Yeşil Bina Dergisi 14. Sayı (Temmuz-Ağustos 2012)

YEŞİL BİNA / AĞUSTOS 2012 47 dan elde edilişinden başlayıp, üretilmesi, taşınması, kullanılması ve yok edildikleri aşamaya kadar geçen süreçte, enerjiyi etkin kullanan yapı malzemelerinin ter - cih edilmesi, yapılarda enerji verimliliğini artırmaktadır [2]. 1970’lerde başlayan enerji verimli - liği çalışmaları ile birkaç on yıldır yapı üretimlerinde geleneksel yapı malze - melerinin kullanımı söz konusudur. Bu dönüşümde, kaynakların azalması, yerel malzemelerin sahip olduğu olumlu özel - likler, ortaya çıkan çevre ve sağlık prob - lemlerinin, sebeplerinin, çağdaş malzeme üretim ve kullanımı süreçlerinde gözlen - mesi ve yaşanması, Yeşil Bina değerlen - dirme sistemlerinin malzeme kullanımı konusundaki sınırlamaları etkili olmuştur. Yerel kaynaklara bu ılımlı yaklaşım haklı gerekçeler de içermektedir: ekonomik, sağlığa uygun, sıcak ve farklı, ısıl perfor - mansı iyi, çevre dostu olması gibi. Çeşitli Yeşil Bina değerlendirme sis - temlerinde bir yapının Yeşil Bina olarak tanımlanabilmesi için gözönüne alınan kriterler içinde, malzeme kullanımı ortak konulardan biridir. Ancak, yapının kriter - lere uygunluğu konusunda yapılan değer - lendirmelerde, malzeme kullanımı çoğu zaman ikincil bir öneme sahiptir. Buna rağmen malzeme için belirlenen ilkeler önemli bir içeriğe sahiptir: hepsinde ortak amaç, kullanılan malzeme miktarını azalt - maktır. Çünkü, malzemelerin üretilmesi - nin, taşınmasının ve depolanmasının bir maliyeti ve çevreye olumsuz etkisi vardır. Bu amaçla geri dönüşebilir, tekrar kulla - nılabilir, yenilenebilir kaynak kullanımı ve yerel malzeme olması, bir yapının üretiminde malzeme seçimi ve kullanımı açısından dikkat edilen konulardır [3,4]. Aynı amaç çevresinde, ancak farklı bir bakış açısı ile “Remaking the Way We Make Things” kitabının yazarları McDo - nough ve Braungart “Cradle to Cradle” sistemi ile “Yaşam”larının sonunda ara - ziye boşaltılan ya da gömülen “Beşikten Mezara” kullanılan ürünler tasarlamak yerine, malzemeleri kapalı döngülerde sürekli olarak dolaşan, devri daim yapan ürünler üreterek “Beşikten Beşiğe” kulla - nımın mümkün olabileceğini savunmak - tadır. Bu sistemin kullanımı ile üretim süreçlerinin, atık üretimini sıfıra indir - diği gibi, maliyetlerini de önemli oranda düşüreceğini belirtmektedirler. “Beşikten Beşiğe” ana fikri ile malzeme, klasik geri dönüşüm sisteminden farklı olarak tama - men doğa dostu yöntemlerle üretilebil - mekte, kullanılabilmekte, işlevi bittikten sonra dönüştürülerek tekrar kullanılabil - mektedir. McDonough ve Braungart, Yeşil Binalarda C2C sertifikalı malzemelerin kullanımı ile binaların tasarım sürecinin eksiksiz ve amacına en uygun bir şekilde gerçekleşmesini sağlayabileceğini belirt - mektedirler [5]. Belirtilen yaklaşımlar, kaynakların azalması, çevre kirliliği gibi ortak prob - lemlerin çözümü için düşünülen, uygu - lanan sistemlerdir. Ve bu problemlerin oluşumunda “Malzeme” önemli bir paya sahiptir. Çünkü, malzemelerin üretim aşa - masındaki enerji kullanımı dışında, yapı yaşam döngüsünün yapı malzemesiyle ilgili aşamalarında çok miktarda enerji tüketilmektedir (embodied energy). Yapı - lan bir çalışmada, örnek bir yapının yaşam döngüsü boyunca enerji harcamasının yaklaşık yüzde 20’sinin yapı malzeme - lerinden kaynaklandığı belirtilmiştir [6]. Malzeme Kullanımında Dönüşüm Bir tasarımcı daima üç kaynakla çalışmak zorundadır: malzeme, enerji ve enformasyon. Malzemelerin mukavemet, rijitlik, ağırlık, görünüş gibi özelliklerinin yanında üretim şekli ve maliyeti, mal - zeme seçimini yönlendiren etmenlerdir. Bu nedenle, enerjinin sınırlı olduğunu fark eden insan, doğadaki yenilenebilir ve yerel kaynaklara yönelmektedir. Bugün geniş bir meslek grubu, insan ve ürün tarafından beklenilen özelliklere sahip, enerji, malzeme ve üretim sistemlerini yeniden gözden geçirmektedir [7]. Özellikle sürdürülebilir, enerji etkin inşaat malzemelerine duyulan ihtiyaç, inşaat süreçlerinin maliyetini ve çevresel etkisini azaltabilen alternatif malzemelere ve yöntemlere ilişkin kapsamlı araştırma - ların yapılmasına neden olmuştur. İklim değişikliğinin ve azalan fosil yakıtı teda - riklerinin etkileri daha çok gündemde yer işgal ettikçe basit, düşük enerjili yapı mal - zemesine duyulan ihtiyaç gün geçtikçe artmaktadır. Bu arayışlarla özellikle yerel ve geleneksel malzeme kullanımı önem kazanmaya başlamıştır. Yerel malzeme - nin tercih edilmesinin nedenleri olarak maliyet, nakliye ve çevrecilik; geleneksel malzemenin tercih edilme nedenleri ola - rak ise maliyet, nakliye, farklılık arayışları, çevrecilik ve sağlık sayılabilir. Maliyet: Fosil yakıtlı enerji kaynakları azaldığı için bu kaynaklara dayalı olarak üretilen malzemelerin maliyetleri de art - maktadır. Maliyet nedeniyle yerel olarak elde edilebilen, az işlenen yapı malzeme - lerine olan ilgi yoğunlaşmaktadır. Nakliye: Hammaddenin üretim yerine, malzemelerin de yapı alanına taşınması sırasında ortaya çıkan çevre sorunlarının önlenmesi, taşıma enerjisinin azaltılması, ürünün kayıp vermeden taşınması, kirle - tici atıkların oluşumunun engellenmesi için yerel ürünlerin ve geleneksel malze - melerin kullanımı çevresel bir davranış olmaktadır [6]. Farklılık arayışları: Çağdaş malze - melerin teknik ve soğuk görünümünden hoşlanmayan kişiler, farklılık arayışları ile yakın hissettiği, sıcak bulduğu elle yapılan toprak ve türevi, taş malzemelere daha çok ilgi göstermektedir. Çevre dostu: Yerel ve geleneksel mal - zemelerin çevreye üretimleri sırasında atık gaz vermemeleri ve üretimleri için az enerji gerektirmesi, kirlenme ve kaynak kullanımı açısından çevreci olması tasa - rımcılar için önemlidir. Sağlık: Malzemelerin üretimi sıra - sında herhangi bir kimyasal işlemin uygulanmaması, doğal haline yakın, az

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=