TSKB Gayrimenkul Değerleme'den Kıdemli Değerleme Uzmanı Berk Ünsal: "Yasal Zorunluluklar Sıkılaştırılmalı"
Yeşil Bina: Türkiye’de gayrimenkul sektörü son yıllarda ciddi gelişme gösterdi. Yeşil binalar bu gelişimden hak ettikleri payı aldı mı? Berk Ünsal: Dünyada LEED, BREEAM gibi çeşitli Yeşil Bina sertifikalarına sahip yaklaşık 100 bin Yeşil Bina bulunuyor. Türkiye’de ise bu sayı yüzü aşıyor. Bu açıdan baktığımızda Yeşil Bina gelişiminde almamız gereken çok yol olduğunu düşünebiliriz. Bununla birlikte artan bir ivmeyle her geçen gün Yeşil Bina sertifikalı yapılarımızın sayısı da artıyor. Ayrıca Yeşil Bina sertifikasına başvurmayan ancak binalarında enerji etkin özellikler kullanan projeler de bulunuyor. Gayrimenkul sektöründe gelişmenin ve rekabetin artması diğer projelerden farklılaşmayı da zorunlu kılıyor. Bu bağlamda yeşil özelliklerin kullanımı, konvansiyonel binalardan farklılaşmayı sağlıyor. Ayrıca tüm bu süreçte Yeşil Binaların gelişmesi için oldukça önemli yasal adımlar da atıldı ve önümüzdeki yıllarda Yeşil Binalardaki gelişimin daha da hız kazanması bekleniyor. Yeşil Bina: Yeşil Binaların ülkemizdeki gelişimi konusunda öngörüleriniz nelerdir? Berk Ünsal: Yeşil Binaların gelişimi için yasal düzenlemeler yapılmaya devam ediyor. Aralık 2014’te “Sürdürülebilir Yeşil Binalar ile Sürdürülebilir Yerleşkelerin Belgelendirilmesine Dair Yönetmelik” yayınlanmıştı. Böylece Yeşil Binalarda en önemli unsurlardan birisi olan üçüncü bir şahıs tarafından inceleme yapılması için ilk adım atılmıştı. Bu yönetmelik ile sürdürülebilir Yeşil Binalar ile sürdürülebilir yerleşkelerin değerlendirme ve belgelendirme sistemlerinin oluşturulması, belgelendirme süreçlerinde rol alacakların görev, nitelik ve sorumluluklarının belirlenmesine ilişkin usul ve esaslarının düzenlenmesi amaçlanıyor. Bunun yanı sıra Şubat 2012’de kabul edilen Enerji Verimliliği Strateji Belgesi ile 2010 yılındaki yapı stoğunun en az dörtte biri önümüzdeki 8 yıl içinde sürdürülebilir yapı haline getirilecek. Ayrıca Yeşil Binaların düşük işletme maliyeti ile kullanıcısına kazanç sağladığı, ekonomik yarar ve çevreye verdiği katkı ile değerinde artışı da beraberinde getirdiği bilinci artık sektörde yerleşmiş durumda. Bu tip uygulamaların artırılması için araştırmacıların yeşil/enerji etkin binaların çevresel ve sosyal yararları gibi konulara ilişkin çalışmalar yapması ve değerleme uzmanlarının gayrimenkullerin piyasa değerinde sürdürülebilirliğin etkisi olduğunu yeşil değer aracılığıyla kanıtlaması da katkı sağlayacak. Özellikle Türkiye’nin kendi Yeşil Bina sertifikasını oluşturması hem bilinci hem de sektörün ivmesini artıracaktır. Yeşil Bina: Gayrimenkul pazarlarken farklı kriterler öne çıkıyor. Gördüğümüz kadarıyla Yeşil Bina bu kriterler arasında biraz geride kalıyor. Bu konuda sektörde bilinçlenmeyi sağlamak için neler yapılabilir? Berk Ünsal: Yeşil Bina inşa etmek günümüze kıyasla eskiden daha yüksek maliyete neden olduğu için yükleniciler tarafından tercih edilmiyordu ve bu durumdan Yeşil Binaların gelişimi olumsuz etkilenmişti. Günümüzde ise Yeşil Bina maliyeti geçmişe kıyasla düşüş gösterdi. Ancak yeşil ve sürdürülebilirlik kavramı artık bilinçli tüketiciler tarafından tercih sebebi olmaya başladı. Sektör genelinde bu bilince ulaşmak için öncelikle yasal zorunlulukların sıkılaştırılması ve çevreyle uyumlu politikalar izlenmesi gerekiyor. Ayrıca Yeşil Bina satın alan kişiler için vergi kolaylığı gibi teşviklerin sağlanması halinde mevcut konvansiyonel binaların Yeşil Binalara dönüşümü daha hızlı bir şekilde gerçekleşecektir. Yeşil Bina: Yeşil Binalar söz konusu olduğunda özellikle öne çıkan veya dikkat etmemizi önerdiğiniz bir sektör var mı? Bu sektör hangi alanlarda fark yaratıyor? Berk Ünsal: Yeşil Binalarda tasarruf ve verimli kullanım ön planda olduğu için iklimlendirme sektörü en önemli paydaşlardan birisi