ThyssenKrupp Asansör Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Uğur Oktar: 'Türkiye'de Daha Hızlı Büyümeyi Planlıyoruz'
Ruhr bölgesinde 1800’lerin ortalarından itibaren gelişip, büyüyen Almanya’nın çelik devleri Thyssen ve Krupp uzun yıllar birbirleriyle rekabet ettikten sonra birleşerek Thyssen Krupp adı altında sekiz iş alanında faaliyet göstermeye başladılar. Bu sekiz iş alanı “malzeme” ve “teknoloji” olarak iki ana grupta toplanıyor: Malzeme grubunda çelik, teknoloji grubunda fabrika tesisleri, otomotiv gibi iş alanları var. Şirketin Türkiye’deki geçmişiyse 1999’a dayanıyor. Önce yerli bir ortakla Türkiye sınırlarından içeri giren şirket, 2009’da hisselerin tamamını alarak yola tek başına devam ediyor. ThyssenKrupp’un önemli iş alanlarından biri de asansör ve yürüyen merdiven teknolojileri. ThyssenKrupp Asansör Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Uğur Oktar’la şirketin faaliyetlerini, yeni ürünlerini ve enerji verimliliğine yaklaşımlarını konuştuk. Şirketin, potansiyeline ve inşaat sektörünün yapısına bağlı olarak Türkiye’ye özel bir önem verdiğini belirten Oktar, önümüzdeki 20 sene içinde bu büyümenin devam edeceğini öngörüyor. “Avrupa’da ekonomiler belli bir olgunluk seviyesine ulaştı. İnşaat lokomotif bir sektör. İnşaatın lokomotifliğinde bizim gibi sektörler de bu artışın arkasına takılıp devam edecektir. Her ne kadar 11 yıldır burada olsa da çok daha hızlı, organik ve inorganik büyüme planları var” diyen Oktar, Türkiye’nin çevre ülkelerle ilişkilerine ve potansiyeline bağlı olarak ileride bu potansiyel değerlendirilebileceği görüşünde. Oktar, ürünlerinin üretimden kullanım aşamasına kadar enerji verimliliği konusunu gözettiklerini belirtiyor ve enerji verimliliğinin sektördeki öneminden bahsediyor: “Bu sektörde, toplam tüketilen enerjinin üretimden bakıma kadar yaklaşık yüzde 70’lik bir kısmı üretim aşamasında değil, ürünün kullanımında tüketiliyor. Dolayısıyla sürdürülebilir ve enerji verimliliği yüksek ürünler kullanmalısınız ki bu ürünlerin kullanım ömrü boyunca gerçekten enerji verimliliği sağlanabilsin.” “Frekans kontrollü motorlar”la enerji tasarrufu Oktar, Thyssen Krupp ürünlerinin enerji verimli olması için, üretimden bakıma kadar nelere dikkat ettiklerini ve ürünlerinin fark yaratan ayrıntılarını şöyle anlatıyor: “Asansörlerde, dişlisiz makine motor grubu kullanımı bizim standardımız. Normalde dişlide bir takım enerji kayıpları söz konusu. Bizde dişli olmadığı için enerji kaybı yok. Bunun bir de çevrecilikle ilgili kısmı var. Dişli grubu sürekli yağlanmalı. Bu da çevreyi olumsuz etkiliyor. Dişlisiz bir makine-motor grubu kullandığınız zaman yağdan da kurtulduğunuz için çevreyle dost bir teknoloji kullanmış oluyorsunuz. Onun dışında frekans kontrollü motor yol verme sistemleri kullanıyoruz. Frekans kontrollü motor kullandığınız zaman motorlar devreye frekans kontrolüyle girip çıkarlar. Bu hem yumuşak hareket hem de enerji tasarrufu sağlar.” “Yürüyen merdivenlerde de buna benzer bir uygulama var. Normalde 0,5m/s’yle hareket eder. Üstünde yolcu olmadığı için sürekli çalışmasına gerek yoktur. Biz YM üzerindeki hareketi kontrol ederiz. Eğer uygulamada yürüyen merdivenin belli bir süre boyunca çalışmasını gerektirmiyorsa durdurabiliriz. Buna dur-kalk sistemi denir. İki devir hızlı sistem kullanırız; 0,5 m/s veya 0,2 m/s olarak. Sistem bir süre yolcu binmediğini hissettiği zaman radarlar sayesinde kendisini 0,2 m/s’ye alır ve düşük hızla çalışmaya devam eder. Çok daha uzun süre yolcu binmezse tamamen durma opsiyonu vardır. Müşterinin ihtiyacına göre şekillenen bu sistemle büyük ölçüde enerji tasarrufu sağlıyoruz.” “Asansörlerde kullanılan kabinlerde Ar-Ge’ye önem veriyoruz. Teknoloji bize mekanik mukavemetten fedakarlık yapmadan asansör kabinlerinin daha hafif olmasını sağlıyor. Asansörün kabini hafif olursa, onu hareket ettirmek için daha az enerjiye ihtiyaç duyuluyor. Ayrıca daha az materyal kullandığınız için çevreyle dost teknoloji kullanmış oluyoruz. Daha az atık ortaya çıkıyor. Ambalajlarımız da çevreyle dost, geri dönüştürülebilir malzemelerden.” Türkiye’de çevrecilik algısının