E.C.A.
İKLİMLENDİRME ZİRVESİ 2025

Binalarda Radon ve Sağlık Üzerindeki Etkileri

Binalarda Radon ve Sağlık Üzerindeki Etkileri

29 Ekim 2017 | TEKNİK MAKALE
45. Sayı (Eylül-Ekim 2017)
21.649 kez okundu

MİMAR FEYZA CABİ DEÄžERLİ / Trakya Ünv. Fen Bilimleri Ens., Yüksek Lisans ÖÄŸr.
Y. DOÇ. DR. FİLİZ UMAROÄžULLARI / Trakya Üniversitesi Mimarlık Fakültesi

1. GİRİŞ

Zamanlarının yüzde 90’ını kapalı mekanlarda geçiren insanlar için bina içi solunan havanın niteliÄŸi önemlidir [1]. Kapalı ortam havasında azot, oksijen, hidrojen vb. yararlı gazlar bulunduÄŸu gibi, ortam koÅŸullarına baÄŸlı olarak zararlı gazlar da bulunmaktadır. Bina içi solunan havanın kirliliÄŸine neden olan bu zararlı gazlardan biri olan “Radon”, insan saÄŸlığını ciddi olarak tehdit eden radyoaktif bir elementtir.

1960’li yılların ortalarından itibaren radonun her yerde bulunabileceÄŸi ve özellikle binalarda yoÄŸunlaÅŸması nedeniyle akciÄŸer kanseri riski oluÅŸturabileceÄŸi konusundaki bilgilerin yaygınlaÅŸması, radyasyon maruziyeti konusuna yeni bir yaklaşım getirmiÅŸtir [2]. Bu tarihten itibaren özellikle kapalı ortamlarda radon seviyelerinin belirlenmesine yönelik çalışmalar önem kazanmıştır. Dünya ülkeleri kapalı ortamlardaki radon düzeylerinin belirlenmesi amacıyla haritalar oluÅŸturmuÅŸtur. Ülkemizde de 1984 yılında, TAEK (Türkiye Atom Enerjisi Kurumu) tarafından bu konuda çalışmalar baÅŸlatılmıştır. Ancak ülkemize ait radon haritası henüz tamamlanamamıştır [3].

Radon ile ilgili saÄŸlık sorunları son yıllarda önemli ölçüde artmıştır. Bu artışın sebebi, radonun yerkürede daha yaygın hale gelmesi deÄŸil, enerji kullanımını azaltmaya yönelik yapılan çalışmalar, yalıtım uygulamaları ve binalarda doÄŸal havalandırma oranının giderek azalmasıdır. Bu sebeple radon yaÅŸam alanlarına girdikten sonra sıkışıp kalmakta ve insan saÄŸlığını ciddi ölçüde tehdit etmektedir [4]. ABD’de yapılan bir araÅŸtırmada kapalı ortamlarda biriken radon gazının yılda 20 binden fazla ölüme sebebiyet verdiÄŸi tespit edilmiÅŸtir. Sigara içmeyen insanlarda görülen akciÄŸer kanserinin bir numaralı sebebinin radon gazı olduÄŸu açıklanmıştır [5].

Bu çalışmanın amacı, kanser gibi insan hayatını olumsuz etkileyen ve hatta ölümle sonuçlanabilecek bir hastalığın etkenlerinden biri olarak görülen radon gazının önemini vurgulamaktır. Bu amaçla öncelikle binalarda radon kaynakları tespit edilmiÅŸ, insan saÄŸlığına etki edebilecek konsantrasyon seviyeleri belirtilmiÅŸtir. Radonun olumsuz etkilerinden korunabilmek için alınması gereken önlemler incelenerek, çalışma kapsamında ortaya konulmuÅŸtur.

