Yeşil Bina Dergisi 30. Sayı (Mart-Nisan 2015)
46 YEŞİL BİNA / NİSAN 2015 Enerji Mimarlığının Hedefleri ve “Bir Öneri” YORUM Çelik Erengezgin ÇA-BA Tasarım Sanat Uygulama Ltd. Şti. www.erengezgin.net “Ö nce evreni, sonra dünyayı ve bu gezegende milyonlarca yıldır süren yaşamı gözden geçirmeliyiz... Sonra da bu muhteşem kurgu içindeki insanın yerini!.. Ardından, yaşam çevresine zarar veren ve enerjiye bedel ödeyen tek varlığın ‘insan’ olduğunu düşünmeliyiz” diye başlamıştım “İnsanca Yaşam!” başlıklı makaleme... Gelin birlikte, bir daha göz atalım yapabileceklerimize... Güneşine ve toprağına sahip çıkmak, ülkeye sahip çıkmaktır... “Enerji Mimarlığı” da, güneşin ve toprağın temsil ettiği enerji ve ekolojinin “ayrılmaz bütün” olduğunu idrak eden ve var olan değerleri yaşama yansıtan bir tasarım sürecidir. Her türlü bağımlılıktan kurtulmanın, ekolojik dengeleri korumanın, özetle “hayatta ve ayakta” kalmanın ve “sür- dürülebilir yaşamın” yoludur... Hedef sosyal, ekonomik ve ekolojik yıkımlara yol açmayan, kendisine yetmeyi bilen; yaşam ve üretim alanları yaratmak- tır... Unutmamak gerekir ki “halifelik” tanımı ile yaratım süreci, insanoğluna ema- net edilmiştir... Elbette kendisini yaratamaz, yoktan var edemez. Ama, var olanı koru- mak kollamak ve bu süreci sağlıkla devam ettirme görevi, insanoğlunun omuzların- işlevsellik taşıyan, interaktif bir eğitim alanı kazandıracaktır. Enerji ve Ekoloji “Doğru yön, doğru malzeme ve doğru tasarım” ilkeleri ile özetlediğim “Enerji Mimarlığı” yapıların, nefes alma doğallığı ve ölçüsünde enerji kullanmasını öngörür. Ne bir fazla, ne bir eksik!.. Gelecekten kork- mak istemiyorsak, doğal döngüye direnmeyi değil, uyum sağlamayı seçmeliyiz... Yaratım içinde, işe yaramayan ne bir eklenti, ne de fazla bir süs bulunur. Her varlık kendisine gerektiği kadar enerji üretir ve tüketir. Yaşam fonksiyonunun tam karşı- lığı olan deriyi ya da kabuğu kullanır. Gös- teriş değil, işlevsellik belirler onun formunu... Ekoloji, paylaşımdır. Eko- lojik yaşam, ödeşmeyi bil- mektir. Ekoloji, yaşam için gerekli enerjiyi sadece gerektiği kadar kullanmayı tercih etmektir. Ekolojik davranış, doğal kaynakları ve olanakları insanca bölü- şebilmeyi istemektir. Ekolojik denge, zihinsel enerjinin, fiziksel ve kimyasal ölçekte işlenip doğal dengeye dönüşmesidir. Tüketirken sağlığımızı da, çevreyi de tüketmeyen enerji biçimlerinin keşfidir. Bir yapının “ekolojik” olduğunu iddia etmek için önce enerji sınavından geçip geçmediğine bakmak gerekir. Enerjisini kendisi üretebilmekte midir?.. Bu bir. Üre- tebildiği enerjiyi nefes alma doğallığında kullanabilmekte midir?.. Bu iki. Ve bu kul- lanımın çıktısı ya da atığı, çevresinin canına mı okumakta, katkı mı sunmaktadır? Bu da üç.. İşte “Enerji Mimarlığı” dediğimiz şey de bu üç soruluk sınavdan alnının akı ile çık- mayı becerebilmektir!.. Yaşamın çekirdeği olan enerji ve onun ürünü olan ekoloji, çağımızın en önemli gündem maddesidir artık. Kendine yeten ve yenilenebilen enerjileri kullanarak, yaşam dadır... Sorumluluktan kaçamayız!.. Sanılanın aksine fakir değil, “kaynak zengini” bir ülkeyiz. Bu topraklar, maddi ve manevi değerleri ve insan kaynakları ile dün- yanın en şanslı ve en zen- gin ülkelerinden birini barın- dırıyor. Sadece “yaşam ve üretim” biçimlerimizi gözden geçirmemiz gerekiyor. Bunu sağladığımız takdirde, nerede yanlış yaptığımızı ve neleri değiştirebileceğimizi göreceğiz. Bir yerden başlamak gerek!.. Örneğin, enerji ve ekoloji adına çözüm- ler içeren ve kendisine yetebilen, kentsel kurguya ve her türlü yapılanmaya çözüm- sel göndermeler yapacak olan, bireysel ya da toplumsal kullanım amaçlı bir “Güneş Evi”, kendi içeriğinde, fiziki yaşama yönelik tüm olanakları gözler önüne seren ve kur- gusunun basitliği ile de cesaret veren bir başlangıç oluşturacaktır. Kendi olanakları ile ısıtmasını, soğutmasını, aydınlatmasını sağlayan ve atıklarını çözümleyen bir örnek olacaktır. Aynı zamanda topluma “Enerji Mimarlığı” ilkelerine göre inşa edilmiş, kalıcı
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=