Yeşil Bina Dergisi 30. Sayı (Mart-Nisan 2015)

ğin ısı enerjisine dönüşür. İşte, kalitesi düşen enerji için kullanılan ölçüye “ent- ropi” adı verilir. Entropi kavramı sezgisel bir büyüklüktür, kendine özgü bir birimi yoktur ve sıcaklık, basınç, ağırlık vb. fizik- sel büyüklükler gibi ölçülmesi mümkün değildir. Entropi artışı sonunda sistemde ısıl eşitliğe ulaşılır. Bardak içindeki suya konulan buz parçası bir müddet sonra erir ve bardaktaki suyun sıcaklığı (veya oda sıcaklığı ile) bir dengeye kavuşur. Kaos... Kaos teorisi, Newton’un belirlen- miş, rastlantıya yer vermeyen mekanik evreninden, “fiziksel bir sistemin belli bir zamandaki -buna başlangıç zamanı diyoruz- durumunu, yani konum ve hızlarını biliyorsak, diğer herhangi bir zamandaki durumunu da kestirebiliriz” diye özetlenebilen klasik mekanik felse- fesinden, düz çizgili geometrisinden çok farklı tanımlamalar getirmektedir. Buna göre, doğal sistemler; ontolojik (duyular üstü, madde olmayan yapı-enerji hali, duyularla kavranamayan) olarak kırınımlı (fractal), dinamikleri açısından ise düz çizgisel olmayan (non-lineer) özelliklere sahip görünmektedir. Hangi değişkenin neyle etkileşime girdiği belli olmamakta ve eski fizik, newtoncu mekanik paradig- malara göre, bir değişkene müdahalenin ne tür sonuçlara (neden-sonuç ilişkisi) yol açacağının önceden bilinebilirliğine ilişkin öngörüşünü geçersiz kılmaktadır. Kaos teorisi, sistemlerin düz çizgisel ilerleyen denge durumunda olmadığını, buna karşılık denge durumu, dengeye yakın durum, kaos durumu olmak üzere farklı durumlardan geçtiklerini belirtmek- tedir. Bu durumlara geçmeden önce çatallanmalar oluşmakta ve çatallanma- ların çoğalmasıyla kaos durumuna geçil- mektedir. “Kaos, hangi durumlarda ya da hangi sistem ve yapılarda ortaya çıkar”, “bir yapı ya da sistem hangi durumda kaotiktir” sorularına yanıt vermek güç- tür. Kaosun varlığını saptamak oldukça YEŞİL BİNA / NİSAN 2015 35 belirsiz bir durumdur. Diyelim ki seçtiğiniz herhangi bir sistem için bir zaman içinde değişim kurguladınız. Bu değişimin “baş- langıç durumuna hassas bağlılığa” sahip olduğunu nasıl anlayacaksınız? Kaotik olabilme olasılığı taşıyan bir yapının, yani potansiyel kaotik bir sistemin, gerçekte ne zaman kaos durumuna geçeceğinin önceden bilinemezliği zaten sistemin esas özelliğidir. Kaos ve Entropi... Dış dünya ya da çevresi ile madde ve enerji alış verişinde bulunan açık sis- temler, örneğin canlı organizmalar ve makineler, doğadaki entropinin genel artış eğilimine karşıt davranış içindeki adacıklardır. Bu özellikleri sayesinde bu varlıklar organizasyonlarını (düzenlilikle- rini) sürdürebilirler, yani yaşarlar. Banyo küvetinin zıt taraflarından dol- durulan sıcak ve soğuk su bir müddet sonra birbirine karışır ve ısıl dengeye ulaşır. Bu örnekten, kendisi de kapalı bir sistem olan evrenin düzensizliği ve karmaşayı tercih ettiğini söyleyebilir miyiz? İşte “istatistiksel fizik” bu sorunun yanıtını araştırır ve istatistiksel fiziğe göre doğa gelişigüzelliği, ısıl eşitliği ve organizasyo- nun olmadığı, bileşenlerin birbirine karış- tığı bir tekdüzeliği tercih eder. Yani sos- yal boyutu dahil evrende her şey “yokuş aşağı” gider. Sistem içindeki düzensizliğin (ve kaosun) artışı entropi artışıyla oran- tılıdır. Tüm evrenin entropi yasalarına tabi olduğu varsayılırsa, bu çok iyi örgüt- lenmiş, birbiriyle sıkı sıkıya elektronik, elektrik, mekanik modüller halinde eşleştirilmiş teknolojiler-sistemler, piyasa kurallarıyla oluşan şirketler, hatta ülke- ler zamanla yavaşlamak, parçalanmak, dağılmak, hatta yok olmak zorundadırlar. Örneğin buharlı makineler, beta video sistemi, nükleer enerji, Enron şirketi, Osmanlı İmparatorluğu, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği ve muhtemelen ile- ride “Süper Güç” ABD gibi... Yukarıda saydığımız “insan eliyle” oluş- turulan bütün bu sebepler ve sonuçlarının dünyamıza etkisi, aslında evrenin kaotik sistem yapısının “doğal” bir sonucudur. Ancak bu tür olayların önceden belirlene- mezliği, özellikle şiddetinin, boyutunun ve yaratacağı tahribatın önceden bilinemez- liği, entropinin artması sonunda oluşacak kaotik yapının da boyutlarının tam olarak kestirilememesine neden olmaktadır.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=