2. RADON VE KAYNAKLARI

SoluduÄŸumuz havadaki radon, kayaçlarda doÄŸal uranyum ve radyum elementlerinin bozuÅŸmasından oluÅŸan atom numarası 86, simgesi Rn olan, tatsız, kokusuz, renksiz asal bir gazdır. Asal gazlar içinde erime ve kaynama noktası en yüksek olandır. Havadan 7,5 kez ağırdır ve yerden genellikle 50 cm yükseklikte birikmektedir. Bu nedenle kapalı ortam havası içerisinde bulunan radon gazı binada kalma eÄŸilimindedir. Bir soygaz olan radon doÄŸada saf olarak bulunur ve kimyasal reaksiyona girmez [2, 6, 7].

Yeryüzünde bulunan tüm radyasyon kaynakları içerisinde en yüksek doza maruz kalınan doÄŸal radyasyon kaynaklarıdır. Radyoaktivite Marie Curie’nin radyum üzerindeki çalışmalarıyla bulunmuÅŸ ve bu geliÅŸmeden sonra doÄŸal radyoaktivite ile ilgili olarak önemli sayıda bilimsel çalışma yapılmıştır. 1900 yılında Ernst Dorn, radyum tuzlarının radyoaktif radon gazı çıkardığını bulmuÅŸtur. Gazın yapı içinde biriktiÄŸi gerçekliÄŸi ise 1950’li yıllarda bulunmuÅŸtur. Evlerde radon ölçümü ilk kez 1956 yılında İsveç’te yapılmıştır. Bazı evlerde çok yüksek konsantrasyonda radon bulunmasına raÄŸmen sorunun söz konusu ölçüm bölgesine özel bir durum olduÄŸu düÅŸünülerek herhangi bir önleme gerek duyulmamıştır. Ancak 20 yıl kadar sonra tüm dünyada deÄŸiÅŸik ülkelerde geniÅŸ ölçekli sistematik çalışmalar baÅŸlatılmıştır [1, 2].

Günümüzde EPA’nın yaptığı çalışmalar neticesinde ülkenin ayrıntılı radon haritası çıkarılmış ve 1. derecede tehlikeli kabul edilen alanlarda inÅŸa edilecek yapılarda mutlaka radon azaltma sistemi olması önerilmiÅŸtir [6]. Kanada Hükümeti Ulusal AraÅŸtırma Konseyi, The National Code adlı çalışmada yeni yapılan tüm evler için radon gazı ile ilgili önlem alınması gerekliliÄŸini vurgulamıştır [8]. İsveç, Norveç, Finlandiya ve İngiltere gibi birçok ülkede halk saÄŸlığı programları baÅŸlığı altında ulusal radon politikası ile coÄŸrafi bölgelerin haritasının çıkarılıp, halkın ve yapı üreticilerinin bilinçlenmesine yönelik etkinlikler yapılmaktadır. Türkiye’de ise radon haritası çalışmaları 2012 yılında TAEK tarafından sunulan raporda yer almaktadır. Ancak harita henüz tamamlanamamıştır. Bunun yanı sıra akciÄŸer kanseri ile radon gazı arasında baÄŸlantı kurmaya yönelik araÅŸtırmalar ve toplumun konu ile ilgili bilinçlenmesine yönelik uygulamalar oldukça az sayıdadır [9].

Atmosfere salınan radon gazının insan saÄŸlığına olumsuz bir etkisi yokken, kapalı ortamda birikmesi sonucu insanlar için tehlike oluÅŸturur. Radon, yapı içi havasını toprak ve kayaçlardan sızarak, su ve doÄŸal gazdan ayrışarak, yapı malzemelerinden salınarak kirletmektedir (Åžekil 1).

