Yeşil Bina Dergisi 14. Sayı (Temmuz-Ağustos 2012)

50 YEŞİL BİNA / AĞUSTOS 2012 MAKALE rinde de azalma sağlanarak belli oranda elde edilen enerji tasarrufu ile iklimsel ve görsel konfor koşullar elde edilebilmek - tedir. Ayrıca, cephe tasarımları ve güneş kontrolü açısından da estetik çözümler sunmaktadır. Cam, tıpkı bir deri gibi çevre koşullarına cevap verebilen bir kılıf gibidir. Gelişen cam teknolojisi ve camın çalışma prensibine göre camlar aktif ve pasif ola - rak ikiye ayrılmaktadır. Pasif sistemler: Bu sistemde kulla - nılan camlar optik yasaları kullanarak, hacme günışığının alınmasını ve güneş kontrolü yapılmasını sağlamaktadır. Cama bu özellikler üretim aşamasında katılmak - tadır. Tayfsal seçici camlar, açısal seçici camlar gibi. Aktif sistemler: Bu sistemde yer alan camlar, içinden elektrik akımının geç - mesi sonucunda saydamlık oranı değişen, günışığı kontrolü sağlarken güneş enerji - sini elektrik enerjisine çeviren sistemler - den oluşmaktadır. Fotovoltaik paneller, elektrokromik camlar gibi [20]. Yapı ölçeği küçük olduğunda yerel malzemelerin kullanımının temin edi - lebilme açısından daha kolay olduğu, ancak, yapı ölçeği büyüdüğünde, kul - lanılan malzemelerin yerelden endüstri ürününe geçiş yaptığı, genellikle modern yapı teknolojisi ürünü malzemeler kulla - nıldığı görülmektedir. Ama ister yerel, ister teknolojik kökenli olsun, her iki grupta da malzemelerin seçim ve kullanım amacı, hatta teknolojik malzemelerin üretim amacı, yapı için enerji üretmek ya da enerjiyi daha az kullanmak prensibine dayanmalıdır. Çağdaş Malzeme Kullanımı Ekolojik kriterler içinde değerlendirilip Yeşil Bina olarak nitelendirilen yapılarda malzeme ve kaynak kullanımı konu - sunda çeşitli prensiplerin ortak olduğu görülmektedir. Bunlar, inşaat atıklarının kullanımı, geri dönüştürülmüş ve yerel malzeme kullanımıdır. İstanbul Gebze’de Yeşil Bina örnekle - rinden biri olan Siemens binasında inşaat atıklarının yüzde 75’i değerlendirilmiştir. Betonda bulunan uçucu kül, geri dönüş - türülmüş demirden yapılan her türlü çelik malzeme, geri dönüştürülmüş ahşaptan üretilen yükseltilmiş malzeme kullanımı tercih edilmiştir. Böylece, toplam inşaat malzemelerinin yüzde 35’inde geri dönüş - türülmüş malzemelerden yapılan ürünler kullanılmıştır. Nakliye, maliyet ve yerel ekonomiye sağladığı hareketlilik açısın - dan toplam inşaat malzemelerinin yüzde 40’ında yerel malzeme tercih edilmiştir [21]. Avustralya’da uygulanan CH2 bina - sında, kullanılan malzemeler için en düşük kullanım süresi 100 yıl olarak belir - lenmiştir. Malzeme seçim ve kullanımında minimum enerji kullanımı, maksimum dayanıklılık, minimuma indirilen yeni - leme, maksimuma çıkarılan sürdürüle - bilirlik anlayışı hakimdir. Temel prensip bölgesel olarak yetiştirilen, kaynaklı ya da üretilmiş malzemelerin kullanılmasıdır [22]. R. Piano tarafından tasarlanan Kalifor - niya Bilim Müzesi’nde, inşaat atıklarının yüzde 90’ı geri dönüştürülmüştür. Temel kazı alanından çıkarılan 32 bin ton kum San Francisco’daki onarım projelerinde kullanılmıştır. Yapıda kullanılan çeliğin yüzde 95’i geri dönüştürülen kaynaklar - dan elde edilmiştir. Sürdürülebilir verimli ormanlardan elde edilmiş olan yüzde 50 kereste, geri dönüştürülmüş kotlardan (blucin) gelen yüzde 68 yalıtım malzemesi olarak kullanılmıştır [23]. Verilen örneklerde görüldüğü gibi mal - zeme kullanımında prensip kararlar aynı - dır. Ancak, belirttiğimiz kararlar dışında bazı projelerde kullanılan malzemeler, yapının enerji verimliliğini artırmak ve enerji üretimine doğrudan katkı sağla - mak amacıyla özel olarak tasarlanmıştır. İsviçre’de D. Schwarz tarafından tasarlanan Güneş Evi’nde (Şekil 7), cam paneller arasında parafin doldurulmuş plastik torbalardan oluşan yeni tür bir ön cephe geliştirilmiştir. Bu sistem çimento - nun sağladığına oranla on kat fazla ter - mal depolama özelliğine sahiptir. Gündüz sıcaklığında parafin sıvılaşıp evre deği - şimi sayesinde termal depolama kütlesi görevi görmektedir. Güneşli bir kış günü - nün sonunda parafin erimiş olduğundan duvarın rengi daha açık bir hal alarak ışığı daha fazla geçirmektedir. Yapı prefabrik kereste ünitelerden meydana gelmekte - dir. Dış duvarlar için iyice yalıtılmış 40 cm’lik oyuk kutu elemanlar kullanılmıştır. Çatı ve taban, ufalanmış atık kağıt ile dol - durulmuştur [24]. Ekolojik “sürdürülebilir inşaat” kriteri ile uyumlu olarak tasarlanmış olan Hyper- green Consept Tower’da çevreye her gün saygı prensibi ile çevre dostu malzemeler ve güncellenebilen inşaat teknikleri uygu - lanmaya çalışılmıştır. Kulede, kendinden yerleşebilen, üstün performanslı beton (RPB) kullanımı öngörülmüştür (Şekil 8). Bu beton, geleneksel betonlara göre ultra yüksek dayanıklılık ve dayanım özellikleri yanında, inşaat için gerekli hammadde miktarını ve yapının toplam ağırlığını azaltmaktadır. Yapının kabuğu dokun - muş bir örtü gibidir. Hem güçlü hem zarif bir izlenim yaratmaktadır [25]. Reaktif Pudra Betonu (RPB) genel kavram ola - rak mikroyapı mühendisliği yaklaşımıyla geliştirilmiş bir malzemedir. Günümüzde Şekil 7. Güneş Evi, İsviçre, [24]

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=