Yeşil Bina Dergisi 18. Sayı (Mart-Nisan 2013)
YEŞİL BİNA / NİSAN 2013 39 larının mucididir. 1943 yılında ilk üre - timi yapıp 1953 yılında da seri üretime başladık. A Sınıfı Enerji Belgesi’ne sahip, ilk termostatik radyatör vanalarını da biz ürettik. Geçen sene Living By Danfoss serisi elektronik termostatik vanalarımızı piyasaya sunduk. Bu vanalar oda sıcak - lığını elektronik hissediyorlar ve zaman programlaması yapılabiliyorlar. Bunlarla klasik termostatik radyatör vanalarına oranla yüzde 23 tasarruf gerçekleştiri - lebiliyor. Binalar enerji tüketiminin ve sera gazı salımının büyük bir kısmından sorumlu - durlar. Danfoss olarak binalarda enerji tasarrufu ve konfor kontrol ekipmanı sağ - lıyoruz. Tabii ki tasarruf yaparken konfor koşullarından ödün vermemek lazım. İnsanlara konforlu ortamlar sunabilmek de çok önemli. Bunu yaparken enerjinin maksimum kontrolü sağlanmalı. Isıtma ve soğutmada en yüksek verim elde edilmeli. Atık ısı geri kazanımının sağlanması ve kontrol uygulamalarıyla insan faktörünün en aza indirgenmesi gerekiyor. Biz de burada devreye giriyoruz. Binanın ısıtma soğutma sistemi iyi dizayn edilebilir, yalıtım yeterli düzeyde yapılabilir; fakat üretilen enerji bina içinde dengeli bir şekilde dağıtılmazsa bunun pek önemi kalmaz. Özellikle sulu sistem tesisatta enerjiyi dengeli bir şekilde dağıt - mak gerekiyor. Su her zaman için ken - dine bulduğu en kolay yolu tercih eder. Kazana veya chillere yakın olan yerlere çabuk ulaşır. Diğer taraflarda ise yeterli miktarda ısınma sağlanamaz. Sistemde sıcaklığın doğru bir şekilde dağıtılması için balans vanaları kullanmak gerekiyor. Onun dışında binalarda lambalardan bil - gisayar sisteminden veya güneşten gizli ısı kazançları da oluşur. Dışarısı eksi 5 derece de olsa dışarıda doğan bir güneş, radyasyon ile içeride bir ısınma oluştu - rur. Binaların bu gizli ısıtmadan da isti - fade etmesi lazım. Bunun için de mekan içerisinde sıcaklık kontrol ekipmanları kullanılmalıdır. Bunlar da oda termostat - ları veya termostatik radyatör vanalarıyla sağlanabilir. Kontrolsüz bir tesisatta her zaman için aşırı ısınma ve aşırı soğuma meydana gelir. Bu da hem fazla enerji tüketimi hem de bina içinde oturanlar için konforsuzluk yaratır. Dolayısıyla hem enerjinin korunumu, hem de eşit kul - lanmak için sıcaklık kontrol ekipmanları kullanılmalı. İstenildiği kadar doğru enerji üretilsin veya doğru pompalar kullanılsın, ısı kaynağından uzaklaşıldıkça ısı düşer. Yeşil Bina: Ürün portföyünüzde ısı pompaları da var... Isı pompalarının avan - tajları nelerdir? Burak Kolsuk: Danfoss 2004 yılında, ilk ısı pompasını geliştiren İsveçli Ther - mia firmasını satın aldı ve çok güçlü bir konuma geçti. Hava kaynaklı ısı pompa - ları üretiyoruz. Eksi 20 derece dış hava şartlarına kadar çalışabiliyor. Bu şartlara göre içeride ısıtma ve sıcak su tedariği sağlayabiliyorsunuz. Isı pompaları çok basit bir çözüm kaynağı aslında. Özellikle doğalgazın olmadığı bölgelerde hem ucuz hem de temiz bir çözüm oluyor. Kömürle, odunla uğraşmıyorsunuz. LPG ile kıyas - ladığınızda çok daha ucuz. Ve bir birim enerji ile 4-5 birim ısıtma elde edebiliyor - sunuz. Isı pompaları Türkiye’de henüz çok fazla yaygın değil. Enerji, en önemli ve en pahalı emtia olma yolunda. Altından sonra gelen değer. Dolayısıyla insanlar bu tarz alternatif enerjileri oldukça kul - lanıyorlar. Isı pompası da bunlardan biri. Gün geçtikçe Türkiye’de de yaygınlaşıyor. Bir birim enerjiyle ne kadar enerji elde edebiliyorsak o kadar kazançlı oluruz. Isı pompaları da düşük sıcaklıklı sistem - lerde daha verimli çalışıyor. Dolayısıyla bir konutta ısı pompası, artı döşemeden ısıtma en optimum enerji verimliliği ve maksimum çözümü sunuyor. Yeşil Bina: Türkiye’de binalarda enerji verimliliği konusundaki yorumlarınız nelerdir? Öncelikle neler yapılabilir? Burak Kolsuk: Türkiye’de binalarda enerji verimliliğinin sağlandığı söylene - mez. Enerjinin verimli kullanılmamasının sebebi kullanıcının bilinçlendirilmeme - sidir. Bunun en büyük sebeplerinden birisi de merkezi sistemlerde metrekare bazında bir paylaşım beklenmesi. Her sene apartmanlarda aidatlar belirleniyor. Bu tamamen metrekare bazında düzen - lenen bir şeydi. Kullanıcı radyatörünü kıssa da açsa da aynı parayı vereceği için pek umurunda değildi. Dolayısıyla içeride terleyince cam açıyor, üzerini çıkartıyordu. Kimse radyatörünü kısmı - yordu. Fakat BEP yönetmeliğiyle insanlar üstlerine bir tane daha kazak giymeye başladılar. Çünkü nasıl odadan çıkarken ışığı kapatıyorsak artık tükettiğimiz kadar ödeyeceğimizin bilincine de varıyoruz. O yüzden termostatik vana doğru ayar - lanmalı. Isıyı İstanbul’da 1 °C artırmak, ısınma maliyetini yüzde 6, Ankara’da ise yüzde 12-13 artırıyor. Dolayısıyla buna dikkat edilecek. Ve ülkedeki enerji tüke - timi azalacak. Enerjide yurtdışına bağımlı bir ülke olduğumuz için bu çok önemli. Yalıtım yapılan binalarda tasarruf ve kontrol ekipmanı kullanılmadığı zaman da tüketimin arttığının farkına varılmalı. Bir bina diyelim ki 100 birim enerji tüketse, yazın yalıtım yaptırsa, ertesi kış 108 birim enerji tüketiyor. Yalıtım yapılan binalarda eğer siz kazan dairesinde ve mekan içeri - sinde doğru tasarruf ekipmanı kullanma - dığınız zaman insanlar camlarını açmak zorunda kalıyorlar ve tüketim daha artıyor. Belli tasarruf ve kontrol ekipmanı kullanıl - madan yalıtım yapmanın çok bir anlamı yok. Yani ikisi birbirlerini tamamlıyorlar. Bir binada yalıtım yapılsa, bunun geri dönüşü altı yedi sene. Ama binada yalı - tımı yapılmadan bile doğru balanslama ve termostatik radyatör vanası kullanımının maliyetinin dönüşü bir buçuk sene kadar oluyor. Dolayısıyla öncelikle iç oda sıcak - lığını dengelemeye çalışmak çok daha mantıklı. Bu sağlandıktan sonra yalıtım çalışmalarına başlanmalı.
Made with FlippingBook
RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=