2.1. Toprak ve Kayaç Kaynaklı Radon

Binalardaki radon kaynağının büyük bir kısmı, binanın temelindeki toprak ve kayaçlardır. Radon, radyumun mevcut olduÄŸu tüm toprak ve kayaçlardan gelmekte olup, toprak boyunca yükselerek, binanın altında hapsolmakta ve basınç oluÅŸturmaktadır. Özellikle ılıman ve soÄŸuk iklimlerde bina içindeki havanın dış havaya göre daha sıcak olması, oluÅŸan basınç farkı ile baca ve diÄŸer bina boÅŸluklarındaki hava dolaşımı gibi nedenlerle bina altındaki radon gazı, beton zemin ve duvardaki çatlaklardan, zemin ve döÅŸeme arasındaki boÅŸluklardan, tuÄŸla duvar gözeneklerinden, tesisat boru boÅŸluklarından bina içlerine sızmaktadır [10].

Topraktan salınan radon miktarı;

- Topraktaki radyum konsantrasyonuna

- Yayılma gücüne

- Toprağın gözenekliliÄŸine ve nem içeriÄŸine

- Meteorolojik koÅŸullara (toprak ve hava sıcaklığı, hava basıncı, rüzgâr hızı, rüzgârın yönü)

- Bölgenin yüksekliÄŸine baÄŸlıdır [1].

Topraktan atmosfere salınan radon gazı yoÄŸunluÄŸu 10-20 Bq/m³ (Bq/m³: 1 m³ havada bulunan radon gazı miktarıdır ve beqerel birimi ile ifade edilir) arasında deÄŸiÅŸir. Bu miktar, havadaki seyrelmeden ötürü düÅŸüktür. Bina içinde bu deÄŸer 1000 Bq/m³ seviyelerine kadar çıkabilmektedir [11].

2.2. Su Kaynaklı Radon

Sularda bulunan radon, bina içlerine kullanım suyu olarak girmektedir. Aynı zamanda sudan ayrışarak yapı içi havasına karışabilmektedir. Sudaki radon yoÄŸunluÄŸu ve suyun sıcaklığı arttıkça bina içindeki radon düzeyi de artmaktadır [12]. Suda ölçülen radon sadece suyun içerisinde bulunan radyumdan kaynaklanmamakta, aynı zamanda suyun geçtiÄŸi yerlerdeki toprak ve kayaçlarda bulunan radyumdan da ileri gelmektedir [13]. Kullanılan suyun yeraltı suyu olması, sudan kaynaklı radon gazı miktarını daha da artırmaktadır. Finlandiya ve Maine (ABD) bölgelerinde kayalık bir alanda açılmış olan kuyulardan alınan musluk suyunun radon konsantrasyonunu anlamlı olarak artırdığı gözlenmiÅŸtir [14]. Yapılan araÅŸtırmalara göre, yüzey sularındaki ortalama radon konsantrasyonu 0,4 Bq/L iken, bu deÄŸer yeraltı sularında 20 Bq/L’dir. Kullanım suyunu yutma riski gözönüne alındığında, sudaki radonun mide kanserine sebep olma ihtimali de vardır [10, 15].

2.3. Doğalgaz Kaynaklı Radon

DoÄŸalgazın önemli bir ev içi radon kaynağı olduÄŸu bilinmektedir. Isınma, piÅŸirme gibi eylemler için kullanılan doÄŸalgazın içindeki radon ayrışarak yapı içi havasına karışmaktadır [14]. DoÄŸalgazdan yapı içine giren radon miktarı doÄŸalgaz içindeki radon yoÄŸunluÄŸuna, kullanım oranına ve doÄŸalgaz üretimi ile tüketimi arasında geçen zamana baÄŸlıdır.

Radon gazının bir binaya giriÅŸ hızı, yaklaşık olarak yapı malzemeleri ve topraktan 60 kBq/gün, dış ortam havasından 10 kBq/gün, sudan 4 kBq/gün ve doÄŸalgazdan 3 kBq/gündür [7].

