Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı Sektör Görüşleri

Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı konusunda, yapı malzemeleri sanayicilerine, sektörümüzün önde gelen firma temsilcilerine mutabakatın yaratacağı yeni düzenlemeleri, getireceği fırsat ve tehditleri sorduk. Yeşil Bina dergimizin sorusunu yanıtlayan değerli yöneticilerin görüşlerini ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz.

"Yeşil Mutabakat Avrupa’nın Hem Ticaretini Hem de İklimini Değiştirecek"

FETHİ HİNGİNAR
Yönetim Kurulu Başkanı / Türk Ytong

Avrupa Komisyonu tarafından Aralık 2019 tarihinde yayınlanan “Avrupa Birliği Yeşil Mutabakatı- EU Green Deal” adı verilen yasa teklifi çağrısı hem çevreyle ilgilenen kesimlerde hem de iş dünyası çevrelerinde bir ilgi yaratmış olsa da üzerinde çok fazla konuşulmayan bir konu olarak bir kenarda bekliyordu. Mutabakatın yayınlanmasından kısa bir süre sonra dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgını sebebiyle hem ilgi dağıldı hem de AB’nin mutabakat hedeflerini hayata geçirmek için ayırdığı bütçe COVID-19 ile mücadele için kullanıldı. 

Sektörler metindeki hedeflerin belirsizliği sebebiyle konuyu gündem dışında tutarak soğumaya bıraksa da AB’nin sürpriz bir kararla 24 Haziran’da yaptığı oylamada ilk iklim yasası onaylandı. Yeşil Mutabakat 2030 yılına kadar Avrupa’nın karbon emisyonlarını yüzde 55, 2050 yılına kadar ise sıfır emisyon salımına düşürmeyi hedefliyor. Her ne kadar bu hedefler günümüz şartlarında hiç kimseye gerçekçi gelmese de Türk iş dünyasını yakından ilgilendiren önemli kararlar ve kanunlar çok kısa zamanda gündemimize girecek gibi görünüyor.

AB kendi sınırları içerisinde yüksek karbon emisyon hedefleri koyarken kendi sınırları içerisine girecek mallar için de aynı yüksek hedefleri koyarak AB ülkelerine mal satan ülkeleri de kendi yeşillik seviyesine çekmeyi hedefliyor. Bu çerçevede en önemli düzenleme sınırda karbon düzenlemesi, diğer adıyla karbon vergisi olabilir. Bu düzenleme, üretiminde yoğun karbon salımına yol açan ürünlerin AB’ye girişinde ilave vergiye tabi tutulması anlamına gelecek. AB, kendi çevreci standartlarına ulaşmaktan uzak ürünlerin her bir 1 ton karbon emisyonu aşımı için 55-60 Avro civarında ekstra vergi almaya hazırlanıyor. Ülkemizde faaliyet gösteren ve karbon salımı yüksek ürünler yakın zamanda AB gümrüklerinde sıkıntılı günler yaşayabilir. AB ülkeleri inşaat ve yapı malzemesi ihtiyacının yüzde 12 gibi bir oranını yurtdışından sağlıyor, bunun önemli bir kısmı ise Türkiye’den ithal ediliyor. Bu uygulamanın yapı malzemeleri ihracatını olumsuz etkileyeceği açık. Ülkemiz yapı malzemeleri sektörünün AB pazarında rekabet gücünü ciddi oranda kaybetmesine yol açabilir. Türk iş dünyasının sektör ayırt etmeden bu konuya odaklanması, eylem planları için harekete geçmesi gerekiyor. Sivil toplum kuruluşları ve derneklerin üyelerini bilgilendiren önemli çalışmaları olsa da daha etkin ve kapsayıcı çalışmalara ihtiyaç var.

Görüşlerin devamını okumak için lütfen tıklayınız...