Yeşil Bina Dergisi 37. Sayı (Mayıs-Haziran 2016)

22 YEŞİL BİNA / HAZİRAN 2016 RÖPORTAJ YEŞİL BİNA: 1989 senesinden bu yana Türkiye ve komşu ülkelerde inşaat sek- törüne hizmet sunan bir firmasınız, yani Yeşil Bina sektöründe yer alan en eski firmasınız... Türkiye’de Yeşil Binalar ile ilgili gelişmeyi nasıl görüyorsunuz? ÖMER MOLTAY: 2008 senesinde, Hong Kong merkezli Li Fung Holding’e Türki- ye’deki ofis binalarının enerji verimliliği, fotovoltaik enerji sistemi ve LEED sertifikas- yonu konusunda hizmet vererek sektöre girmiştik. Bundan daha önce de uluslara- rası firmalara danışmanlık vermiştik ama herhangi bir sertifikasyon talep edilmemiş olduğu için Li Fung’un aldığı LEED serti- fikası bizim için bir ilk oldu. O zamanlar LEED’in 2.2 versiyonu kulla- nılıyordu. Başvurular yine bugünkü gibi online yapı- lıyordu ama inceleme ve onaylama süreçleri yeterli değildi. Sistemin birçok açık noktası vardı. Zamanla sistem gelişti. USGBC k a y n a k l a r ı n ı çok iyi kullandı, sürdürülebilir- lik konusunda birçok yeni ürün piyasaya sundular. Bugün sertifikasyon sunan USGBC’nin kardeş kuruluşu GBCI’nin isminin Green Business Certification Institute olarak değişmesi de aslında bu nedenden dolayı oldu. Türkiye’de Yeşil Bina sektörü, zaten büyümekte olan inşaat sektöründe çok önemli bir noktaya geldi. Özellikle serti- fika alan yatırımcılar diğerlerine fark attılar. Ama aynı zamanda çok büyük bir bilgi kirliliği de ortaya çıktı. Çok üzücüdür ki sertifikasyon sürecini tamamlamayan ama sertifika almış gibi gösterilen projeler de var. Bu nedenle sertifikaların geçerliliğinin kontrolü çok önemli, isteyen herkes bunu internet üzerinden kontrol edebiliyor. YEŞİL BİNA: Sektörde diğer danışmanlara göre daha az sayıda projeye hizmet veri- yorsunuz. Bunun nedeni nedir? ÖMER MOLTAY: Biz hiçbir zaman Yeşil Bina sertifikalarını olabildiğince çok müş- teriye satılması gereken bir emtia ürün olarak görmedik. Zaten böyle hareket etti- ğiniz takdirde Yeşil Bina kavramının içi boşalmaya başlıyor, sertifikasyonun değeri azalıyor. Mimta EcoYapı için LEED, BRE- EAM gibi sertifikalar, sektöre verdiğimiz profesyonel mühendislik hizmetlerinin bir parçası. Genellikle zaten sürdürülebilirlik anlamında önemli bir yol katetmiş müşte- rilere hizmet veriyoruz. Bu müşteriler de bugüne kadar yaratmış olduğumuz güven sebebiyle bizi tercih ediyorlar. YEŞİL BİNA: Sürdürülebilirlik anlamında yol katetmiş müşteriler derken?.. ÖMER MOLTAY: İşin tasarım kısmı çok önemli. Tasarımcıların sürdürülebilirlik konusunda bilgi birikimleri, projenin ger- çekten ne kadar doğa dostu ve verimli ola- cağını etkiliyor. Bunu ne yazık ki Türkiye’de görmek istemeyenler var. LEED veya BRE- EAM sertifikası alındığında bir projeye hiç sorun yokmuş gibi davranılıyor. Halbuki tasarım aşamasında gözden kaçırılan o kadar çok nokta olabiliyor ki, bunlar ile- ride binanın işleyişi sırasında yeşil olması gereken bir binadan hiç de beklemeye- ceğiniz bir performansa neden oluyorlar. Bu, sektörün çocukluk hastalıklarından biri aslında. ABD ve Avrupa’da bu yaşandı, şimdi performans bazlı değerlendirme sistemlerine geçiyorlar. Türkiye’de de bu önümüzdeki 10 sene içerisinde olacaktır. US Green Building Council, Mimta EcoYapı’yı “LEED Proven Provider” Seçti Dünyada LEED sertifikalı binalarda ilk 10’a giren ülkemizde şimdi de “LEED Proven Provider” sıfatına sahip bir danışmanlık firması var: “Mimta EcoYapı”... Konuyla ilgili olarak Mimta EcoYapı Kurucu Ortağı Ömer Moltay’dan bilgiler aldık...

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=