Yeşil Bina Dergisi 27. Sayı (Eylül-Ekim 2014)

YEŞİL BİNA / EKİM 2014 41 ve yürünebilir mahalleler içeren, güçlü cadde-sokak ağlarının yer aldığı, kendi içinde izole bölgeler barındırmayan veya bulunduğu bölge içinde izole olmamış, karma kullanımı teşvik eden, çevre dostu enerji etkin binalardan oluşan, yenile- nebilir enerji kaynaklarının kullanıldığı, sürdürülebilir altyapı sistemlerine sahip yerleşkeler oluşturmaktır. LEED ND Sertifika süreci dört aşama- dan oluşmaktadır: 1. SLL Ön Koşullarının Değerlendirme Aşaması - Arazinin mevcut altyapı ve ulaşım ağları üzerinde kurulu olduğunun ve yapılaşmaya müsait bir arazi olduğuna dair ilgili şartların sağlandığının gösterildiği aşama 2. Koşullu Onay - Projelerin ruhsata başvurusunu beklemeden alınan ön onay aşaması 3. Ön Sertifika Aşaması - Ruhsat onayını geçmiş veya inşaat aşamasında alınan ön sertifika aşaması. Böylelikle geliştiricinin projesini daha kolay pazarlaması hedeflenmiş 4. Sertifika Aşaması - Sertifika sürecinin tüm gereklilikleri yerine getirildiğinde, yani proje tamamlandığında, sertifikanın alındığı aşama. LEED ND’nin bina ölçeğinde değil de mahalle ölçeğinde sürdürülebilirliği ölç- meye çalışması, yeşil şehirler yolunda atılmış değerli bir adımdır. Birleşmiş Milletler tahminlerine göre, 2050 yılına kadar küresel nüfusun yedi milyardan dokuz milyara çıkması bek- lenmekte ve bu artışın yüzde 98’inin gelişmekte olan dünyada olacağı öngö- rülmektedir. Küresel kentsel nüfusun ise yaklaşık iki katına çıkacağı tahmin edilmektedir. Bu arada, birçok gelişmiş ülkede nüfus yaşlanacak ve durağan hale gelecek, yerel demografik kalıplar da artan ölçüde çeşit- lenecektir. Bu durumun yaratacağı etki- ler, önümüzdeki dönemde şehirlerimizin geleceğinin küreselleşme, iklim değişik- lerinin ve özel sektör yatırımcılarının da, dönüşüm projeleri, geliştirme projeleri, konut sitesi projeleri gibi, mahalle ölçeğin- deki projelerde”, yönetmeliklerin öngör- düğü asgari limitlerin üzerine çıkmaları ve sürdürülebilirlik ilkelerini bir üst seviyede uygulamaları teşvik edilmelidir. Bu aşamada gönüllülük esasına dayalı “yeşil mahalle sertifikaları”, sürdürülebilir yaklaşımlarının bir ölçütü olarak değer- lendirilebilir. Özellikle “kentsel dönüşüm” konusunun sürekli çeşitli bakış açılarıyla gündemde olduğu ülkemizde sadece bina ölçeği değil, mahalle ölçeğinin dik- kate alındığı bu tip bir sertifika süreci, ülkemize ve bina kullanıcılarına katacağı faydanın yanında, müteahhitlerin ve gay- rimenkul geliştiricilerinin fark yaratma ve pazarlama çabalarına destek de olabilir. Bununla birlikte, yabancı yeşil mahalle sertifikalarının ülkemiz koşullarına uygu- lanmasıyla ilgili bazı zorluklar söz konusu- dur. Ancak, yabancı menşeli bu sertifika süreçlerinin yerel koşullar için geliştirildiği unutulmamalı ve Türkiye için oluşturula- cak “yerel yeşil mahalle sertifikası” çıkın- caya kadar LEED ND veya BREEAM Com- munities gibi sertifika yaklaşımlarından yararlanılmalıdır. Böylelikle, bu sertifika yaklaşımlarını kullanmayı hedefleyen pilot kentsel dönüşüm projeleri ve yeni arazi geliştirme projeleri vesilesiyle yerel bir yeşil mahalle sertifikasının ilk adımları atılmış olacaktır. liği, kentleşme ve demografik değişiklikler gibi megatrendler tarafından şekillendire- ceğine işaret etmektedir. Hayat kalitesindeki artışa duyulacak ihtiyaç ve ekonomik rekabet, şehirleri daha az ve daha çevreci kaynak tüket- meye zorlayacaktır. Bu süreçte, yeni teknolojiler ve bütüncül yaklaşımlar, sür- dürülebilir şehir gelişimi için en önemli kaldıraçlar olacaktır. Gelişmiş atık yönetimi, etkin şehir altyapıları, akıllı şebekeler, verimli enerji üretimi ve dağıtım altyapısı, fonksiyonel ve verimli ulaşım sistemleri, çevresiyle uyumlu enerji etkin yapılar, kentte yaşa- yan insanların konforunu dikkate alan etkin iletişim seçenekleri, gelişmiş güven- lik ve sağlık sistemleri, temiz hava ve su teminine yönelik sistemler, söz konusu bu teknolojilerin önemli bir bölümünü oluşturacaktır. Ülkemizdeki nüfus artışı, kentleşme eğilimi ve şehirlerimizin gelecekteki ihti- yacı da dünyadaki genel eğilimle para- lel olacaktır. Ülkemizdeki 6,5 milyon konutun kentsel dönüşüm kapsamında değerlendiriliyor olması ise “bütüncül” yaklaşımların şehirlerimizde yaratacağı faydaların büyüklüğüne işaret etmektedir. Bütüncül yaklaşım kapsamında, ülke ve şehir yönetimleri daha üst ölçekte imar planları/master planları hayata geçirecek- lerdir. Yine bu kapsamda, ilave olarak müteahhitlerin, gayrimenkul geliştirici-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=