2.4. Yapı Malzemesi Kaynaklı Radon

Yapı malzemeleri dış radyasyon kaynaklarına karşı bir koruyucu olmasına raÄŸmen, bina içlerinde radyasyon kaynağı gibi davranabilmektedirler [7]. TaÅŸ, kum, çimento, beton, tuÄŸla, alçı gibi hammaddesi topraktan elde edilen yapı ürünleri deÄŸiÅŸik oranlarda radyum içerebilmekte ve bozunarak radon kaynağı oluÅŸturabilmektedirler [16]. Yapı malzemelerinin radyum yoÄŸunlukları, ülkelere ve hammaddenin çıkarıldığı bölgeye baÄŸlıdır (Çizelge 1). Bu nedenle de aynı ürünlerin radon deÄŸerleri deÄŸiÅŸiklik gösterebilmektedir. Yapı malzemelerinden salınan radon miktarı malzemenin radon yoÄŸunluÄŸuna, içerdiÄŸi nem miktarına, gözeneklilik oranına, difüzyon katsayısına ve kullanıldığı miktara göre deÄŸiÅŸiklik göstermektedir. Malzemenin gözeneklilik oranı arttıkça radyumun bozunması ile oluÅŸan radon, gözenekler boyunca daha rahat ve hızlı devinim yapacağı için ortama salımı da daha fazla olmaktadır [9].

2008’de Pakistan’da, yapı malzemelerindeki nemin radon salımına etkisini incelemeye yönelik bir araÅŸtırma yapılmış ve bu araÅŸtırma kapsamında kum, tuÄŸla, mermer ve çimentonun farklı nem oranlarındaki radon salımları incelenmiÅŸtir (Çizelge 2).

AraÅŸtırma sonucuna göre, ortalama yüzde 10-15 nem oranına kadar, örnek yapı ürünlerinde radon salımında artış görülürken, bu deÄŸerden sonra salımda azalma gözlemlenmiÅŸtir. Çünkü nem yüzde10’dan daha fazla oranda olduÄŸu zaman gözeneklerdeki su oranı fazlalaÅŸtığı için radon deviniminde yavaÅŸlama olmaktadır [18].

3. RADONUN SAÄžLIK ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Radonun saÄŸlık açısından tehlikeli olması ve sürekli olarak maruz kalınması durumlarında bina içi radon konsantrasyon deÄŸerlerinin tespit edilmesi gerekmektedir. Ölçüm olmaksızın binalarda radon konsantrasyonu deÄŸerini tespit etmek mümkün deÄŸildir. Bina altlarında bulunan toprak ve kayaçlardaki farklı radyum konsantrasyonları baÅŸta olmak üzere birçok faktöre baÄŸlı olarak bina içindeki radon konsantrasyonu deÄŸiÅŸim göstermektedir. Birbirine çok yakın mesafelerde bulunan, hatta aynı kattaki dairelerde bile farklı deÄŸerler elde edilebilmesi mümkündür [5, 19].

Binalarda radon konsantrasyonunu etkileyen temel faktörler ÅŸunlardır:

- İklim koşulları

- İç-dış hava sıcaklık ve basınç farkı

- Yerden yükseklik

- Bina içinde kullanılan doÄŸalgaz ve suyun özellikleri (radon miktarı, kullanım sıklığı vb.)

- Toprakla temas eden yapının yüzey alanı ve yalıtım özelliÄŸi

- Toprak ve yapı malzemesinin özellikleri (nem oranı, radon miktarı vb.)

- Binanın havalandırma kapasitesi ve hacmi

- Kullanıcıların yaşam alışkanlıkları [1, 20].

Tüm bu faktörlerin etkisiyle oluÅŸan bina içi radon konsantrasyonu deÄŸerine, aktif ve pasif ölçüm yöntemleri kullanılarak ulaşılabilir. Elde edilecek sonuçlara göre gerekli düzenlemelerin yapılarak binanın radon gazından korunması, saÄŸlık açısından büyük önem teÅŸkil etmektedir. WHO (Dünya SaÄŸlık Örgütü) ve EPA gibi kuruluÅŸlar radonun kapalı mekanlarda risk oluÅŸturduÄŸu sınır deÄŸerleriyle ilgili belgeler yayınlamıştır. Bunlar, var olan yapılarda iyileÅŸtirmeye baÅŸlama ve yeni üretilecek yapılar için sınır deÄŸerlerine iliÅŸkindir (Çizelge 3). Birçok ülkenin yürürlükte olan radon programları bu düzenlemelerin sonucunda biçimlendirilmiÅŸtir [21, 22].

