Adell Armatür ve Vana Fabrikaları A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ali Topçu: 'Sahip Olabilirsiniz; Ama İstediğiniz Gibi Tüketemezsiniz!..'
Orta vadede, nüfusun da artmasıyla Türkiye’nin ciddi bir su kriziyle karşı karşıya kalabileceği uyarısını yapan Adell Armatür ve Vana Fabrikaları A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ali Topçu, bu tehlikeyi en aza indirmek için su kaynaklarının çok dikkatli ve iyi yönetilmesi gerektiğini belirtiyor. Bugün itibariyle Türkiye’nin su kıtlığı çeken ülkeler arasında yer almamakla birlikte, küresel ısınma, hızlı nüfus artışı, kirlenme ve yıllık yağış ortalamasının dünya ortalamasından düşük olması nedeniyle, mevcut kaynakların daha dikkatli kullanılması ve kirlenmeye karşı gerekli tedbirlerin bir an önce alınması gerektiğini ifade eden Topçu, “Türkiye’de su konusunda bireylere, inşaat şirketlerine, mühendislik firmalarına, sanayi işletmelerine, devlete ve yerel yönetimlere önemli görev ve sorumluluklar düşüyor. Biz de armatür üreten bir firma olarak birlikte el ele vererek ülkemizin su gerçeğini birlikte çözebileceğimize inanıyoruz. Şirketimizde tasarımdan üretime tüm faaliyetlerimizde İnsan ve Çevre olmak üzere iki ana yaklaşım mevcut” diyor. Adell Armatür olarak hedeflerinin çevreci, tasarruflu ürünler üreterek insan hayatındaki konforu azaltmadan sudan, zamandan, enerjiden tasarruf sağlamak olduğunu ifade eden Topçu, “Bu amaçla su ve enerji tasarrufu sağlayan, sağlığa zararsız, sessiz, dayanıklı, ergonomik, uzun ömürlü, Yeşil Bina konseptine uygun, yenilikçi, uluslararası standartlara uygun armatür ve vana, akış kontrol sistemleri üretiyoruz. Giderek artan susuzluk tehdidine dair farkındalık ile her geçen gün uyanan bilince paralel olarak, üretim felsefemizi çevreyi koruma misyonu üzerine yapılandırıyoruz. Doğal kaynaklara ve çevreye saygılı üretim yapıyoruz. Çevreye dost, temiz üretim teknolojileri kullanıyoruz. Yeşil Bina sertifikalarında en önemli puanlardan birisi de su kullanımı. LEED ve BREEAM kriterlerinde önemli puanlar kazanılmasına katkıda bulunacak fotoselli armatürler, termostatik bataryalar gibi enerji ve su kullanımını azaltan özel ürünler geliştiriyoruz. Ayrıca şu anda Eko Label çalışmalarımızı da yürütüyoruz. Bu, armatür sektöründe Türkiye için bir ilk olacak” ifadelerini kullanıyor. Binalarda suyla ilgili tasarruf tedbirlerinin planlama aşamasında araştırılması ve uygulanması gerektiğinin altını çizen Topçu şu yorumlarda bulunuyor: “Yapılarda kullanım ve içme suyu tesisatları ayrılabilir. Böylelikle kullanım suyu maliyetleri düşürülebilir. Pis su hatları siyah ve gri su hattı olarak iki ayrı hat halinde yapılmalı ve gri su hattına lavabolar, duşlar bağlanmalıdır. Gri su dönüşüm sistemleri ile çok daha ucuza arıtma sağlanarak büyük ölçüde tasarruf sağlanabilir. Genel toplamda küçük bütçeler gerekmesine rağmen, maliyetlerinden dolayı tesisat malzemelerinde ucuz manuel ürünler yerine otomasyona uygun termostatik bataryalar, vanalar tercih edilmelidir. Yağmur suyunu biriktirerek kullanmaya yönelik altyapı çalışmaları yapılmalıdır. Şirketlerin, kurumların, içinde bulundukları çevreyi, iş ortaklarını, tedarikçilerini, kısaca temasta bulundukları tüm sosyal paydaşlarını bu sorumluluğu paylaşmaya yöneltmeleri gerekiyor...” Su, metalaştırılmamalı “Su, alınır-satılır bir metaya dönüştürülmemesi gereken temel bir insan hakkı olarak kabul edilmeli. Su yaşamdır ve yaşamlarımız damacanaya sığdırılamaz. Su büyük bir nimet. Hayatın devamı için vazgeçilmez ve temel bir insan hakkıdır, metalaştırılmamalıdır. İnsanlar, bitkiler, canlılar, hayvanlara gönderildiği için dağıtımı adil yapılmalıdır. Herkes sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için gerekli sağlıklı ve güvenli suya ulaşabilmelidir. Akarsu ve göl suyunun kullanımı konusunda tüm yöre ve güzergahtaki halklarının kullanımı için eşit ve adil bir planlama yapılmalıdır. Su hizmetlerinde ve yönetiminde, hizmetin kamusal özü korunmalı, yönetimde katılımcı modeller geliştirilmelidir. Su kaynaklarının kullanımında öncelik tüm canlılara, insanlara ve ekolojinin ve doğal yaşamın korunmasına verilmelidir. Suyu tasarruflu ve bilgiye dayalı kullanma bilinci, ferdi, kurumsal ve kamusal olarak muhakkak geliştirilmelidir. Devletin etkin su yönetimi politikalarına