
23 Kasım 2020

Kamudaki İlk Breeam Outstanding Sertifikalı Yeşil Bina: Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası

Doğa, insanın gösterdiği özene aynı itina ile cevap veren mükemmel bir organizmadır....
23 Kasım 2020

Yüksek Performanslı Bir Yeşil Bina: İzmir Ticaret Odası Yeni Hizmet Binası

Yüksek performanslı yeşil binaların yaşam döngüsü, bina duvarlarını aşan, şehir planlamasını, toplumu ve saha planlamasını içeren genis kapsamlı, bina...
24 Ekim 2018

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Doğalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.