BAU Teknolojileri Dergisi 7. Sayı (Ocak-Şubat 2023)

21 BAU TEKNOLOJİLERİ • Ocak-Şubat / 2023 “Güçlü Zemin mi, Güçlü Yapı mı?” Cemal Doğan, “Zemin ve yapı birbiri ile bağlantılı iki etkendir. Mühendislik tekniklerinde her türlü zemin ve deprem şiddetine göre önerilen yapı teknikleri var. Yapı tekniklerini oluşturmak için de zemin ölçümleri elimizdeki en önemli veridir. Örneğin son depremlerde de gördüğümüz gibi bir bina temelden koparak yan yatmış, ancak yapı taşıyı- cılarında yoğun bir hasar oluşmamış. Baktığımız fotoğrafa istinaden yorum yapmak ne kadar zor olsa da o bölgede zeminde zayıflık olduğunu ve zemin ile bina bağlantısının doğru kurulmadığını söyleyebiliriz. Tam da bu yüzden, bizim gibi deprem ülke- lerinde, yapı inşa süreçlerinde yeni teknolojilerin değerlendirilmesi şart” ifadelerini kullandı. “Deprem İzolatörü Kritik Bir Önem Taşıyor” Yeni binalarda kullanılan deprem izolatörünün hasar riskini azaltan önemli bir çözüm modeli olduğunu vurgulayan Cemal Doğan, “İzolatör, deprem etkisinin binada oluşturduğu yükü azaltıyor ve olası risklerin önüne geçiyor. Yapıların mühen- dislik tekniklerine, bilimsel verilere ve yönetmeliklere uygun olarak inşa edilmesi de kritik bir önem taşıyor. Mühendisler olarak biz, zemin ve temelin taşıyacağı yükü hesaplar, kolon, perde beton ve kirişler üze- rindeki dengeli dağılımını planlarız. Bu prensiple inşa edilen yapıları ise ancak kaçak yollarla yapılan bina planları bozar ve binanın yük ve mukavemetini ortadan kaldırır. Projeye uygun yapıl- mayan ya da kaçak yapılan yapılar, herhangi bir afet senaryosunda hasar ve kayıpları artırır” şeklinde konuştu. “Zemin Etüdü Zorunlu Bir Uygulama” 90’lardan beri zemin etüdü yapılsa da bu konuda miladın 99 depremi olduğuna dikkat çeken Cemal Doğan, sözlerine şöyle devam etti: “Zemin ve inşaat temel etüdü raporları jeoloji, jeofizik ve biz inşaat mühendislerinin üzerinde birlikte çalıştığı bir konudur. Zemin mühen- disleri zemini incelerken bizler de bu zemine uygun parametrelerde temelin nasıl olacağını raporlarız. Dolayısıyla ciddi uzmanlık isteyen bu konuda kullanılan parametrelerde hata yapıl- ması, binanın yanlış projelendirilmesi ve risk teşkil etmesine sebep olur. Bu yüzden birincil deprem bölgelerinden İstanbul başta olmak üzere fay hat- larına yakın tüm kentlerimizde çok hızlı bir şekilde bina kontrollerinin başlatılması lazım. Her yerel yönetim, kendi sorumluluk alanındaki binala- rın yapı risk envanterini hazırlamalı.” “Önlem Almak Aynı Zamanda Toplumsal Bilinç Meselesidir” Ülkemizin büyük deprem kuşak- larının ve yangın, sel, toprak kayması gibi doğal afetlerin yaşandığı bir ülke olduğuna dikkat çeken Cemal Doğan, afet bilincinin toplumun her katmanına en erken yaşta kazandırıl- ması gerektiğini söyleyerek sözlerini şu şekilde noktaladı: “Afet bilincinin ilköğretimden itibaren zorunlu ders olarak okutulmasının şart olduğunu düşünüyorum. Bu yapılırsa 30 ila 40 yıl içinde daha bilinçli bir toplum yapısı ortaya çıkacaktır. Bugün vatandaşlarımıza da düşen sorumlu- luklar var. Herkes oturduğu, maliki ya da kiracısı olduğu binanın risk durumunu öğrenmeli. Çünkü önlem almak toplumsal bilinç meselesidir.” n GÜNDEM

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=