E.C.A.
COPA

Mevcut Binaların Yeşil Binalara Dönüştürülmesi

Mevcut Binaların Yeşil Binalara Dönüştürülmesi

15 Temmuz 2010 | KONUK YAZAR
1. Sayı (Mayıs - Haziran 2010)

Dr. Serdar Çelik / Güney İllinois Üniversitesi Dünya genelinde enerji talebindeki artış ve kaynaklardaki azalış, enerji sorununun önümüzdeki yıllarda çok daha ciddi olabileceğine işaret ediyor...
Dr. Serdar Çelik / Güney İllinois Üniversitesi

Dünya genelinde enerji talebindeki artış ve kaynaklardaki azalış, enerji sorununun önümüzdeki yıllarda çok daha ciddi olabileceğine işaret ediyor. Amerikan Enerji Bilgi Yönetimi (EIA)'nin 2006 senesinde yayınladığı Uluslararası Enerji Yıllık Bülteni'ne göre küresel enerji sarfiyatımız 1980 ve 2000 yıllarında sırasıyla 283 ve 398 katrilyon Btu iken, bu değer 2020 ve 2030 yılları için sırasıyla 596 ve 678 katrilyon Btu olarak öngörüldü. Bazı anahtar ülkeler için kişi başına yıllık elektrik tüketimi ve toplam elektrik enerjisi sarfiyatı ise ekteki Tablo 1'de görülmektedir.ABD Enerji Bakanlığı'nın verilerine göre ABD'de toplam enerji sarfiyatının yüzde 40'ını ev ve işyeri içeren binalar tüketirken, sanayi toplam tüketimin yüzde 32'sini, ulaşım ise yüzde 28'ini alıyor. Bu değerler binaların öneminin altını çizmeye yeterli. Binaların enerji verimliliğinin artırılması toplam sarfiyatını da belirgin ölçüde düşürecektir. Amerikan Isıtma, Soğutma ve Klimalandırma Derneği (ASHRAE), binaların verimliliğine ilişkin geliştirdiği 90.1 standardını 2007 yılında bir adım daha ileriye taşıyarak 189.1 standardını ortaya koydu. Bu standart bir öncekine kıyasla binaların birim alan için yıllık enerji sarfiyatını ciddi miktarda aşağıya çekerken, 2030 yılı için net sıfır bina hedefini öngörüyor.

Binalar kullanıma girdiklerinde, tasarlandıkları enerji tüketim performansı zamana bağlı olarak azalıyor. ASHRAE bunu dikkate alarak üzerinde çalıştığı bina enerji tüketimi cetvelini "Tasarlanmış Hali" ve "Kullanımdaki Hali" olmak üzere iki sınıfa ayırdı. Çalışmalar gösterdi ki bu ölçülendirmeye göre, A- olarak tasarlanmış bir bina kullanıldıktan 1.5 sene sonra B performansına geriliyor. Bu da, sadece binanın tasarımının değil, aynı zamanda bakımının ve işletiminin de önemli olduğunu vurguluyor. Dolayısıyla binaların teknik sorumlularının gerekli eğitime tabi olmuş olması ve bina yönetiminin periyodik bakım için yetkili firmalar ile çalışması çok önemli. Özellikle Türkiye gibi enerjinin pahalı, işçiliğin ise nispeten daha düşük maliyetli olduğu ülkelerde, periyodik bakımlar uzun vadede hem bina sakinlerini kârlı kılmakta, hem de sistem ömrünün uzamasından ötürü milli serveti korumaktadır.

 Binalarda enerji tasarrufunda dikkat edilmesi gereken konulardan biri de, gerekli olan konfor ve kullanım standartlarından feragat edilmesi hatasıdır. Binada gerektiğinden fazla aydınlatma ya da iklimlendirme yapılıyorsa, bu şüphesiz azaltılmalıdır. Ancak bina zaten tavsiye edilen konfor ve kullanım değerlerinde işletiliyorsa, bu noktada tasarruf, mevcut sistemlerin iyileştirilmesi ile sağlanmalıdır. İklimlendirme konfor şartlarının temin edildiği bir binada, bina sakinlerinin yüzde 80'i, günün yüzde 80'inde kendilerini rahat hissetmektedir. Dolayısıyla binalarda yapılan tasarruflar, bu oranlarda düşüşe yol açmamalıdır.

ASHRAE'nin Şubat 2010'da gerçekleşen St. Louis bölge toplantısında konuşan Başkan Gordon Holness, 2030 yılında varolacak olan binaların yaklaşık yüzde 75'inin bugün halihazırda kullanıldığını belirtti. Bu değer ortaya koyuyor ki, sadece yeni inşa edilecek binaların Yeşil Bina standartlarına göre tasarlanması, hedeflenen ortalama enerji tasarrufu değerine ulaşmaya yetmeyecek. Bu da, mevcut olan binalarda verim artırıcı iyileştirme-revizyon kültürünün önemli oranda yaygınlaşması gerekliliğini doğuruyor. Bu sayede piyasalarda da revizyon hareketliliği farklı bir kolda gelişmeye önayak olarak hem yeni istihdam olanakları sağlayacak, hem de bölgesel ve ulusal ekonomide canlanmaya yol açacak.

Her geçen yıl daha da etkili olan küresel enerji sorununa bir bütün olarak bakıldığında, dünyanın enerji sarfiyatı kültürünün ciddi bir değişikliğe ihtiyaç duyduğunu görmek zor değil. Bu büyük resim içerisinde binaların rolünün ise hiç de küçük olmadığını rakamlar ortaya koyuyor. Bu tablo önümüzdeki süreçte Yeşil Bina tasarım ve çalışmaları için önemli bir motivasyon sağlamalıdır. Bu çalışmaların ise sadece bundan sonra inşa edilecek binaları değil, bugün varolan ve revizyona ihtiyaç duyan binaları da kapsaması halinde kaydadeğer toplu bir verim artışı gözlenecektir. Aksi takdirde, iyileştirmeler sadece yeni binaların kullanıcılarına farkedilir fayda sağlarken, bölgesel ya da küresel anlamda bir makyaj denemesinden öteye geçemeyecektir.


 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Mekanik Tesisatın Yeni Yüzyılı: Tesisat Sektörünün Dört Bileşeni

GHİYO'dan okuldaşım, İş ve Pazar Geliştirme Stratejileri Mentoru değerli dostum Yavuz Can Yazıcı, Four Essentials izlenimlerini yazdı....
8 Mayıs 2024

ISO 14067 Ürün Karbon Ayak İzi Hesaplama ve Doğrulama

Son zamanlarda, iklim değişikliği konusu giderek daha önemli hale gelmektedir. İklim değişikliği, dünya genelindeki birçok ülkeyi etkisi altına almakt...
5 Nisan 2024

Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması ve SKDM Sertifikası Nedir?

İklim değişikliği, günümüzde dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biridir. Karbon emisyonlarının azaltılması ve sürdürülebilir bir gele...
13 Şubat 2024

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Doğalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • İklimlendirme Sektörü Kataloğu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü Kataloğu
  • Yalıtım Sektörü Kataloğu
  • Su ve Çevre Sektörü Kataloğu

©2024 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Ş. | Sektörel Yayıncılar Derneği üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.