Bina içinde biriken radon radyoaktif dönüÅŸüme uÄŸrar. DönüÅŸüm ürünleri gaz deÄŸil, katı parçaçıklardır. Bu parçacıkların bir kısmı havadaki tozlara ve su damlacıklarına tutunarak radyoaktif aerosoller oluÅŸtururlar. Solunan havayla birlikte vücuda giren bu radyoaktif aerosoller solunum yoluna yerleÅŸerek, radyoaktif alfa ışıması yapar ve dokudaki DNA zincirini bozarlar. Vücut, bozulan dokuyu onarmaya çalışırken, radon gazına sürekli ve yoÄŸun maruz kalınması sonucunda onarılamayan hücrelerde oluÅŸan tümörler akciÄŸer kanserine neden olurlar [9, 11, 23].

Bazı araÅŸtırmalar çocukların solunumlarının daha hızlı olması ve fiziksel aktivitelerinin daha çok olması nedeniyle yetiÅŸkinlere oranla radondan daha çok etkilendiklerini göstermektedir [14, 24].

Radon; asbest, arsenik ve benzen gibi A sınıfı kanserojen madde olarak kabul edilmektedir. Kapalı mekanlarda radon soluması solunum yetmezliÄŸi, baÅŸ aÄŸrısı, öksürük vb. akut etkilere neden olmaz. Vücutta herhangi bir olumsuzluk gözlenmediÄŸinden radon etkisi kısa sürede fark edilemez. Radona maruz kalınan süre ve yapı içi radon düzeyinin artışıyla akciÄŸer kanseri riski de artmaktadır (Çizelge 4) [4, 6].

İngiltere Ulusal Radyasyondan Korunma Komitesi (NRPB), İngiltere’deki yıllık toplam 41 bin akciÄŸer kanserinden en az 2 bin 500’ünün, ABD Halk SaÄŸlığı Servisi yıllık akciÄŸer kanseri vakalarının, sigara içmeyenlerden 5.000, sigara içenlerden ise 15 bininin, Uluslararası Radyasyondan Korunma Komisyonu (ICRP) ise toplam akciÄŸer kanserlerinin yüzde 10’unun radon kaynaklı olduÄŸunu belirtmektedirler [1].

Bina içi havada bulunan partikül sayısının sigara içilmesi gibi bir nedenle artması durumunda daha fazla miktarda radon bu partiküllere tutunma ve solunma riskine sahiptir. Yani sigara içenlerin radon kaynaklı kanser olma riski daha fazladır [24, 25].

4. BİNALARDA RADONA KARÅžI ALINABİLECEK ÖNLEMLER VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Radonun yapıya giriÅŸini engellemek, girdikten sonraysa dışarı atmak, radona karşı alınabilecek önlemlerin ana baÅŸlıklarıdır. Radonun yapıya giriÅŸini engellemek için;

- Yapı malzemesi seçiminde belirleyici etmenlere, radonu da içeren sınırlamalar getirilmelidir. Yapı malzemelerinin radyoaktivite analizleri yapılarak, deÄŸerlendirme sonuçları tavsiye edilen radyoaktivite düzeylerinin üzerinde olan malzemeler bina yapımında kullanılmamalıdır. Ayrıca belirlenen sınır deÄŸerlerin üzerinde radon bulunan yerlerden yapı malzemesi için hammadde alınmamalıdır.