halkın katılımı ve sahiplenmesi sağlanmalıdır. Su barışa ve insanlığa hizmet etmelidir; kavgalara ve savaşa değil. Su tüketimi değil, su kullanımı ibaresini kullanmalıyız. Biz insanoğlu olarak suyu tüketmekten ziyade, ihtiyaçlarımızı gidermek üzere, israf etmeden, paylaşarak, hakkımızı bilerek kullanmayı öğrenmeliyiz. Bunu içselleştirmeli ve bir yaşam biçimi haline dönüştürmeliyiz. Su kullanım bilincini ve buna bağlı olarak çevre bilincini bir yaşam biçimi olarak toplumumuza kazandırmalıyız...” Kültürümüzde tüketmek yok “Su, bilinçli kullanılması gereken çok önemli bir yaşam kaynağı. Biyolojik hayatımız olduğu kadar gönül dünyamız için de vazgeçilmez. Tüketmekten ziyade israf etmeden nasıl kullanabiliriz, bunun arayışında olmalıyız. Bizim kültürümüzde ve tarihimizde aslında tüketmek yok. Suyu ve başka şeyleri kolay israf etmiyorduk. Suyu tanımalı, ondan dersler alarak hayatımızı yeniden inşa etmeliyiz. Su mütevazıdır. Suda kibir, gurur yoktur. Su, içine konduğu kabın şeklini alır, esnektir. Ancak onu asla sıkıştıramazsınız. Diklenmeden dik durmasını bilir. Azimlidir, yolunu muhakkak bulur. Suyun içi dışı bir ve şeffaftır. Arka plan hesapları yoktur. Atalarımız suya hürmet ederek ihtiyacını giderirdi. Su ile aralarında güçlü bir iletişim vardı, onunla adeta konuşuyorlardı. Dolayısıyla arınmış, sevilmiş su toplumdaki fertleri mutlu ediyor, hoşgörülü kılıyordu. İletişim kazaları olmuyordu. İnsan önce kendisiyle, eşiyle, işiyle, doğayla, hayvanlarla, cansız eşyalarla çok güzel bir mantığa oturmuş diyaloğa sahipti. Sevilen suyun molekül yapısı düzgün hale gelir ve içimizdeki suyu mayalar. Düşünce sistemimizi olumlu etkiler. Mutluluğun, düşüncenin, hoşgörünün üretildiği merkez olan beyin üzerinde en etkili elementlerden biri de sudur. Eskiler düşünce yönetimine, eğitimine önem vermişler, suyu bir araç olarak kullanmışlardır. Ateş ile barutun bir araya gelmesiyle bambaşka bir mucizevi içecek olan su oluşmuş, insanlara hayat ve mutluluk kaynağı olmuştur. Dolayısıyla daha mutlu bir insan, daha mutlu bir aile, daha mutlu bir toplum ve insanlık için suyu sözde değil özde sevmeliyiz. Sevginin yeşermediği yerde nefret tohumları saçılır. Vücut tarlamızın suyu sevgidir. Dolayısıyla suyla iletişimimizi gözden geçirmeli, yeniden yapılandırarak güçlendirmeliyiz. Güçlü birey olmanın yolu suyu sevmekten geçer...” Sahip olabilirsiniz ama istediğiniz gibi tüketemezsiniz “Atalarımız yaptıkları bütün yapıtlarında muhakkak hayvanları düşünür, onlar içinde su içebilecek şekiller oluştururlardı. Adell Armatür olarak oluşturduğumuz Su Kültürü koleksiyonumuzdaki pek çok etnografik eserde düşünce yapısının yansımalarını görüyoruz. Bu kültürü devam ettirebilmeli, gelecek nesillere aktarabilmeliyiz. Bir şeylere sahip olabiliriz ama tüketirken sorumlu davranmalıyız. Dünyanın bir yerlerinde insanlar su sıkıntısı çekerken, susuzluğun sebep olduğu hastalıklarla uğraşırken, hatta hayatını kaybederken, bizim sorumsuzca suyu heba etmemiz büyük bir hata. Bir şeye sahip olmak, onu tüketme hakkı tanımıyor insana aslında. Sahip olabilirsiniz ama istediğiniz gibi tüketme hakkına sahip değilsiniz. Her nimette başkalarının da hakkı var. Temiz suya ulaşmak sadece insanların değil diğer canlıların da hakkı. Bizim kültürümüzde paylaşmak esastır. Atalarımız suya ulaşımda önceliği hayvanlara ve bitkilere veriyordu. Kültürümüz israfı önleyen bir kültür. İnsanlarımıza bunu anlatmak lazım. Küçük yaşlardan başlayarak su kullanım bilinç düzeyini yükseltmek gerekiyor.” Ä°lginizi çekebilir... Form Åžirketler Grubu Yürütme Kurulu BaÅŸkanı Tunç Korun: "Her Geçen Yıl Ar-Ge Çalışmalarımız ve Yerli Ãœretimlerimizle Ãœrün Gamımızı GeniÅŸletiyoruz"Form Åžirketler Grubu Yürütme Kurulu BaÅŸkanı Tunç Korun, ÅŸirketlerinin baÅŸarılı performansını, geliÅŸtirdikleri yeni ürünleri ve hedeflerini dergimize a... Avrupa BirliÄŸi YeÅŸil Mutabakatı Sektör GörüşleriAvrupa BirliÄŸi YeÅŸil Mutabakatı konusunda, yapı malzemeleri sanayicilerine, sektörümüzün önde gelen firma temsilcilerine mutabakatın yaratacağı yeni d... Sıfır Enerjili Binalar'a UlaÅŸmak Hiç Zor DeÄŸilTürkiye'nin sadece binalarda kullanmak için her sene yaklaşık 15 milyar dolar enerji ithal ettiÄŸini dile getiren Zero Build Genel Sekreteri Özgür ... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.