Yeşil Bina Dergisi 18. Sayı (Mart-Nisan 2013)

YEŞİL BİNA / NİSAN 2013 27 larsa enerji simülasyonu için çok geç kal- mış olacaklarını söylemiştik) yaklaşık 16 ay sonra LEED teklifi topluyor ve yabancı bir firmayla anlaşmak üzere... Bu yabancı firma ise gelip bizi taşeron olarak kul- lanmak istiyor, çünkü aslında Türkiye’de çalıştırabilecek bir LEED uzmanları yok. Simülasyon yapacak firmaların ulusal veya uluslararası olmaları önemli değil, simülasyon uzmanının mekanik tasa- rımdan anlayıp anlamadığı ve ne kadar yıldır benzer binalarda çalışmalar yaptığı önemlidir. Ayrıca simülasyon çalışmaları binanın alanı ile ilgili fiyatlandırılamazlar. Bina tasarımının ne kadar komplike oldu- ğudur fiyatı şekillendiren. Peki, tasarımı bile size göstermeden fiyat isteyen işverene bunu nasıl anla- tacaksınız? Ya da bir saat sonra olacak Yönetim Kurulu toplantısına verilmek üzere teklif isteyenlere?.. LEED uzmanlarına gelince... Kaç yıldır LEED AP oldukları değil, ne tecrübede profesyoneller oldukları önem- lidir. Üniversitelerimizden yeni mezun olan öğrencilerimizin en hızlı LEED AP olan profesyoneller olduğunu, en sık gördüğüm örnekler olduğu için rahatça söyleyebilirim. LEED ve BREEAM gibi sistemler çok hızlı değişikliklere uğradı- ğından akreditasyonu olan profesyonel- lerin de bu sistemlerdeki değişiklikleri çok yakından takip etmeleri gerektiğini belirteyim. Bu nedenden dolayı USGBC geçtiğimiz senelerde iki yılda bir “sürekli eğitim kredilerini” yollamayı, hem “LEED Associate” hem de “LEED AP” olanlar için zorunlu kılmıştır. Yeşil Bina sektörü ve danışmanlığı sancılarla büyüyor. İşverenin yanlış bil- gilendirmelere maruz kalmaması için mümkün olan en erken aşamada Yeşil Bina yapma kararını vermesi ve müm- künse işveren tarafında çalışacaklara ÇEDBİK’ten Yeşil Bina eğitimleri aldır- masıdır. Yeşil Bina yapmak “Planlama” yapmakla başlar. Gereken bütçelerin ve insan kapasitesinin ayrılması için mutlaka son dakikaya bırakılmayan bir satın alma sürecinden geçilmesi gereki- yor. Ülkemizde satın almalar “en düşük fiyata” iş verme geleneğini sürdürürlerse, Türkiye’de binalara yeşil sertifika alınması için formları gerektiği şekilde dolduracak bir danışmanlar ordusu yaratılır ve ulus- lararası yeşil örgütleri zengin eden bir sektör çıkar ortaya. Ama bu binalar yeşil olur mu, göreceğiz... Bir başka en yanlış uygulama ise, BREEAM Değerlendirmeci firmanın proje yönetimi firması şekline dönüştürülüp zaten değerlendirme yapacağı raporları hazırlayan firmalarla sözleşme yapması- nın istenmesi. Çok boyutlu bir menfaat çatışması yaratan bu durumda işverenin, müelliflerin koordinasyonu için zamanının ve bütçesinin olmamasından kaynakla- nan ve tamamen denetçiyi zor durumda bırakan bir durum. Halbuki ideal bir BRE- EAM sertifikasyon işinde denetçi müellif firmalarla sözleşme yapmaz. Bu yönetim ve koordinasyon Proje Yönetimi tarafın- dan yapılır. Ve proje yönetimide BREEAM denetçiliği yapmaz. Sektörde yalnızca LEED ve BREEAM gibi sistemlerle Yeşil Bina yapılacağına dair sonsuz bir güven var. Ancak bu sis- temlerin öngördüğü kriterlerin dışında “en iyi örneklere dayanarak yüksek per- formanslı binalar” yapmak mümkün. Bu sistemlerin reçete verir gibi Yeşil Bina yapmamıza yardım ettikleri hiçbir zaman unutulmamalı. Ayrıca, reçetesel yakla- şımların yaratacağı risklerin de farkında olmamız gerekiyor. Bugün sektördeki şartnamelerden, enerji simülasyonu fiyat tekliflerinin projeler görülmeden verilme- sine kadar aksaklıkları gözlemlediğimizde, Türkiye’de bugün Yeşil Bina olduğunu düşündüğümüz birçok binanın, ileride hedeflenen performans hedeflerini ger- çekleştirmedikleri ortaya çıkacak. Burada şimdiden söyleyelim, bu yanlışlara sebe- biyet vererek ya da itiraz etmeyip kabul- lenerek, “teknik, kanuni ve kontratlarla” ilgili birçok riske hep birlikte ortak olu- yoruz. Sektör liderlerinin ve karar vericilerin görevlerinden birisi de, ülkemizde yeşil sektörde danışmanlar başta olmak üzere, yeşil istihdamı ve kapasiteyi geliştirecek şekilde bütçe ayrılmasını sağlamak ve yeşil sektörü doğru profesyonellerle yeşertmektir...

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=