- Binalar toprakla temasa imkan vermeyecek ÅŸekilde izole edilmelidir. Bodrum ve zemin katlarının tabanına betondan sızıntıyı önlemek amacıyla çatlağı olmayan ÅŸap uygulaması yapılmalıdır. Binalarda temelden gelebilecek radona karşı en iyi çözümlerden birisi de temelde su yalıtımı için yapılan bohçalamadır. Bohçalama uygulamasının esnek, uzun ömürlü yalıtım malzemeleriyle detayına uygun olarak yapılması gereklidir.

- Binaların duvarlarında, su ve kanalizasyon borularının geçtiÄŸi yerlerde bulunan çatlaklar onarılmalıdır. Gerekli durumlarda yalıtım yapılmalıdır.

- Su ve doğalgaz sistemleri denetim altında tutulmalıdır [9, 20].

Bina içindeki radonu dışarı atmak için ortamın havalandırılmasına özen gösterilmelidir.

Pencereler doÄŸal havalandırmanın en verimli olacağı ÅŸekilde konumlandırılmalıdır. DoÄŸal havalandırmanın yetersiz olduÄŸu zamanlarda yapay havalandırma yöntemleri de kullanılmalıdır.

Mevcut binalarda radon konsantrasyonunun sınır deÄŸerleri aÅŸması durumunda bina içindeki radonu dışarı atmak için zemin altındaki radon gazı, havalandırma borusu yardımıyla atmosfere verilebilir. Zemin altında oluÅŸturulan gaz geçirgen tabakaya (çakıl tabakası) radon havalandırma borusu yerleÅŸtirilir. Topraktan yapı içine gelebilecek radon gazı, basınç farkından faydalanılarak boruya iletilir. Havalandırma borusu çatıdan atmosfere açılarak radonun güvenli bir ÅŸekilde dışarı atılması saÄŸlanır. Radon konsantrasyonunun daha yoÄŸun olduÄŸu durumda pasif olan bu sisteme bir fan eklenerek aktif hale getirilebilir. Gazın bina içine giriÅŸini önlemek için çakıl tabakası üzerine uygulanan polietilen gaz tutucu kaplama malzemesi veya buhar geciktirici aynı zamanda beton döküldüÄŸü zaman çakıl tabakasının tıkanmasını da önler (Åžekil 2). Bu sistem binaların projelendirme safhasında da radonun yapıya giriÅŸini önleme amaçlı kullanılabilir [26, 27].

5. SONUÇ

Yapı içi havasını farklı noktalardan yapı içine girerek kirleten radon gazı, akciÄŸer kanserine sebep olmasıyla dikkat çekmektedir. Solunan havayla beraber insan saÄŸlığını riske atan radon, az veya çok miktarda tüm kapalı mekanlarda bulunmaktadır. Risk etmeni olmasından ötürü tamamen güvenli olduÄŸu bir seviye yoktur. Maruz kalınan radon seviyesi ile beraber maruziyet süresi de etkili olmaktadır. Havada beraber bulunduÄŸu sigara dumanı ile çok daha tehlikeli hale gelmektedir.

Herhangi bir ölçüm yapmadan miktarını anlayamadığımız radon ile ilgili yapılacak çalışmalar ve sonrasında alınacak önlemler önem arz etmektedir. Tasarımcıların tasarım aÅŸamasında, risk oluÅŸturacak olumsuzluk etkenlerine karşı uygun tasarımı yapması, var olan olumsuz durumlarda ise kullanıcıların çözüm önerilerine yönlendirilmesi ve denetimin saÄŸlanması önemlidir.

Olumsuzluk etkenlerini tespit için çevresel etmenler araÅŸtırılmalı, uygun ölçüm sistemi ile ölçülen radon seviyelerine karşı çözüm önerileri deÄŸerlendirilmelidir. Seviyeler sınır deÄŸerlerde veya üzerinde olduÄŸunda denetim amaçlı olarak belirli aralıklarla ölçümler yenilenmelidir. Bu noktada kullanıcının bilinçlenmesi için yapılacak farkındalık faaliyetleri önemlidir.

