Yeşil Bina Dergisi 25. Sayı (Mayıs-Haziran 2014)

Kabul işlemlerini sadece lokal dağıtım şirketi yapmalı “Ülkemizde özellikle öz tüketim modelinde tüm bürokratik işlemleri, proje kabulü ve onayı dahil olmak üzere sadece bölgedeki dağıtım şirketi yapma - lıdır. Özelleştirme sürecinde milyarlarca USD bedel ödeyerek çok uzun süreliğine dağıtım haklarını alan şirketler, mutlaka küçük ölçekli güneş enerjisi santralleri - nin teknik onayını yapabilecek kapasiteye sahiptirler”. “Bir güneş enerjisi projesinin plan - lanmasından işletmeye alınmasına kadar geçen sürede ne kadar az devlet kurumu müdahil olursa, sistem o kadar hızlı ve sağlıklı ilerler. Türkiye’nin yüzlerce farklı bölgesinde, ilçesinde yapılacak 11 kW üstü tüm uygulamalar için Ankara’dan TEDAŞ ekibinin gelmesi bekleniyor. Üste - lik kabul işlemlerinde de standart dışı birçok olay yaşandığını uygulama şirket - leri birçok defa ifade etmişlerdir. Geçici kabul sürecinde (hele ki yaz döneminde yaşanırsa) yaşanacak 3-4 aylık gecikme, yatırımcının pratikte bir yıl kaybetmesine yol açıyor”. Tüm elektriğin satıldığı projelerde lisanslı-lisanssız ayrımı kalkmalı “İster 10 kW olsun ister 10 MW, üre - tilen elektriğin tamamının satıldığı tüm uygulamalar tek çatı altında toplanmalı ve aynı hukuki haklara sahip olmalıdır. Şu anda 999 kW proje yapmak ile 1001 kW proje yapmak arasında elektriksel olarak 2 kW, bürokratik olarak ise dağlar kadar fark vardır. O yüzden herkes 10x1 MW gibi aynı arazi içinde çoklu projeler yapmayı hedefliyor. 1 MW kurulu güç kıs - tası koyarak, lisanslı veya lisanssız proje ayrımı yapmanın herhangi bir bilimsel, teknik veya ekonomik anlamı yoktur. 10 yıllık alım garantisi bittikten sonraki süreç net bir şekilde şimdiden belirlenmelidir. Bilhassa finansör firmalar/bankalar ikinci 10 sene ile ilgili yasal bir altyapı beklentisi içindedir”. veya finansal gücü de yetersiz olabilir. Bu durumda yatırım yapmak isteyen gerçek ve tüzel kişiliklere atıl durumda bulunan çatılarını, uzun vadeli kiralayarak sürdü - rülebilir bir gelir modeli sağlayabilirler. Kiralanan çatıyla ilintili olarak abonelik oluşturma ve mevzuatın gerektirdiği diğer bürokratik sürecin aynen işlemesi temin edilmeli. Kısaca bu durumda büyük bir çatı=çiftçiden, köylüden veya devletten kiralanan arazi konumunda olacaktır. Üstelik çatı üstü montajı daha ucuzdur, daha güçlü/kolay bir elektrik bağlantısı imkanı sağlar ve güvenlik problemleri çok daha azdır. Bu da yatırımcı açısından boş bir arazi üzerine yapılacak proje geliştirme sürecine kıyasla daha cazip bir tercih olacaktır”. Özel mülkiyet içine yapılacak sistemlerde belediye onayı kalkmalı “Türkiye çatılarında 25 milyon güneş kolektörü ve içinde 80-90 derece sıcak su olan yüz binlerce tonluk depolar hiçbir denetime, yasal mevzuata tabi değilken, statik olarak mevcut çatılara en az zarar verecek PV kurulumlarının böyle bir izinle zorlaştırılması anlaşılır gibi değil. Birçok kurumsal firmanın bahçesinde yıllardır kullandıkları otoparklar vardır, bunların üzerine güneş paneli koymak için bele - diye izni alınması mantıkla örtüşen bir durum değildir.” “Zaten belediyelerin çoğu kendile - rine böyle bir sorumluluk verildiğinden haberdar değiller, olanlar bin bir sorun çıkartıyor, çıkarmayanlar ise nasıl bir kağıt imzalıyor biliyor musunuz: ‘Hiçbir sorumluluk almamak kaydı ile xx çatı - sının uygunluğunu onaylıyorum’. Zavallı güneş panelinin nasıl bir farklılığı vardır ki, chiller ünitesi-klima-uydu anteni-güneş kolektörü için istenmeyen tüm izinler kendisinden istenmektedir? Çatı, solar- otopark gibi projelerle ilgili tüm hukuki ve teknik sorumluluk sadece ve sadece müşteri ve uygulamayı yapan mühendislik firmasına verilmelidir. Mühendislik firma - sına ait imza sirkülerinin de başvurular sırasında alınması ile birlikte sorumlu kişi ve firmalar (bir kaza anında) rahatlıkla saptanacaktır. Dolayısıyla hiçbir pratik anlamı olmayan belediye onayı zorunlu - ğunun hemen yürürlülükten kaldırılması gerekiyor”. RÖPORTAJ 38 YEŞİL BİNA / HAZİRAN 2014

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=