Yeşil Bina Dergisi 13. Sayı (Mayıs-Haziran 2012)

YEŞİL BİNA / HAZİRAN 2012 27 rulmalı; şehir dokusu, kimliği ve ikonları korunmalı. Dönüşüm, ekonomik gelişimi de destekleyecek şekilde yapılmalı ve buna yönelik, yabancı sermaye girişini destekleyecek yeni iş alanlarının yaratıl- ması hedeflenmeli. Dönüşümün bedeli sadece devlet tarafından değil, geliştiri- ciler ve yaşayanları da içeren ilgili tüm taraflarca karşılanmalı. Tüm paydaşlar, özellikle mülk sahipleri tarafından gere- ğinden fazla hak elde edilmemesi için gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı ve tüm binalar yıkılmamalı. Her bir bina ele alınarak, güçlendirme, fonksiyon değiş- tirme gibi önlemlerle iyileştirilerek kentin dokusu mümkün olduğunca korunmalı.” Kentler dönüşüyor “Yaşamlar giderek değişiyor ve kentler dönüşüyor. Kentsel dönüşüm, mütekabi- liyet, 2B gibi bizce çok doğru ve faydalı bir sürece giriyoruz. Tabiî ki bu uzun bir süreç olacak. Soyak olarak, kentsel dönüşüm yasası kapsamında dönüşüme tabii olacak alanlarda enerji verimliliği denetimlerinin de yapılması konusunu gündeme getirdik. Binalar, depreme dayanıklılığının yanısıra çevreci ve enerji verimliliği açısından da değerlendirilmeli. Bu konu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından da uygun bulunarak destek- lendi...” türümüzün bir parçası olarak sürekliliği olan sosyal sorumluluk projeleri gerçek- leştiriyoruz. Çevre ve eğitim konularında projeler üretiyor, sürdürülebilir yaşam yaklaşımıyla sertifikasyon çalışmaları yapıyor, enerji verimliliği ve Yeşil Bina gibi konularda araştırmalar yaparak pro- jelerimizi bu yaklaşımla hayata geçiriyo- ruz. Dünyanın geleceğine katkı sağlayan çevreci uygulamaların etki alanımızda olan bütün bölgelerde yaygınlaşması için çalışıyoruz ve bununla gurur duyuyoruz. Bunu gelecek nesillere olan borcumuz olarak görüyoruz.” Tüm çalışmalarımızı sürdürülebilir doğrultuda gerçekleştiriyoruz “Sürdürülebilirlik gün geçtikçe daha da önem kazanan bir kavram haline geli- yor. Dünya nüfusu ve enerji tüketiminde meydana gelen artışla küresel ısınma ve beraberinde gelen çevresel ve toplumsal sorunlar, yaşamımızı ileride daha da çok etkileyecek konular olarak öne çıkıyor. Bu etkiler ekonomiyle de yakından ilgili. Kurumların gelecek stratejileri içerisinde, varlıklarını sürdürmeye yönelik politika- lar, artık iklim değişikliği süreçlerini de kapsayacak şekilde hazırlanıyor. Geçmiş- ten günümüze, günümüzden geleceğe taşınacak kurum politikaları içerisinde sürdürülebilirlik rekabet stratejileri de oluşturulmaya başlanıyor. Bugün Soyak adı, sürdürülebilirlikle birlikte anılıyor. Yalnız gayrimenkul değil, enerji, çimento ve döküm sektörlerindeki faaliyetlerimizi de sürdürülebilir yaşam anlayışı doğrul- tusunda çevreye ve toplum değerlerine saygılı olarak yürütüyor ve kurum kül-

RkJQdWJsaXNoZXIy MTcyMTY=