Yeşil Bina Dergisi 28. Sayı (Kasım-Aralık 2014)
YEŞİL BİNA / ARALIK 2014 49 araçlar ne yazık ki enerji verimliliği ile değil, fakat sadece enerji talebi ile ilgili - dirler. Enerji verimliliği burada iç mahal ısıl çevresinin kalitesi ile bu çevreyi koru - mak için gerekli enerji tüketim miktarı arasındaki ilişki olarak anlaşılmaktadır. Burada enerji talebi ile iç çevre arasındaki içsel-ilişkiyi dikkate almakta ve hesapla - nan BEEP değeri, Bina Enerji ve Çevre Performansı toplamına ilişkin bir gös - terge olmaktadır (Şekil 1). Burada düşük enerji tüketiminin yüksek enerji verimi ile eşdeğerde olmadığını açık biçimde göstermiştir. Enerji verimliliğini, toplam birincil enerji girdisiyle mahallin ısıtma veya soğutma talebi arasındaki ilişki olarak tanımlayan yöntemler, bir mahalde aynı iç çevresel koşulları yaratmak için gerekli enerji talebini karşılamak için sadece HVAC ve enerji besleme sistemlerinin verimini ölçmektedir. Bu yöntemler, bu koşulların, karşılaştırılan bütün bina tasarım seçeneklerinde elde edilmesi - nin olanaklı olduğunu varsaymaktadır ve düşünme biçimindeki temel yanlışlık buradadır. Değişik mimari tasarımlar ve ayrıca önerilen HVAC sistemlerinin tasa - rım ve uyarlama (configuration) biçimi, bütün seçeneklerde aynı iç mahal koşul - larının fiziksel olarak elde edilemeyeceği anlamına gelmektedir. BEEP yönteminde bina gövdesinin, yapısının (construction) ve mekanik sistemlerinin empoze ettiği fiziksel sınırlamalar tümüyle dikkate alınmaktadır. BEEP değeri, “kWh/m 2 .yıl primer enerji başına konforlu saat sayısı” gibi anlamlı birimlere sahiptir. Bütün Sistemleri Düşünme (Sistemi Bir Bütün Olarak Düşünme) Bir sistem, karakteristik bir davranışlar dizisi üretmek üzere yapısal bir örnekte birbirine içsel bağlantılı organize edilmiş elemanlar dizisidir. Sürdürülebilir gelecek gelişiminin anahtarı sistem düşüncesinde yatar; örneğin prolem çözmeye, problem çevresine sistemsel bir sınırın çizildiği ve potansiyel çözümlerin tüm sistemi oluş - turan diğer parçalar üzerindeki etkile - rini ihmal eden ve böylece tüm sistemin istenmeyen biçimde sürdürülemez gelişi - mine sebep olan bir yaklaşım değil, fakat problemin, sistemin bir parçası olarak anlaşıldığı bir yaklaşım. Sisteme bütüncül bir bakışla bakıl - ması gerekir; lineer bir neden sonuç iliş - kisinde değil. Çevrimsel (cyclical) bir neden-sonuç ilişkisinde odaklanmalı ve parçaların bütünle ilişkisi kavranmalıdır. Sistemi oluşturan elemanlar arasındaki etkileşimler ve bağımlılıklar incelenerek sistemin tümüyle ilgili bir anlayış elde edilebilir ve uygun çözümlere ulaşılabilir. Bina bağlamında değişik alternatif çözümler birbiriyle karşılaştırıldığında çoğu zaman çalışma halindeki enerji verimlilikleri dikkate alınır. Oysa birçok durumda üretim, konstrüksiyon ve atıkları (disposal) da içeren toplam enerji verimi düşünülmelidir. Örneğin enerji verimli - liğini artırmak üzere çift cephe içeren birçok binada ikinci cephenin işletim halindeki enerji tasarrufu yoluyla geri kazanımı için geçecek sürenin 25 yıllar düzeyinde olduğunu göstermiştir (3), (4). Dahası, bu gibi çift cepheler soğutma yükü olan iklimlerde yazın aşırı ısınmaya sebep olarak yarar kadar zarar da mey - dana getirebilmektedir. Dolayısıyla bu ve benzeri konular bütüncül olarak ele alın - malıdır. Bu amortisman süresi sadece primer enerjiler bağlamında hesaplan - mıştır, ekonomik geri-ödeme süresi çok daha uzundur. Günümüzde popüler medyada büyük gürültü kopartılan ve konutsal bina sek - töründe pasif ev kavramları adı verilen düşük enerji, bu problemlere tipik bir örnektir. Kaynaklardaki girdi (bina hac - minin artması ve ısıl yalıtım nedeniyle gömülü enerji, üçlü cam uygulaması, mekanik havalandırma sistemleri vb.) işletim sırasındaki düşük enerji talebinin getirdiği yararı önemli ölçüde azaltabi - lir. Çift cepheli bina gövdeleri üzerinde yapılan araştırmalar, enerji verimlilğini artırmak için tasarlanmış olan ve cephe - nin performansını bir ölçüde iyileştiren ve Şekil 1. BEEP Grafiği
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=