Yeşil Bina Dergisi 18. Sayı (Mart-Nisan 2013)

35 YEŞİL BİNA / NİSAN 2013 G ünümüzde havalimanı terminal binaları, yüksek yolcu kapasite- leri ile adeta birer küçük şehir gibi çalışmaktadır. Bu büyük ve karmaşık yapıların içinde günlük yasam hiç durma- dan devam etmekte, yolcu kapasiteleri büyüdükçe çeşitli sorunlar da berabe- rinde gelmektedir. Yolcu sayıları arttıkça, gerek duyulan enerji de aynı oranda ivme kaydeder. Havalimanı işletmecilerinin de en büyük sıkıntısı tam da bu noktada ortaya çıkmaktadır; büyük oranda iklim- lendirme ve elektrik enerjisi masrafları. Enerji her zaman iki açıdan düşünül- melidir: Enerjinin verimli üretilmesi ve de kullanılması. Bugün dünyada yeni yapılan ya da yapılmakta olan havalimanlarına bakıldığında, hemen hemen her projede enerji verimliliğinden ve karbon salımın- dan bahsedilir. Yatırım rakamları oldukça yüksek olan bu yapıların enerjiyi sömüren mekanizmadan sıyrılıp, akıllı üreten ve kullanan yapılar olması hedeflenir. Bu şekilde yapılacak yüksek yatırımların geri dönüşümü hızlandırması istenir. Böyle bir ekonomik hedef, ekolojik hedefin de tanımlanmasını sağlar. Siz enerjinizi verimli ve yenilenebilir kullandıkça ekolo- jik hedeflerinize de dolaylı yoldan ulaşmış olursunuz. Karmaşık mimarisi ve mühendisliği olan bu yapılarda hedeflere ulaşabilmek için multi-disipliner bir çalışmanın önemi çok büyüktür. Projenin ilk dönemlerinde belirtilmesi gereken doğru hedefler ve bu hedeflere bağlı yaklaşımların, projenin her safhasında titizlikle irdelenmesi, ince- lenmesi ve uygulanması gerekmektedir. Mimarın aklındaki çizgilerin, mühendis- liğin bakış açışı ve öngörüleri ile des- teklenmesi şarttır. Tasarımın odağında olan insan ve onun gereksinimlerinin ilk aşamada çok iyi değerlendirilmesi gerek- mektedir. Havalimanlarında hemen hemen hepi- mizin yasadığı bir durum vardır. Uçaktan ineriz, bir an terminal içinde üşüdüğü- müzü hissederiz, ardından biraz yürür ve sıcaktan bunalırız. Bunun en önemli etkenleri yapı fiziğinden ve iklimlendirme sistemlerinin doğru planlanmamasından kaynaklanmaktadır. Seçilen yanlış cam- lar, cepheye yakın mahallerde yüksek ısınmalara yol açarken, termal konforu da oldukça düşürür. Mahal içinde öngö- rülen iklimlendirme seviyesinin bilinçli bir şekilde düşürülmesi ya da artırılması büyük tasarruflara yol açarken, insanın konforundan da ödün vermemektedir. Bu işletmeci için çok büyük kazançları beraberinde getirecektir. Bu tarz önlemler ve çözümler çok dik- katli belirlenmeli ve incelenmelidir. Yapıl- ması gereken, aktif termal simülasyonlarla havalimanı içindeki sıcaklık dereceleri ve iç hava kalitesinin değerlendirilmesidir.

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=