Yeşil Bina Dergisi 37. Sayı (Mayıs-Haziran 2016)

YEŞİL BİNA / HAZİRAN 2016 27 YEŞİL BİNA: Yeşil Bina Danışman- lığı ve Yeşil Bina Mühendisliği nedir?.. Türkiye’de ne zamandan beri böyle pro- fesyonel mesleklerden bahsedilebiliyor? EMRE ILICALI: Aslında tüm bu ünvanları Yeşil Bina Danışmanlığı altında toplayabi- liriz. Zira Yeşil Bina Danışmanlığı aslında birçok yetkinliği içeren bir tanım. Yeşil Bina Danışmanı, Yeşil Bina sistemlerini çok iyi bilmesine ek olarak hem iyi bir mühendis, hem de proje süreçlerini iyi tanıyan, tecrübeli bir kişi olmalı. Son yıl- larda, gayrimenkul sektöründe nitelikli binalara olan talep arttıkça, bina imalat süreçlerinde sadece tasarımcı, uygulayıcı ve işveren/proje yönetimi değil, danış- manlık hizmetleri de standart hale gel- meye başladı. Buna son dönemde her sektörde giderek önemi artan “sürdürü- lebirlik” konseptinin eklenmesiyle sür- dürülebilirlik ile gayrimenkul sektörünün kesişim noktası olan Yeşil Bina kavramı ortaya çıktı. Yeşil Binalar kısaca, günümüz tekno- lojisini kullanarak inşa edilen, su, enerji, hammadde gibi doğal kaynakları verimli kullanan, içinde yaşayanlara sağlıklı ve konforlu bir ortam sunan yapılar olarak tanımlanabilir. Bu yapıların tasarımında, uygulamasında ve işletmesinde bazı özel strateji ve metotlar kullanılıyor ve bu binalar, adına Yeşil Bina Değerlendirme Sistemi denilen uluslararası programlar tarafından denetleniyor. Bu strateji ve metotlar ise her binaya göre farklılık göste- riyor. İşte bu metot ve stratejilerin tasarla- nıp, belirlenmesinde ve uygulanmasında yol göstericilik yapan, buna göre binaların performanslarını denetleyip değerlendi- ren, konusunda uzman kişilere Yeşil Bina Danışmanı deniliyor. Burada altı çizilmesi gereken nokta, Yeşil Bina Danışmanlığının tek başına bir meslek olmayıp, gayrimenkul sektörü içerisindeki belli meslek gruplarından kişi- lerin ulabilecekleri bir uzmanlık seviyesi olduğudur. Yani Mimarlık veya Mühen- dislik bölümlerinden yeni mezun bir kişi- nin Yeşil Bina Danışmanı olması gibi bir durum olamaz. Maalesef ülkemizde bu anlamda yanlış uygulamalara rastlıyo- ruz. Yeşil Bina Denetleme Sistemlerinin (LEED, BREEAM) uzmanlık sınavlarını geçen herkes kendini “Yeşil Bina Danış- manı” olarak tanımlayabiliyor. Halbuki bir Yeşil Bina Danışmanında aranması gereken en önemli özellik tecrübedir. Zira gayrimenkul sektörü zaten tecrübenin büyük önem kazandığı, yapılan yanlış ve eksiklerin çok ciddi geri dönüşlerinin olabileceği bir alan. Buna ek olarak Yeşil Bina gibi, çok yeni ve uygulamaya yönelik bir konuda ihtiyaç duyulacak tecrübe de çok önemli. Dolayısıyla hem teorik hem de pratik anlamda çeşitli projelerde çalışmış, sonuçlar almış kişiler danışmanlık sahne- sine çıkmalılar. YEŞİL BİNA: Dünyada bu dalın en fazla geliştiği ülkeler hangileri?.. EMRE ILICALI: Dünyada Yeşil Bina kon- septinin ilk ortaya çıktığı ülkeler İngiltere ve ABD; yani Anglosakson ülkeleri. Bu ülkeller aynı zamanda Sanayi Devrimi’nin ortaya çıktığı ve ivmeli bir şekilde hareket ettiği, ekonomik anlamda da en gelişmiş ülkeler. Belli altyapı ve konut ihtiyaçlarını tamamlamış olmaları, onları daha nitelikli yapılar ortaya koymaya yönlendirdi. Bu anlamda Yeşil Bina sektörününde hızlı gelişmesine yol açtı. Yine de bu ülke- lerde bile Yeşil Bina konusu nispeten yenidir. İngiltere’de 90’lı yıllarda başlamış, ABD ise 98’den beri gündemde. Buna parallel olarak Yeşil Bina Danışmanlığı da bu ülkelerde en hızlı şekilde artarak bir sektör haline geldi. Günümüzde Yeşil Bina Danışmanlığı mesleğinin en ciddi anlamda uygulandığı ülkeler yine ABD ve İngiltere. Avrupa Birliği’nde bu konuya olan ilgi ise yeni yeni artıyor. YEŞİL BİNA: Yeşil Bina Mühendisliği- nin gelişimi elbette Yeşil Bina sektörü- nün gelişimine bağlı. Türkiye’de sektör ne kadarlık bir hacmi kapsıyor? Gele- cek öngörülerinize göre sizce Yeşil Bina mühendisliği gençlerin kariyer planlarını ne derece etkiler? EMRE ILICALI: Ülkemizde bu konuya geç başlanmış olsa da gayrimenkul sek- törünün dinamizmi sayesinde hızlı yol alı- nıyor. Türkiye geçen sene ABD haricinde en çok LEED Yeşil Bina sertifikasına sahip ülkeler arasında 9. sıraya gelmişti. Bu önemli bir adım. Fakat Kentsel Dönüşüm süreciyle birlikte bu konunun daha hızlı gelişmesi gerekiyor. 2016 başı itibariyle ülkemizde 176 adet tamamlanmış ve sertifikalandırılmış Yeşil Bina, üç yüzü aşkın da devam eden Yeşil Bina pro- jesi var. Senelik ortalama 1 milyon 200 bin konutun satıldığı, binlerce projenin tamamlandığı bir ülke için bu rakamlar oldukça düşük. Özellikle Kentsel Dönü- şüm süreciyle beraber önümüzdeki 10 yılda Yeşil Binalar ve kentlere olan talebin artmasını bekliyoruz. Bu süreçlerin de mutlaka konusunda uzman kişiler tara- fından yönetilmesi ve kesinlikle yan bir iş olarak görülmemesi gerekiyor. Aksi tak- dirde hedeflenen faydanın elde edilmesi çok zor olacak, birçok çalışma ve emek boşa gidecek. Altensis Kurucu Ortağı Emre Ilıcalı

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=