artması lazım “Yeşil Bina sertifikalarımız da var. Yurtdışı fabrikalarda sertifikalandırma çalışmaları çok önceden başladı ve oradaki kontroller çok daha ciddi. Piyasaya baktığınız zaman üretim anlamında bu konuya en çok önem veren şirket olduğumuzu söyleyebilirim. Tüm konsept Yeşil Binalara uygun ürün üretmeye yönelik.” Yeni teknolojiler maliyetlerimize yansıyor Oktar’a göre, müşterilerin beklentilerinin bu şekilde artıyor olması işlerini kolaylaştırıyor. “Çünkü biz her aşamada enerji verimliliğini göz önünde bulundurarak yeni teknolojiler kullanıyoruz. Bu bizim maliyetlerimize yansıyor. Biz bunu anlatmak için büyük çaba sarf ediyoruz” diyor Oktar ve ilave ediyor: “Bizi sadece ürünün satın alma maliyetiyle kıyaslayan müşterilerimize, ‘Ürünün toplam sahip olunma maliyetine bakın. O ürünün size maliyeti sadece alırken ödediğiniz ücret değildir. Çünkü o ürünü aldığınız zaman 20, 30 yıl kullanmak zorundasınız’ diyoruz. İleriki yıllarda ürünün hangi parçaları değişmek zorunda kalacak? Ne kadar bakıma ihtiyacı olacak? Ne kadar atık çıkartacak? Ne kadar yağ kullanmak zorunda kalacaksınız? Bunların hepsi birer maliyettir. Eğer ürünü satın alan kişi o ürünü kullanacaksa bunları anlatmanız çok daha kolay ama o ürünü satın alan ve kullanacak kişi/kurum farklıysa gözden kaçması daha kolay oluyor.” Konut pazarına yönelik ürünler de pazarlamaya başladık Oktar, Thyssen Krupp’un son yıllarda konut pazarına yönelik ürünler de pazarlamaya başladığını belirtiyor: “Özellikle konut sektörüne yönelik, Synergy ismini verdiğimiz bir ürünümüz var. Bu, konut pazarında çok başarılı bir şekilde Türkiye pazarına sunduğumuz bir ürün. Synergy paket bir ürün. Pazarda komponent asansör üretimi de yaygın. Komponent asansör demek farklı ünitelerin toparlanması ve terzi usulü bir araya getirilmesi demek. Bu sıkıntılı bir süreç. Çünkü ürünleri biraraya getiriyorsunuz. Bu ürünlerin uyumu, mühendisliği problem çıkarabilir. Fakat standart paket asansörlerde böyle bir sıkıntı yok.” Yenilikçilik, ThyssenKrupp’un ayırt edici özelliği “Twin adını verdiğimiz yenilikçi bir ürünümüz var. Aynı şaft içinde birbirinden bağımsız çalışabilen iki asansör kabininden oluşuyor. Bu ürünle asansör sektöründe daha önce çözülememiş olan bir sorunu çözdük. Çok yüksek katlı ve kalabalık binalarda, trafik akışını sağlamak için çok fazla asansör kullanma ihtiyacı oluyor. Twin’le bu ihtiyacı azaltabiliyoruz. Aynı sayıda yolcuyu, konfor problemi yaşatmadan daha az asansörle taşıyabiliyoruz. Dubai, Almanya, İspanya ve pek çok başka ülkede çalışan Twin’lerimiz var.” Sektörde farklılık servis hizmetiyle sağlanıyor Oktar, Thyssen Krupp’un servis hizmetine de çok önem verdiğini hatta kendilerini bir servis şirketi olarak gördüklerini belirtiyor. Ürünü sattıktan sonra çok uzun yıllar bakımını yapmanın müşteriyle uzun süreli ilişki anlamına geldiğine değinen Oktar’a göre sektörde farklılık, servis hizmetinin başarısında yatıyor. Thyssen Krupp’un, yaklaşık yüz kişilik, sahada dolaşan bir ekibi var. Havalimanı ve metrolardaysa yerleşik personeli mevcut. ITS (International Technical Support) destek ekibiyle yurtdışından da teknik destek alan şirket böylece markadan bağımsız servis hizmeti de verebiliyor. Ä°lginizi çekebilir... Form Åžirketler Grubu Yürütme Kurulu BaÅŸkanı Tunç Korun: "Her Geçen Yıl Ar-Ge Çalışmalarımız ve Yerli Ãœretimlerimizle Ãœrün Gamımızı GeniÅŸletiyoruz"Form Åžirketler Grubu Yürütme Kurulu BaÅŸkanı Tunç Korun, ÅŸirketlerinin baÅŸarılı performansını, geliÅŸtirdikleri yeni ürünleri ve hedeflerini dergimize a... Avrupa BirliÄŸi YeÅŸil Mutabakatı Sektör GörüşleriAvrupa BirliÄŸi YeÅŸil Mutabakatı konusunda, yapı malzemeleri sanayicilerine, sektörümüzün önde gelen firma temsilcilerine mutabakatın yaratacağı yeni d... Sıfır Enerjili Binalar'a UlaÅŸmak Hiç Zor DeÄŸilTürkiye'nin sadece binalarda kullanmak için her sene yaklaşık 15 milyar dolar enerji ithal ettiÄŸini dile getiren Zero Build Genel Sekreteri Özgür ... |
||||
©2025 B2B Medya - Teknik Sektör Yayıncılığı A.Åž. | Sektörel Yayıncılar DerneÄŸi üyesidir. | Çerez Bilgisi ve Gizlilik Politikamız için lütfen tıklayınız.