Ülkemizde radon haritası çalışmalarının hızlandırılarak tamamlanması gerekmektedir. Yapı malzemelerinin radon seviyeleri belirlenmeli, standart ve yönetmeliklere sınırlamalar getirilerek malzeme seçiminde dikkate alınması saÄŸlanmalıdır.

Ayrıca akciÄŸer kanserine yakalanan insanlarda radon etkileri izlenmelidir. Bu sayede binalarda radon seviyeleri insan saÄŸlığını tehdit etmeyecek seviyelere çekilerek hastalık kaynağı olmaktan uzaklaÅŸacaktır.

KAYNAKLAR

1. E. Kapdan, “Adapazarı Merkezi Kış Dönemi Radon Ölçüm ve Analizleri”, İstanbul Teknik Üniversitesi Enerji Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, (2009).

2. Ç. Güler, Z. ÇobanoÄŸlu, “Radon KirliliÄŸi,” T.C. SaÄŸlık Bakanlığı Temel SaÄŸlık Hizmetleri Genel MüdürlüÄŸü, Ankara, (1997), s:20.

3. N. Çelebi “Türkiye’de Radon Ölçümleri”, Uluslararası Katılımlı Tıbbi Jeoloji Sempozyumu Kitabı, (2008), s:69-72.

4. http://www.waterproofmag.com/back_issues/201010/underslab_radon_barriers.php adresinden 08.01.2016 tarihinde alınmıştır.

5. EPA (United States Enviromental Protection Agency), National Program, “Radon Outreach Kit,” (2013), www.epa.gov/iaq.

6. EPA (United States Enviromental Protection Agency), “Building Radon Out,” (2001), pp:5.

7. G. Yılmaz Åžen, “DoÄŸalgaz Kullanımının Bina İçi Radon Düzeylerine Etkisinin İncelenmesi” Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, İzmir, (2009).

8. https://northernhealth.ca/ adresinden 06.01.2016 tarihinde alınmıştır.

9. H. Apak, “Yapılarda Radon Etkisini Azaltmaya ya da Yok Etmeye Yönelik Bir Yaklaşım”, Yıldız Teknik Üniversitesi Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, (2014).

10. WHO (World Health Organization), Information Sheet “Radon and Health,” (2002), pp:2, http://www.who.int/ionizing_radiation/env/Radon_Info_sheet.pdf

11. O. Öztürk, “Kapalı Ortamlarda Hava Kalitesi ve BoÅŸluklu DöÅŸeme Sistemleri”, Ekoyapı Dergisi, (2013), http://www.ekoyapidergisi.org/245-kapali-ortamlarda-hava-kalitesi-vebosluklu-doseme-sistemleri.html.311

12. UNSCEAR (United Nations Scientific Committee on the Effects of Atomic Radiation), “Sources, Effects, and Risks of Ionizing Radiation”, United Nations Sales Publication No.E. 94.IX.2, New York , (1993).

13. UNSCEAR (United Nations Scientific Committee on the Effects of Atomic Radiation), “Ionizing Radiation: Sources and Biological Effects”, (1982).

14. UNSCEAR (United Nations Scientific Committee on the Effects of Atomic Radiation), “Sources, Effects, and Risks of Ionizing Radiation,” United Nations Sales Publication, New York, (1988).

15. EPA (United States Enviromental Protection Agency), “Radiation Education Activities: Radon ”, pp: 4.

16. J. Bower, “The Healthy House: How to Buy One, How to Build One, How to Cure a Sick One”, The Healthy House Institute, India, (1997).

17. A. Balanlı, M. Vural, T. Taygun, “Yapı Ürünlerindeki Radonun Yapı Biyolojisi Açısından İrdelenmesi”, 2. Ulusal Yapı Malzemeleri Kongresi ve Sergisi, İstanbul, (2004).