konumunda. İklimlendirme sektöründeki gelişmeler, enerjinin daha verimli kullanılmasını sağlıyor. Çünkü Yeşil Binalarda öncelikli amaçlardan birisi mevcut enerjinin en verimli şekilde kullanılmasıdır. Ayrıca yenilenebilir enerji sektörü de kuşkusuz Yeşil Binalar için önem arz ediyor. Fotovoltaik panel, rüzgar türbini gibi güneş enerjisinin elektrik enerjisine dönüşümünü sağlayan araçlar Yeşil Binaların performansında oldukça önemli bir rol oynuyor. Başta Almanya ve ABD olmak üzere çeşitli ülkelerde enerjisini fotovoltaik panel, rüzgar türbini gibi araçlarla kendi üreten “Zero Energy Building”ler inşa ediliyor. Bunların yanı sıra Yeşil Bina sektörü, iç mekan hava kalitesi için düşük VOC’lu (Uçucu Organik Bileşen) boya kullanımı, iç mekanda toz oluşumunu en aza indirgeyen halı kullanımı gibi uygulamalarla kimya, tekstil vb. sektörleri de etkiliyor ve çok kapsamlı bir dönüşümü beraberinde getiriyor. Yeşil Bina: Dünyadaki Yeşil Binalar arasında ilginç bulduğunuz örnekler hangileriydi? Berk Ünsal: Dünyada çok sayıda Yeşil Bina arasından en ilgi çekicilerden birisi olan Londra’da inşa edilen The Crystal, Yeşil Binalar için oldukça başarılı bir örnek olarak göze çarpıyor. The Crystal, en yüksek dereceler olan BREEAM Outstanding ve LEED Platinum sertifikalarını alarak bu başarısını sertifikalandırmıştı. The Crystal, fotovoltaik sistemle kendi enerjisini üretiyor ve yağmur suyu ise kullanım için toplanıp arıtılıyor. Tesis konvansiyonel bir binaya kıyasla yüzde 50 daha az enerji tüketiyor ve karşılaştırılabilecek olan diğer ofis binalarına göre yüzde 70 daha az karbondioksit salımı yapıyor. Ayrıca The Crystal’da atıksu bina dahilinde arıtılıyor. Hiçbir aşamada fosil yakıt kullanılmıyor. Kaliforniya’daki California Academy of Sciences şu anda dünyanın en büyük Platinum ödüllü kamu binası. Yapı kapsamında birçok yeşil özellik kullanılmış. Örnek olarak yeşil çatı ile çatıda 6 inçlik toprak alt tabaka oluşturulmuş. Bu tabaka doğal yalıtım yapılmasını sağlıyor. Yeşil çatı aracılığıyla yılda 3.6 milyon galon yağmur suyu tutularak kullanımı sağlanıyor. Bina genelinde uzanan geniş cam duvarlar sayesinde de binanın iç ofislerinin yüzde 90’ının doğal kaynaklardan aydınlatılması sağlanıyor ve enerji ihtiyacı yıllık yaklaşık yüzde 10 azalıyor. Yalıtım yapılırken, tipik fiberglas benzeri yalıtım malzemesi yerine geri dönüştürülmüş kot kumaşından yapılmış bir çeşit kalın pamuk tabakası kullanılmış. Geri dönüştürülmüş kot kumaşı, eğirilmiş fiberglas yalıtımdan daha sıcak tutuyor ve sesi daha iyi absorbe ediyor. Bunlarla birlikte yıkım malzemelerinin yüzde 90’ı geri dönüştürülmüş. İnşaatta kullanılan çeliğin yüzde 95’i geri dönüştürülmüş kaynaklardan ve kerestelerin yüzde 50’si sürdürülebilir ürün veren ormanlardan toplanmış. Ayrıca çeşitli konut projelerinde kışın yapraklarını döken ağaçların kullanımı ile kış aylarında güneş ısısından daha etkin yararlanma, yaz aylarında ise gölgeleme sağlayarak binanın soğutma yükünün azaltılması sağlanması gibi hem çevresel, hem ekonomik, hem de sosyal açıdan yararlı uygulamalar da bulunuyor. Ä°lginizi çekebilir... Form Åžirketler Grubu Yürütme Kurulu BaÅŸkanı Tunç Korun: "Her Geçen Yıl Ar-Ge Çalışmalarımız ve Yerli Ãœretimlerimizle Ãœrün Gamımızı GeniÅŸletiyoruz"Form Åžirketler Grubu Yürütme Kurulu BaÅŸkanı Tunç Korun, ÅŸirketlerinin baÅŸarılı performansını, geliÅŸtirdikleri yeni ürünleri ve hedeflerini dergimize a... Avrupa BirliÄŸi YeÅŸil Mutabakatı Sektör GörüşleriAvrupa BirliÄŸi YeÅŸil Mutabakatı konusunda, yapı malzemeleri sanayicilerine, sektörümüzün önde gelen firma temsilcilerine mutabakatın yaratacağı yeni d... Sıfır Enerjili Binalar'a UlaÅŸmak Hiç Zor DeÄŸilTürkiye'nin sadece binalarda kullanmak için her sene yaklaşık 15 milyar dolar enerji ithal ettiÄŸini dile getiren Zero Build Genel Sekreteri Özgür ... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.