Yeşil Bina Dergisi 46.Sayı (Kasım-Aralık 2017)
yesilbinadergisi.com Yeşil Bina / Kasım - Aralık 2017 43 ısıl özelliklerin geliştirilmesinin yanında, çatının diğer türler için yaşam ortamı olarak değerinin artırılması açısından da önem taşımaktadır. McIvor vd. eksten- sif sistemlerde birçok farklı bitki türünün birlikte kullanılmasının, özellikle kurak dönemlerde yüzey kaplama oranı ve biokütle değerlerinin belirli bir düzeyde kalmasına ve bu sayede bazı türlerin yaşamına devam etmesine olanak sağ- ladığını belirtmektedir. Yeşil çatı sistemlerinin uygulama kıs- taslarının belirlenmesi amacıyla 1980’li yılların başlarında Almanya’da FLL (Fors- chungsgesellschaft Landschaftsent- wicklung Landschaftsbau e.V.- Peyzaj Araştırma, Geliştirme ve Konstrüksiyon Topluluğu) tarafından geliştirilen esaslar, bu sistemler için yapım tekniklerinin belir- lenmesini sağlamıştır. Yeşil çatı sistem- lerinde kullanılan bu uygulama esasları, halen dünyada yegâne uygulama ölçütleri olarak kabul edilmektedir. Geliştirilen bu yönerge yeşil çatı sisteminin bulunduğu iklime ve çevre koşullarına göre bir değer- lendirme içermektedir. Dolayısıyla Kuzey Avrupa’dan farklı iklim ve çevresel şartlara sahip olan ülkemizde, bazı değerlendir- melerin yapılması zorunludur. Yeşil çatı sistemlerinin yerel türlerle bulundukları çevreye uyumlu hale getiril- meleri amacıyla yürütülen çalışmalar son yıllarda dünyada hız kazanmış, çevrenin ekolojik yapısına uyumlu bir yapı kabuğu bitkilendirmesi oluşturulması yaklaşımı öne çıkmıştır. Ülkemiz ölçeğinde yeşil çatı sistemleri konusunda birçok uygu- lama örneği bulunmakla birlikte, bitki türü seçimi ve deneysel araştırmalar ile ilgili çalışmalar sınırlı düzeydedir. Ülkemizde konuyla ilgili olarak yayınlanmış 42 adet akademik çalışma bulunmaktadır ve bunlar arasında deneysel çalışmaların (6 adet) oranı oldukça düşüktür. Bunun yanı sıra yeşil çatı sistemleri- nin doğum yeri olarak kabul edilebile- cek Kuzey Avrupa ülkelerine göre iklim yapısı ve buna bağlı olarak bitki örtüsünde belirgin farklar bulunmaktadır. Ülkemiz ölçeğinde gelecek için gerçekleştirilen iklim senaryoları [18] dikkate alındığında, yaz aylarında daha uzun kurak dönemle- rin oluşacağı öngörülmekte ve bu durum bitki türü seçimi konusuna daha da önem kazanmaktadır. Bu nedenle, son yıllarda sürdürülebilirlik ve doğaya uyumlu yer- leşim kavramlarının temelinde yer alan yerellik yaklaşımı, tüketimi ve karbon salı- mını azaltmak anlamında önem taşıyan bir etmendir. Bu nedenle doğal yayılışa sahip bitki türleri, yeşil çatı sistemleri açı- sından en önemli araştırma konularından biridir. Türkiye ve dolayısıyla İstanbul, coğrafi konumu ve ekolojik özellikleri nedeniyle dünyada önemli bitki yayılış alanları ara- sındadır. İklim farklılıkları, coğrafik özel- likleri, jeolojik geçmişi, deniz, göl, akarsu gibi çeşitli ortamların varlığı ve yükselti farklılıkları Türkiye’deki biyolojik zenginli- ğin nedenlerindendir. Türkiye’de 3022’si endemik olmak üzere 8 bin 897 çiçekli bitki ve eğrelti türü tanımlanmıştır ve bu sayı takson sayısı, alt tür, varyete ve hibrit- lerle birlikte 10,765’e ulaşmaktadır. İstanbul ili de bu biyolojik çeşitliliğin önemli noktalarından biridir. Yaklaşık 12 milyon nüfusa ve 5712 km 2 yüzölçümüne yayılan bu bölgede, TÜBİVES (2015) veri- lerine göre 2048 takson tespit edilmiştir. A2 karesi, yani Marmara bölgesi üzerinde bir değerlendirme yapıldığında bu sayı 2692’ye ulaşmaktadır. Günümüzde bu bitki varlığının peyzaj mimarlığı uygulama- larına ve yeşil çatı sistemlerine aktarılması artık bir zorunluluk haline dönüşmüştür. Yapılan çalışmada, ekstensif yeşil çatı sistemlerinde bitki türü seçimi ile ilgili uluslararası araştırmalardaki bitki- ler, Davis tarafından Türkiye Florası’nın sınıflandırmasında kullanılan kare (grid) sisteminde yer alan A2 karesinde doğal yayılış gösteren bitki türleri ile karşılaş- tırılmış ve ekstensif yeşil çatı sistemle- rine uygun türlere yönelik bir bitki listesi oluşturulmuştur. Çalışmada elde edilen
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=