Yeşil Bina Dergisi 39. Sayı (Eylül-Ekim 2016)

YEŞİL BİNA / EKİM 2016 21 olmaz. Bu kapsamda ilk olarak yurtları gözlem altına aldık. Kim, ne zaman daha çok veya az enerji harcıyor gibi konuları bilimsel olarak araştırıyoruz. Bir diğer projemizi Çevre Bilimleri Ens- titüsü yürütüyor. Kurulan laboratuvarda yosun üretilecek. Protein üreten yosun, gelecekte açlığın çözümü olarak görülüyor ve evrende en hızlı büyüyen, üretilmesi en hızlı canlı. Su kalitesini yükselttiğin- den arıtma alanında da kullanılan yosun ayrıca toz haline getirilip yakıt olarak da kullanılıyor. Denizde tarım projemiz de öneri halinde olmasına rağmen önemli projele- rimizden birisi. Karadaki tarım alanlarının korunması açısından da önemli bir proje. Akıllı dalgakıran projesi, hareketli pla- kalarla dalga enerjisini sönümleyen akıllı bir dalgakıran modeli. Dalgadan elde edi- lecek enerjinin, şehirleri besleyecek kadar olduğunu düşünmüyoruz ama denizden elde ettiğiniz enerji yerinde çok değerli bir enerjidir. Mesela denizde tarım yapacak- sanız veya denizin ortasında bir yaşam alanı yaratacaksanız böyle bir proje çok değer kazanıyor. Sürdürülebilir Su Döngüsü projesi de önem verdiğimiz projelerden birisi. Atıksuyun değerlendirilip döngü içinde işlev kazanmasını amaçlıyoruz. Arıtılmış suyu çevre sulaması için kullanıyoruz. Kampüsümüzün ihtiyacı olan suyu da yeraltı suyundan karşılıyoruz. Dolayısıyla ne su ne de elektrik şebekesine pek ihti- yacımız yok. Kendi kendimize yetiyoruz. Proje halinde olan yapmadığımız kısım ise, tuzlu deniz suyunu da desalinasyonla bu döngünün içine dahil edebilmek. Ki Karadeniz, deniz suyunun az tuzlu olması nedeniyle bu iş için çok uygun. Fakat projeyi önemi kılan bir iki unsur daha var. Birincisi, deniz suyu destekli havalandırma projesi. Yazın nispeten daha soğuk olan deniz suyuyla binaları soğutmayı amaçlıyoruz. Binada ısınan suyu da desalinasyona tabi tuttuğumuzda proses daha verimli oluyor. Oradan çıkan “K ilyos Sarıtepe’deki kampüsümüz kendi enerjisini kendi üreten bir yerleşke. Rüzgar türbinini kurarken ama- cımız, elektrik üretiminin yanı sıra Ar-Ge açısından da fayda sağlamaktı. Rüzgar türbininin kurulum aşamasından çok önce çalışmalara başladık. Öncelikle rüzgar tür- bini yatırımı yapılabilmesi için Bakanlığın istediği birçok belgeyi tamamlamamız gerekiyordu. Farklı ve ülkemiz, üniversi- temiz açısından çok önemli bir projeydi. Bir yıl öncesinden rüzgar ölçümlerine başladık. Gerekli (ÇED vs.) izinleri aldık. Kurulum ve kabul aşamalarında epey sıkıntı yaşadık. Üretilecek elektriğin bir kısmı şebekeye satılacağından TEDAŞ kabulü gerekiyordu. Bu nedenle Ankara’da yoğun temaslarımız oldu. Türbin ana gövde ve kanatların taşınması da kısmen zorlu geçti. Seksen metre uzunluğundaki türbin, kurulacağı yere parça parça geliyor. Ancak kanatların tek parça taşınması bize de farklı tecrübeler yaşattı. BURES (Boğaziçi Üniversitesi Rüzgar Enerji Santrali) projesiyle edinmiş olduğumuz tecrübelerimizi yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapmak isteyen bütün kuruluşlarla pay- laşmaya hazırız”. Boğaziçi Üniversitesi Yapı İşleri Daire Başkan Yardımcısı Celalettin Demirel: “Tecrübelerimizi Paylaşmaya Hazırız” tuzlu suyu ise, biraz önce sözünü ettiğim çevre laboratuvarında yosunlara vermeyi planlıyoruz. YEŞIL BINA: Gelecek planlarınızı özetle- yebilir misiniz? PROF. DR. EMRE OTAY: Gelecek plan- larımız altı maddeden oluşuyor. Birincisi, Sarıtepe Kampüsü’nü yaşayan bir kent laboratuvarı haline getiriyoruz. Yani bu kampüs sadece üniversite hocalarının ve asistanların araştırma yaptığı değil, bulguların teknolojiye dönüştüğü, tekno- lojinin uygulandığı ve uygulanırken son kullanıcı olarak kendi öğrencilerimizi ve personelimizi işin içine dahil edip, onlar- dan geri dönüş alacağımız kapalı bir kent laboratuvarı oluşturmayı düşünüyoruz. Böylece kullanıcının şikayetini araştırma- cılar birinci elden dikkate alabilecekler. İkinci olarak yenilenebilir enerji üre- timini çeşitlendirmek istiyoruz. Sadece rüzgarı değil, güneş, jeotermal, dalga veya atık gibi enerji kaynaklarını da değerlen- dirip üretim-tüketim dengesini sağlamayı amaçlıyoruz. Ayrıca yenilenebilir enerjiyi depolama teknolojilerini geliştiriyoruz. Binaları enerji verimli hale getirmeye yönelik araştırma ve uygulama projele- rimiz sürüyor. Sıfır net enerjiden karbon negatif kampüs olmak ise en büyük hedeflerimizden birisi. Bu da büyük oranda yosunlarla olacak. Bunlar çok zor değil. Türkiye’de bir devlet üniversitesi tüm bunları kamu fonlarıyla yapabiliyorsa bence herkes yapabilir. Son ve esas ide- alimiz ise bu bilgileri gelecek nesillerle, genç insanlarla paylaşıp sürdürülebilir bir yaşam alanı yaratmak. Bunu da sadece lafla değil, gördüğünüz gibi altını doldu- rarak yapmaya gayret ediyoruz.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=