18. M. Faheem, B. Matiullah, “Radon Exhalation and it Dependence on Moisture Content From Samples of Soil and Building Materials”, Radiation Measurements, 43:1458-1462.

19. M. Eisenbud, “Environmental Radioactivity: From Natural, Industrial, and Militay Sources,”Academic Press, San Diego, (1987).

20. TAEK (Türkiye Atom Enerjisi Kurumu), “Kapalı Ortamlarda Radon Gazı”, Teknik Rapor, (2012).

21. International Radon Project, “Survey on Radon Guidelines Programmes and Activities Final Report”, Health Security and Environment, Switzerland, (2007).

22. H. Synnot, D. Fenton, ERRICA 2 (European Radon Reasearch and Industry Collaboration Concerted Action), “An Evaluation of Radon Reference Levels and Radon Measurement Techniques and Protocols in European Countries”, Radiological Protection Institute of Ireland, (2005).

23. H. İ. UludaÄŸ, “Radon KirliliÄŸi ve Halk SaÄŸlığı İliÅŸkisi”, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Bitirme Tezi, İzmir, (2010).

24. N. ÇobanoÄŸlu, N. Kiper, “Bina İçi Solunan Havada Tehlikeler,” Çocuk SaÄŸlığı ve Hastalıkları Dergisi, Sayı: 49, (2006), S: 71-75.

25. EPA, “EPA Assessment of Risks from Radon in Homes,” Office of Radiation and Indoor Air United States Environmental Protection Agency, Washington, (2003).

26. Building and Safety Standards Branch, “New Radon Rough-in Requirements”, Information Bulletin, No. B14-07, British Columbia, (2014).

27. Http://Www.Epa.Gov/Radon/Radon- Resistant-Construction-Basics-and-Techniques adresinden 05.01.2016 tarihinde alınmıştır.

Makale içindeki ÅŸekil, çizelge ve tablolara e-dergi üzerinden ulaÅŸmak için lütfen tıklayınız...


 

R E K L A M

İlginizi çekebilir...

Yeşil Binalar Pazarı ve Sürdürülebilir Finansman Araçlarının Dönüştürmede Gücü

Sürdürülebilir finans, çevresel, sosyal ve yönetişim (Environmental, Social and Governance-ESG) kriterlerini iş veya yatırım kararlarına entegre eden ...
27 Eylül 2024

Yeşil Binalarda Yaprak Alan Analizi (LAI) ile Bina Enerji Tüketimi Arasındaki İlişkinin Belirlenmesi

Ar. Gör. Mehmet Furkan ÖZBEY Atılım Üniversitesi, Makine Mühendisliği Bölümü Doç. Dr. Cihan TURHAN Atılım Üniversitesi, Enerji Sistemleri Mühendisliğ...
1 Eylül 2024

Karbon Ayak İzi Hesaplama: Şirketler için Avantajları

Günümüzde çevresel sürdürülebilirlik uygulamaları her geçen gün daha da önem kazanmaktadır. İklim değişikliği, doğal kaynakların azalması ve çevresel ...
27 Mayıs 2024

 
Anladım
Web sitemizde kullanıcı deneyiminizi artırmak için çerez (cookie) kullanılır. Daha fazla bilgi için lütfen tıklayınız...

  • Boat Builder Türkiye
  • Çatı ve Cephe Sistemleri Dergisi
  • Enerji & DoÄŸalgaz Dergisi
  • Enerji ve Çevre Dünyası
  • Su ve Çevre Teknolojileri Dergisi
  • Tersane Dergisi
  • Tesisat Dergisi
  • Yalıtım Dergisi
  • Yangın ve Güvenlik
  • İklimlendirme Sektörü KataloÄŸu
  • Yangın ve Güvenlik Sektörü KataloÄŸu
  • Yalıtım Sektörü KataloÄŸu
  • Su ve Çevre Sektörü KataloÄŸu

©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.