Yeşil Bina Dergisi 9. Sayı (Eylül-Ekim 2011)

40 YEŞİL BİNA / EKİM 2011 Bunun en önemli örneği, C kanadındaki açık ofis bölümünde motorlu gölgeleyici kanatların operasyonunun, bina ısıtma ve soğutma enerji ihtiyacına bağlı olarak opti- mizasyonunun yapılması ve bu operasyon sonucunda değişen aydınlık seviyelerinin kişisel aydınlatma armatürlerinin kulla- nımı ile dengelenerek hem konforun, hem de enerji verimliliğinin optimizasyonunun sağlanmasıdır. İnşaat sürecinde LEED sertifikasyo- nunun gerektirdiği bazı ek önlemlerin alınmaları gerekti. Örneğin erozyon ve sedimentasyon kontrol önlemleri, inşaat aktivitelerinden kaynaklanan nebati top- rak kaybı ve su kaynaklarının sedimentas- yonunun önüne geçilmesi için uygulandı. Özellikle yağmur olayları sırasında şanti- yede stabilize durumda olmayan toprak veya kum gibi malzemelerin su akışları yoluyla şantiye dışına veya atıksu maz- gallarına ulaşmaması için sedimentas- yon tutucu engeller kullanıldı ve bunların periyodik olarak kontrol edilmesi sağlandı. Ayrıca inşaatta kullanılan tüm yapı malze- meleri, kimyasalları ve ambalaj atıklarının yine yağmurdan korunmaları şart koşuldu; bu sayede yine hem su akışı yoluyla bu ürünlerin içeriklerinin doğaya karışması, hem de hassas inşaat malzemelerinin nemden korunması sağlandı. İnşaat sırasında ortaya çıkan atıkla- rın önemli bir miktarının çöp toplama alanlarına yollanması yerine tekrar kul- lanım veya geri dönüşüm gibi önlemlerin alınması da sağlandı. Ambalaj atıklarının ayrı toplanarak hurdacılara veya atık geri dönüştüren kurumlara teslim edilmesi, tekrar kullanılabilecek durumda olan mobilya, kapı, aydınlatma armatürü gibi kalemlerin de bu şekilde değerlendiril- mesi sağlandı. İnşaat sürecinin sonunda, binalarda Commissioning hizmetleri veren IDETEK firması tarafından LEED sertifikasyonunun gerektirdiği şekilde bina sistemlerinde fonksiyonel testler uygulandı. Bu fonksi- yonel testler, mal sahibinin ihtiyaçlarının stratejiler, süreçler ve tasarım araçlarının uygulanması için devreye giren uzman ekip, diğer proje paydaşlarıyla tamamen entegre olarak çalışmak ve sürdürüle- bilirlik stratejilerinin tartışıldığı charette toplantıları düzenlemek suretiyle, binanın hangi stratejileri uygulamasının maliyet etkin çözümler olduğunu belirlemeye yardımcı oldu. Bu süreçlerde bina enerji modellemesi ve günışığı simülasyonu gibi çalışmalar, interaktif bir şekilde kullanılarak proje paydaşlarının aldıkları kararların bina enerji performansı ve kullanıcı konforu kriterlerini ne derecede sağladıklarının teyit edilmesini mümkün kıldı. Bu model- ler, tasarım ilerledikçe daha detaylı bir şekilde geliştirildi ve LEED sertifikasyon başvurusunda kullanılacak seviyeye ulaştı. Modellerin hangi kararlar için kul- lanıldıkları aşağıda özetleniyor. Binadaki sistemlerin bütünsel bir şekilde ele alınabilmesi sonucunda, bu sistemlerin tek başlarına olan perfor- mansları değil, birlikte çalışırken ortaya çıkan performansın değerlendirilebilmesi mümkün oldu. Burada en önemli araç olan bina enerji modellemesi, bina enerji performansı ve çalışan konforunun bir- likte optimizasyonunu mümkün kıldı. Açık ofis. Resmin sağ tarafında günışığının içeriye girmesini sağlayan iç avlu gözüküyor • Açık ofis alanlarında günışığı kullanımı ve kişisel aydınlatma armatürlerinin kullanımının optimize edilmesi • İç avlularda bulunan otomatik gölgeleme kanatlarının operasyonel senaryoları • Güneye bakan dış gölgeleme panjurlarının sürekli olarak kapalı konumda bulunmaları kararı • Bina kabuğu ısı yalıtım U değerleri • Kazan ve chiller setpoint değerleri, dışı hava sıcaklığına bağlı reset değerlerleri • Klima santrali ısıtma / soğutma setpoint ve kompanzasyon seçimi • Termostat setpoint senaryoları • Fotovoltaik sistem panel eğim açısı • Dış aydınlatma armatür seçimi ve armatür yerleşimi • Frekans invertörlü pompalar, düşük U değerli pencere camları gibi çeşitli enerji verimliliği önlemlerinin değerlendirilmesi. Bina Enerji, Günışığı ve Aydınlatma Modellerinin Etkiledikleri Kararlar YEŞİL DÖNÜŞÜM

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=